Logo

9. Hukuk Dairesi2021/10298 E. 2021/14536 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen hükme karşı yapılan temyiz üzerine, direnme kararının verilmesi ve bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilip gönderilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının, bozma kararına eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve bu hususta karar verme yetkisinin Hukuk Genel Kurulu'na ait olduğu gözetilerek dosyanın Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava, alacak istemine istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükmün Dairemizin 02.11.2020 tarihli ve 2020/5785 esas, 2020/14082 karar sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmıştır.

25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesi gereğince 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5. maddesi gereğince ise, ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.

Dairemizin 02.11.2020 tarihli ve 2020/5785 esas, 2020/14082 karar sayılı bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle 6100 sayılı Kanun’un 373/5. maddesi gereğince Dairemizce yapılan incelemede; somut uyuşmazlıkta, Yargıtay(Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.11.2017 tarihli ve 2015/20925 esas, 2017/24250 karar sayılı bozma kararında fazla çalışma ve hafta tatili alacakları yönünden davacı tanığı ...’un davacı ile birlikte çalıştığı 6 aylık süre dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğinin belirtildiği, bozmaya uyan Mahkemece, tanığın beyanı ve davalı işyerindeki çalışma süresi dikkate alınarak fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının 20.04.2012-28.08.2012 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanıp hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Bozmadan sonra verilen hükme karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 02.11.2020 tarihli kararı ile davacı ile davacı tanığı ...’un aynı işyerinde çalışmadıkları tespit edildiğinden fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, davacı tanığı ...’un beyanı alındıktan sonra davalı vekilinin sadece aleyhe beyanları kabul etmediğini bildirdiği, tanık ...’un beyanları da hesaplamaya esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de anılan tanığın davacı ile aynı işyerinde çalışmadığına dair bir itiraz ileri sürülmediği gibi bilirkişi raporuna dayanılarak verilen hükmün temyizinde de bu hususun temyiz sebebi olarak gösterilmediği, bu yöndeki itirazın ilk kez Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.11.2017 tarihli bozma kararından sonra ileri sürüldüğü dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, her ne kadar Dairemizin 02.11.2020 tarihli kararı hatalı ise de Yargıtay ( Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 07.11.2017 tarihli bozma kararı ve bu bozmaya uyularak Mahkemece verilen 20.06.2019 tarihli karar dosya kapsamına uygun düşmektedir. Ne var ki Mahkemece 06.07.2021 tarihli direnme kararında bozmadan sonra dosyaya kazandırılan yeni delillerin değerlendirilmesi ile hüküm kurulduğu ve verilen direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu düşünülmektedir. Bu hususta karar verme yetkisinin ise Hukuk Genel Kuruluna ait olduğu anlaşıldığından, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 20.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.