Logo

8. Hukuk Dairesi2025/787 E. 2025/1528 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamının tebliğinden sonra davanın yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay bozma ilamının davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesindeki usulüne aykırı tebligat yapıldığı ve davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gözetilerek yerel mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 1985/806 E., 1985/695 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili; ... köyünde kain 2477 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin müşterek mirasbırakanı ...'den (...) intikal ettiğini, taksim edilmediğini, taşınmazın ... tarafından satıldığını ancak satışın geçerli bulunmadığını ileri sürerek davalı adına yapılan tespitin iptali ile mirasçılar adına tapuya tescilini talep etmiştir.

Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.05.1981 tarihli ve 1977/98 Esas, 1981/342 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02.04.1984 tarihli ve 1984/3625 Esas,1984/3498 Karar sayılı ilamında; davada davalı Hazinenin hukuki yararının bulunmadığı, davalı olarak gösterilmesine de gerek olmadığı, dolayısıyla Hazine yönünden hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi ve lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; bozma ilamının taraflara tebliğ edilmesine rağmen 1 yıl içerisinde yenileme talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 409 uncu maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, verilen karar davacılardan Aymelek Bozkurt Alav vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargılamada tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Tarafın bilgi sahibi olmadığı işlemler, belge ve bilgiler yargılamada esas alınamaz. Bilgilenme bakımından, hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalı, bilgilenme şeklen değil, gerçek anlamda sağlanmaya çalışılmalıdır.

Duruşma tayin edilerek, tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerekmektedir.

Bu noktada tebligat, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsurudur. Bu hakkın ihlal edilmemesi için yapılan bildirimin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na (7201 sayılı Kanun) uygun olması gerekir.

Muhatap usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile açılan davadan zamanında ve tam olarak haberdar olur. Bu nedenle tebligat, yapıldığı tarihte yürürlükteki tebligat mevzuatına aykırı yapılmışsa, sadece tebligat hukukuna aykırı davranış söz konusu olmaz; aynı zamanda hukukî dinlenilme hakkı da ihlal edilmiş olur.

7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Dolayısıyla, 7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle, mahkemece aynı adrese usulüne uygun olarak en azından bir kere tebliğ yapılabilmiş olması gerekir. Bu şarta ilave olarak muhatabın adres kayıt sisteminde herhangi bir adresinin de bulunmaması gerekir.

Somut olaya gelince; Yargıtay ilamının davacıya tebliği için gönderilen tebligatın incelenmesinde, muhatabın adresten ayrılması nedeniyle 7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre yapılmıştır. Ne var ki, anılan madde uyarınca tebligat yapılabilmesi için öncelikle, muhatabın bilinen en son adresine usulüne uygun olarak tebligat çıkarılması, muhatabın adreste bulunmaması ve yeni adresinin de tespit edilememesi halinde 7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca tebligat yapılması gerekli olduğundan, yapılan tebligatın, 7201 sayılı Kanun ve Tebligat Yönetmeliğine uygun olmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca öncelikle, Mahkemece davacının talebi süresinde kabul edilip işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.