"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 15.01.1991 tarihinden itibaren gazeteci olarak muhtelif görevlerde çalışıp, 2005 yılında parlamento haber müdürü, 07.03.2010 tarihinde haber yayın daire başkanı olarak görevlendirildiği, 01.03.2012 tarihinde genel müdür danışmanı olarak görevlendirildiği, emekli olduğu 27.09.2012 tarihine kadar çalıştığı, fazla mesai yaptığı, hafta tatillerinde çalıştığı, yıllık izin alacağının bulunduğunu ileri sürerek fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları ile bu alacakların % 5 fazlası alacağının, yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Bozma İlamı ve Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemenin ilk kararının taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 18.09.2019 tarih ve 2016/18139 esas, 2019/16608 karar sayılı ilamı ile; yıllık izin ücretinin yevmiyenin 2 katı üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu, davacının yaptığı işin niteliğine göre mesaiye erken gelmesini gerektirir çalışmasının söz konusu olmadığı, öte yandan davacının genel müdür danışmanlığı yaptığı dönemlerde aynı çalıştığının kabul edilmesinin dosya kapsamı ile örtüşmediği anlaşıldığından, davacının alacaklarının bu kabule göre hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmasına ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak teşkil eder.
Somut uyumazlıkta, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 2016/18139 esas, 2019/16608 karar sayılı ilamı ile fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücretinin hesabı konusunda, davacının yaptığı işin niteliğine göre mesaiye erken gelmesini gerektirir çalışmasının söz konusu olmadığı ve davacının genel müdür danışmanlığı yaptığı dönemlerde aynı çalıştığının kabul edilmesinin dosya kapsamı ile örtüşmediği belirtilerek karar bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışma dönemlerinin ve haftalık fazla mesainin önceki karardan tamamen farklı şekilde tespit edildiği ve ona göre hesaplandığı anlaşılmıştır. Bozmadan önce karara esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai hesabı, yoğun çalışıldığı iddia edilen Haziran-Mayıs, Kasım-Aralık dönemleri için ve sabah 1,5 saat akşam için 2 saat olmak üzere haftada 5 gün için yapılmış olup bozma ilamına göre sadece sabah 1,5 saat dikkate alınmaksızın hesaplama yapılması gerekirken, raporda 6 gün çalışma ile 09.00-18.00 arası haftalık 48 saati geçen çalışma, fazla çalışma olarak kabul edilmiş, 07.03.2010 tarihine kadar fazla çalışma olmadığı kabul edilmiş, bu tarihten 31.12.2011 tarihine kadar ise tüm çalışma dönemleri için fazla mesai hesabı yapılmıştır. Bu hesaplama tarafların usuli kazanılmış hakkına aykırılık teşkil etmektedir.
Hafta tatili hesabında da, bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda davacının alacağı % 50 zamlı olarak hesaplanarak mahkemece hüküm altına alınmış iken bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda % 150 zamlı olarak hesaplandığı ve mahkemece taleple bağlı kalınarak davacının alacağının hüküm altına alındığı anlaşılmış olup yine bu husus davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğindedir.
Ayrıca, ilk kararda mahkemece fazla mesai ücreti alacağına faize hükmedilirken dava ve ıslah ayrımı yapılmasına rağmen bozmadan sonra fazla mesai ücreti alacağına böyle bir ayrım yapılmaksızın dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalıdır.
Yukarıda açıklandığı şekilde bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalan ve kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Mahkemece yapılacak iş; gerekirse tekrar bilirkişi raporu alınarak ilk kararda esas alınan bilirkişi raporundaki fazla çalışma ve hafta tatili hesabında bozma dışında kalarak kesinleşen hususlara dokunulmaksızın yapılacak hesaplamaya göre davacının fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti alacağını hüküm altına almaktır. Taraflar lehine usuli kazanılmış hak ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Fazla mesai ücreti ile hafta tatili ücretinin %5 fazlalıkları talebi, dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararının gereği olarak reddedildiğinden, Dairemizce bu red nedeniyle oluşan miktar bakımından davalı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığından, bu hususun da mahkemece gözetilmemesi hatalı olup bozma sebebdir.
4- Kabule göre; mahkemece, hüküm fıkrasının 6. bendinde başvuru harcı ile birlikte 2.445,55 TL harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken mükerrer tahsile yol açacak şekilde 4.732,25 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi de hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.