Logo

8. Hukuk Dairesi2025/102 E. 2025/1546 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosunda yapılan tespit sonucu davacıların taşınmazlarının yüzölçümlerinde azalma olması nedeniyle kadastro tespitine itiraz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme, araştırma ve mevcut delillerin takdiri sonucu, taşınmazlar arasındaki sınırın yenileme kadastrosunda belirlendiği gibi sabit sınır olduğu, kullanılan yöntem farklılığından kaynaklanan yüzölçümü farkının yenileme kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapıldığını ve davacı parsellerdeki azalmanın hatalı tespitten kaynaklanmadığı gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/9 E., 2024/34 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Kütahya ili Simav ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 3922 parsel sayılı 1.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 292 ada 197 parsel numarasıyla ve 1.167,67 metrekare yüzölçümlü olarak; davacı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 5632 parsel sayılı 310,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 292 ada 198 parsel numarasıyla ve 291,63 metrekare yüzölçümlü olarak ve eski 5633 parsel sayılı 268,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 292 ada 199 parsel numarasıyla ve 248,25 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve taşınmazının batı sınırının yanlış belirlendiği ve eksiklik ile yanlışlığın davalıya ait 292 ada 197 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmış, yargılama sırasında davacının vefat etmesi üzerine davacının mirasçılarının davaya katılımı sağlanmıştır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "dava konusu alanın yapılan ilk tesis kadastrosunda davacı parsel içerisinde iken uygulama kadastrosunda bu sınırda değişiklik yapılarak davalı parsel içine dahil edildiği, fen bilirkişilerinin raporlarına göre yapılan tesis kadastrosunun, tevhit ve ifraz işlemlerinin usulüne uygun olduğu, bu şekilde uygulama kadastro çalışmalarında tesis kadastrosundaki sınırlara riayet edilmeden tespit yapılmış olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 292 ada 197, 198 ve 199 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptaline, 292 ada 197 parsel sayılı uygulama parselinin 14.08.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 20,35 metrekare yüz ölçümündeki bölümün 292 ada 198 parsel sayılı uygulama parseline, (B) harfiyle gösterilen 19,74 metrekare bölümün 292 ada 199 parsel sayılı uygulama parseline eklenmek suretiyle 292 ada 198 parsel sayılı taşınmazın 312,00 metrekare olarak, 292 ada 199 parsel sayılı taşınmazın 267,99 metrekare olarak, 292 ada 197 parsel sayılı uygulama parselinin 1.123,47 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "davanın uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, usulüne uygun yapılan araştırma, fen bilirkişisi raporu ve krokisi çerçevesinde, dava konusu taşınmazlar arasındaki tesis kadastrosuna ilişkin sınırlar ile uygulama kadastrosuna ilişkin sınırların birbiriyle uyumlu olmadığı, tesis kadastrosunda, ifraz, tevhit ve yola terk işlemlerinde bir hata bulunmadığı, davacı parselinin yüzölçümündeki azalmanın davacı parselinin bir bölümünün yenileme çalışmaları sırasında hatalı olarak komşu davalı parsele dahil edilmesinden kaynaklandığı, davalı 197 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 20,35 metrekarelik bölümünün ifraz edilerek davacı 198 parsele; (B) harfi ile gösterilen 19,74 metrekarelik bölümünün ise ifraz edilerek davacı 199 parsele eklenmesi halinde uygulama kadastrosu sırasında yapılan sınır hatasının giderileceği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi'nin davanın kabulüne ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu" gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04.04.2022 tarihli ve 2021/4093 Esas, 2022/3163 Karar sayılı kararıyla; "İlk Derece Mahkemesi tarafından eksik araştırma ve inceleme yapıldığı belirtilerek yöntemine uygun bir şekilde araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "bilirkişi raporuna göre 1965, 1970, 1995, 2022 yılı hava fotoğraflarında belirgin olan sınırların yenileme kadastrosuna uygun olduğu, dava konusu parsellerin ortak sınırı sabit sınır olarak tespit edildiği, 1969 yılında yapılmış olan tapulama paftasının pafta zemin uyumunun olmadığı, 2017 yılında yapılan yenileme kadastrosunda dava konusu sınırda pafta zemin uyumsuzluğu giderildiği, mahalli bilirkişilerin zemindeki mevcut sınırın kadimden beri değişmeyen sınır olduğunu, dava konusu sınırda yapılan yenileme kadastrosu işleminde teknik ve ilgili mevzuatı açısından herhangi bir hatanın bulunmadığının belirtildiği, yenileme kadastrosu, ilk tapulama kadastrosu ve keşif esnasında yapılan ölçümlerin çakıştırıldığını taşınmazlar arasındaki kadim sınırın değişikliğe uğramadığının mahalli bilirkişi beyanları ile anlaşıldığı, taşınmazları ayıran başkaca sabit sınır noktasının bulunmadığı, alınan bilirkişi raporu ile de taşınmazdaki yüzölçümü farkının kullanılan yöntem farklılığından kaynaklandığı ve yenileme kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı" gerekçesiyle davanın reddine, 292 ada 197, 198 ve 199 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacıların temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.