Logo

9. Hukuk Dairesi2021/11341 E. 2021/15600 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kısmi dava olarak açılan işçilik alacakları davasında, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı definin uygulanıp uygulanmayacağı ve alt işverenin sorumluluk sınırlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, ilk derece mahkemesinin bozma kararına rağmen ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'ini uygulamaması ve alt işverenin sorumluluk sınırlarını hatalı belirlemesi nedeniyle, usuli kazanılmış hak ilkesi ve bozma kararına uyma zorunluluğu gözetilerek yerel mahkeme kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

DAVALILAR : 1-) .... ADINA VEKİLİ AVUKAT ...

...

İHBAR

...

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili, davalılar vekilleri ve davaya katılma talebi Mahkemece kabul edilen ... vekilince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ...Ş. (Eski Ünvanı: ... Çimento San. Tic. A.Ş.) vekili husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının kendi işçileri olmadığını, taşeron şirketlerin sorumlu olduğunu, davanın belirli alacak davası olarak açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı .... vekili ise davacının dava dışı ... işçisi olduğunu alacakların zamanaşımına uğradığını savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.03.2020 tarihli ve 2017/27952 esas, 2020/3984 karar sayılı ilamı ile kısmi alacak davası olarak açılan davada, 11.04.2016 tarihli ıslah işlemine karşı davalılarca süresinde zamanaşımı def’i ileri sürülmesine karşın Mahkemece davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının ıslaha karşı zamanaşımı def’i gözetilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olduğu belirtilerek yapılan yargılamada ek rapor alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, davacı vekili, davalılar vekilleri ve davaya katılma talebi Mahkemece kabul edilen ... vekilince temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı, davalılar ve davaya katılma talebi Mahkemece kabul edilen ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK)

Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).

Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.03.2020 tarihli, 2017/27952 esas, 2020/3984 karar sayılı ilamında, davalı taraflarca süresinde ileri sürüldüğü belirlenen ıslah işlemine karşı zamanaşımı def’inin gözetilmemesinin hatalı olduğu, davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ve Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek, bilirkişiden ıslaha karşı zamanaşımı def’ine göre hesaplama yapılması için ek rapor alınmış ise de, yanılgılı olarak ıslah zamanaşımı def’ine göre yapılan hesaplama yerine, yeniden bozma öncesi olduğu gibi davacının toplam talep etmiş olduğu tutarlara göre, dava ve ıslah tarihleri de dosya kapsamı ile uyumsuz şekilde hatalı gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.

Yine, bozma kapsamı dışında kalmasına karşın, davacının 15.01.2003-01.02.2002 ve 01.01.2010-28.02.2011 tarihleri arasında hizmetinin geçtiği belirlenen davalı alt işveren ....’nin son alt işveren olmaması nedeniyle, davacının ücret alacaklarından 2 yıllık hak düşümü süresine tabi sorumluluğunun 26.12.2014 olan dava tarihinde geçmiş olduğu, yalnızca 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi gereğince davacının kıdem tazminatı alacağından kendi dönemi ve o dönemdeki ücreti ile sorumlu olduğu dikkate alınmaksızın, hüküm altına alınan tüm alacaklardan asıl işveren ile birlikte müşterek ve müteselsil şekilde sorumlu tutularak karar verilmesi de isabetsiz bulunmaktadır.

Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.