"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalıların ... Geçit İnşaatı şantiyesi işyerinde 04.12.2009-23.07.2013 tarihleri arasında hafriyat tır şoförü olarak çalıştığını, aldığı son ücretin aylık net 1.850,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile hafta tatili, genel tatil, fazla çalışma ve yıllık izin ücretleri ile maaş ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, diğer davalının davacıyı münhasıran müvekkili şirkette çalıştırıp çalıştırmadığının araştırılması gerektiğini, yine asıl işveren alt işveren ilişkisi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, fazla çalışma iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şoför olan davacının fazla çalışma iddiasını tanıkla ispatlayamacağını, haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı...şirketi vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 22.01.2019 tarih, 2016/19505 Esas, 2019/1918 Karar sayılı kararı ile “....Mahkemece, davacının 04.12.2009-23.07.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabulü ile işçilik alacakları hüküm altına alınmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde, davalı...Şirketi tarafından davacı adına 04.12.2009-12.08.2010 ve 22.10.2010-23.07.2013 tarihleri arasında çalışma bildirildiği saptanmıştır. Davalı...Şirketi vekilince; 12.08.2010 tarihli ve davacının 04.12.2009-12.08.2010 tarihleri arasındaki çalışmasına dair ibraname ile farklı tarihlere ait tediye makbuzları sunulmuştur. Bu nedenle söz konusu belgeler davacı asile gösterilip beyanı alındıktan sonra gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek çalışmanın kesintili olup olmadığı somut bir biçimde belirlenmeli ve buna göre işçilik alacakları yeniden bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Somut olayda, Mahkemece verilen 30.03.2016 tarihli hüküm, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce incelenerek, 22.01.2019 tarihli ilamla bozulmuş; bozmaya uyan Mahkemece talep edilen işçilik alacaklarının kısmen kabulü ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair hüküm kurulmuştur. Bozma konusu 30.03.2016 tarihli ilk hükümde diğer alacak talepleriyle birlikte indirim sonrası 15.370,94 TL fazla çalışma ücreti ve 7.885,70 TL hafta tatili ücretine hükmedilmesine ve ilgili kararın Dairemizce davalılar yararına bozulmasına rağmen, bu alacaklar yönünden davalılar yararına miktar bakımından oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek indirim sonrası 15.770,94 TL fazla çalışma ücreti ve 7.958,72 TL hafta tatili ücreti olmak üzere bozma öncesi ilk karardaki miktarlardan daha fazlasına hükmedilmesi hatalı olup yeniden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.