"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2024/25 E., 2024/12 K.
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Osmancık ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 101 parsel sayılı 9.319,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... Bul adına tespit edildikten sonra, askı ilan süresi içerinde ... tarafından itiraz edildiği gerekçesiyle kadastro tutanağı Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
Davacılar ... ve arkadaşları Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları dava dilekçelerinde; Osmancık ilçesi ... köyü 104 ada 101 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının malik hanesinin açık olduğunu, Kadastro Mahkemesinde de her hangi bir dava bulunmadığını ileri sürerek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın murisleri ... Bul mirasçıları adına tescilini talep etmişler ve yargılama sırasında dava dosyası görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; ancak, dava konusu taşınmazın sular altında kalmasından önce yapılan keşif, alınan ziraatçi bilirkişi raporu ve sular altında kaldıktan sonra hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle düzenlenen jeodezi / fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisi tarafından hazırlanan raporlar birlikte değerlendirildiğinde, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar lehine oluştuğunun anlaşıldığı, bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın su altında kaldığı ve bu nitelikteki yerlerin tapu kütüğüne tescilinin mümkün olmadığı göz önüne alınarak, davacılar lehine mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesinin hatalı olduğu, öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesinde, göllerin tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadığının belirtildiği açıklanarak, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmaz tarla niteliğinde olmakla beraber tespitten sonra baraj gölü altında kalmış olması nedeniyle, İlk Derece Mahkemesince, 3402 sayılı Kanunu'nun 16/C maddesi gereğince, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki göllerin tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadığı gözetilerek anılan Kanun maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, kadastro tutanağının iptali ile taşınmazın terkinine karar verilmesinin isabetsizliğine ..." değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "... davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, ancak taşınmazın 2013 yılından sonra sular altında kalmasıyla birlikte davacılar lehine tescil hükmü kurma imkanının kalmadığı, bu nedenle tescil hükmü kurulmaksızın mülkiyetin davacılara ait olduğunun tespiti ve hali hazırda baraj gölü havzasında kaldığı gözetilerek Kadastro Kanunu 16/C düzenlemesi gereği dava konusu parselin tescil dışı bırakılması gerektiği ..." gerekçesiyle, davanın kabulüne ve dava konusu 104 ada 101 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin davacılara aidiyetinin tespitine, baraj suları altında kalmış olması sebebi ile Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi gereğince tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmak zorunda olup, sicil oluştururken dava konusu taşınmazın kim veya kimler adına ve hangi paylar oranında tescil edileceğinin açıkça gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, hüküm yerinde "mülkiyetin davacılara ait olduğunun tespitine" şeklinde karar verilmesi isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bozma nedeni yapılmamış ve hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin dördüncü satırında yer alan "MÜLKİYETİNİN DAVACILARA AİT OLDUĞUNUN TESPİTİNE" kelimelerinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine, "tamamı 36 pay kabul edilerek, 6/36'şar payının davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve 1/36'şar payın davacı ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına mülkiyetin aidiyetinin tespitine" kelimelerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.