Logo

9. Hukuk Dairesi2021/11034 E. 2021/15205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, sosyal yardım ve ücret alacakları talepleri karşısında davalı işverenin ödeme yapmadığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Fazla mesai ve ulusal bayram/genel tatil ücreti alacaklarının ispatında yalnızca husumetli tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmasının usule aykırı olması, sosyal yardım ve ücret alacaklarında ise önceki dava ile mükerrer hesaplama yapılması ihtimali ile talep aşımı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( İş) Mahkemesi

...

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, iş sözleşmesine haklı bir neden olmaksızın son verildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım diğer işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının ödenmeyen bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karar; davalı ... temyizi üzerine, Dairemizin 13.02.2020 tarih 2017/13965 esas ve 2020/2214 karar sayılı ilamı ile özetle; birden fazla işçi tarafından açılan dosyaların tefrik edilmesi bakımından bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Belediyenin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Taraflar arasında ilk uyuşmazlık konusu davacıya ait ödenmeyen fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı bulunup bulunmadığıdır.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.

İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

Aynı ispat kuralları ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.

Öte yandan; çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

Somut uyuşmazlıkta; fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı husumetli tanık anlatımlarına dayalı olarak hüküm altına alınmış olup ispat bakımından salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi doğru değildir. Dosya içerisinde, husumetli tanık anlatımlarını destekleyecek herhangi bir yan delil ya da olgu bulunmamaktadır. İşin ve işyerinin özelliğinden davacının fazla çalışma yaptığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı sonucuna da varılamamaktadır. Açıklanan sebeple ispat yükü üzerinde bulunan davacı fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını yöntemince ispatlayamadığından bu taleplerin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

2- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık sosyal yardım ve ücret alacakları bakımından talebin aşılmış olup olmadığı ve bu alacaklar bakımından mükerrer hesap yapılıp yapılmadığı noktasındadır.

Somut uyuşmazlıkta; davacı 24.02.2019 tarihinde açtığı bir dava ile o tarihe kadar olan sosyal yardım ve ücret alacağı taleplerinde bulunmuş olup verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2015 tarih 2014/21424 esas ve 2015/1158 karar sayılı ilamı ile hesaplamaların 24.2.2009 yerine 15.03.2009 tarihine kadar yapılmış olması gerekçesiyle bozulmuştur. Davalı iş bu dosyada ilgili dosyadaki hatanın düzeltilmediğini bu sebeple ilk dosyada 15.03.2009 tarihine kadar hesaplama yapılmış olduğundan iş bu dosyada da 15.3.2009 tarihinden itibaren yapılan hesaplamanın mükerrer olduğunu savunmaktadır. Şu halde; davacının açmış olduğu sözü edilen ilk dosyanın onaylı örneği temin edilerek dosya arasına alınmalı ve kesinleşen hükme esas kabul edilen bilirkişi raporu incelenerek hesaplamanın hangi tarihe kadar yapıldığı belirlenerek sonucuna göre iş bu davada mükerrer olmayacak şekilde bir hesap yapılmalıdır.

Öte yandan;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. maddesine göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Buna göre davada sadece 300,00 TL sosyal yardım, 100,00 TL ücret alacağı talep edilmiş olduğu gözetilmeden bu miktarları aşan tutarda sosyal yardım ve ücret alacağı hüküm altına alınması talep aşımı mahiyetinde olup taleple bağlılık ilkesi gözetilerek karar verilmesi için de kararın bozulması gerekmiştir.

3- Hükmün bozulması sebebiyle yeniden hesaplanması gerekeceğinden vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının bu aşamada değerlendirilmesine gerek bulunmamıştır.

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 01.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.