"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, şirkette çalışmaya başladığı ilk günden itibaren haftanın en az 4 günü 18:00’ da normal mesai bitmesine rağmen saat 23:30’ a kadar çalıştığını, ayda 5- 6 gün bu çalışmasının saat 01:00- 02:00’ a kadar sürdüğünü, ayda en az iki cumartesi ve bir de pazar günü 10:00- 17:00 saatleri arası çalıştığını iddia ederek fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi sonucu karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin...karar sayılı ilamı ile " Somut olayda, davacının dava dilekçesinde günlük çalışma şekline ve saatlerine ilişkin olarak şirkette çalışmaya başladığı ilk günden itibaren haftanın en az 4 günü 18:00’ da normal mesai bitmesine rağmen saat 23:30’ a kadar çalıştığını, ayda 5- 6 gün bu çalışmasının 01:00- 02:00’ ye kadar sürdüğünü, ayda en az iki cumartesi ve bir de pazar günü saat 10:00- 17:00 saatleri arası çalıştığını beyan ettiği görülmektedir. Bilirkişice dosya kapsamındaki delillere göre davacının haftanın 4 günü 09.00-23.00 saatleri arası 14 saatten 56 saat, haftanın 2 günü ise 09.00-01.00 saatleri arası 16 saatten 32 saat olmak üzere 88 saat çalışmakta olduğu, bu suretle haftada 43 saat fazla çalışmasının olduğu, günlük 1,5 saatten haftalık 9 saat ara dinlenmesi düşüldüğünde ise haftalık 34 saat fazla mesaisinin olduğunun kabul edildiği ve mahkemece bu hesaplamaya göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktaysa da davacının dava dilekçesinde ayda 5-6 gün gece 01.00 ‘ a kadar çalıştığını iddia ettiği halde belirtilen çalışma saatlerini aşacak şekilde haftada iki gün 09.00-01.00 saatleri arası çalışıldığının kabul edildiği ve talebin aşıldığı anlaşılmaktadır. Davacının talebiyle bağlı kalınarak ayda 6 gün saat 01.00’a kadar çalıştığının kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Ara dinlenmesi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre 4 saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az 15 dakika, 4 saatten fazla ve 7,5 saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük 7,5 saati aşan çalışmalar bakımından ise en az 1 saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada 7,5 saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği 7,5 saati aşan çalışmalar yönünden en az 1 saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde 11 saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az 1 saat, 11 saat ve daha fazla çalışmalarda ise en az 1,5 saat olarak verilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının çalıştığı işyeri, yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni, hep birlikte değerlendirildiğinde davacı işçinin günlük 16 saatlik çalışmalarında 2.5 saat ara dinlenmenin mahsubu gerekirken yazılı şekilde hatalı hesaplamaya itibarla hesaplanan fazla çalışma ücret alacağının kabulü bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum davaların uzamasının önüne geçmek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Yargıtay'ın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.
Davacı tarafından genel tatil alacağı, fazla mesai, hafta tatili ücret alacaklarının tahsili amacıyla dava açılmıştır. Bozmadan önce alınan raporda davacının haftanın 4 günü 09.00-23.00 saatleri arası 14 saatten 56 saat, haftanın 2 günü ise 09.00-01.00 saatleri arası 16 saatten 32 saat olmak üzere 88 saat çalışmakta olduğu, bu suretle haftada 43 saat fazla çalışmasının olduğu, günlük 1,5 saatten haftalık 9 saat ara dinlenmesi düşüldüğünde ise haftalık 34 saat fazla mesaisinin olduğunun kabul edilerek fazla mesai alacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş karar davacının ayda 5-6 gün gece 01.00 ‘ a kadar çalıştığını iddia ettiği, talep aşılmak suretiyle haftada iki gün 09.00-01.00 saatleri arası çalışıldığının kabul edilmesinin hatalı olduğu, davacının talebiyle bağlı kalınarak ayda 6 gün saat 01.00’a kadar çalıştığının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bozma kararından sonra Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 4 günü 09:00-23:00 arası olacak şekilde net 12,5 saat çalıştığı, bir yıldaki toplam çalışma süresinin 12,50 saat x 4 gün x 52 hafta = 2.600 saat olduğu, davacının ayın altı günü 09:00-01:00 arası olacak şekilde net 13,5 saat çalıştığı, bir yıldaki toplam çalışma süresinin 13,50 saat x 6 gün x 12 ay = 972 saat olduğu, yıllık toplam saat süresinin 2.600 + 972 = 3.572 Saat ve haftalık çalışma süresinin 3.572 / 52 hafta = 68,69 saat olduğu, net haftalık fazla mesai süresinin ise 68,69 – 45 = 23,69 saat olduğu ifade edilerek tespit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece hesaplamanın hatalı olduğu değerlendirilerek resen hesaplama yapılarak davacının her bir ayın bir haftasının altı günü 09:00-01:00 arası çalışmış olduğunu, bu haftalardaki yıllık çalışma süresinin 13,5 x 6 gün x 12 ay = 972 saat olduğu, kalan haftalarda (52-12=40 hafta) ise haftanın altı günü net 12,5 saat çalıştığı kabul edildiğinde yıllık çalışma süresi 40 hafta x 6 gün x 12,5 saat = 3.000 saat olacağı, bu durumda yıllık çalışma süresi 3.000 + 972 = 3.972 ve haftalık çalışma süresi 3.972 / 52 hafta = 76,38 saat, haftalık fazla mesai süresi ise 76,38 saat – 45 = 31,38 saat olacağı kabulü ile fazla mesai alacağı hüküm altına alınmıştır.
Bozma kararından önce mahkeme tarafından davacının haftanın 4 günü 09:00-23:00 arası olacak şekilde net 12,5 saat çalışma kabul edilmiş ve davacı tarafça bu karar temyiz edilmediği gibi bu kısım bakımından bozma da yapılmamıştır.
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta bozma öncesi haftanın 4 günü 09:00-23:00 arası olacak şekilde net 12,5 saat fazla mesai yapıldığı kabul edilmişken bozma sonrası 40 hafta bakımından haftanın 6 günü 09:00-23:00 arası olacak şekilde net 12,5 saat mesai kabul edilerek hesaplama yapılması davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal etmiş olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.