"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı iş yerinde davacının iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği 25/05/2011 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, iş akdinin 25/05/2011 tarihinde iş tanımındaki görev sorumluluklarını yerine getirmeyerek 30 günlük ücreti ile ödemeyeceği bir zarara yol açtığı iddiası ile İş Kanunun 25/2-i maddesi gereğince tazminatsız ve bildirimsiz olarak iş akdinin feshedildiğini, bu feshe karşı işe iade talepli dava açtığını, bu davanın kabulüne karar verildiğini, karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulduğunu, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2015/3479 esas, 2015/9039 karar sayılı ilamı ile bu kararın bozularak feshin geçerli nedene dayandığından davanın reddine karar verildiğini, fesih geçerli nedene dayandığından ödenmemiş kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının alacaklarına yönelik taleplerinin öncelikle zamanaşımına uğradığını, davacının iş akdinin haklı nedenle fesih edildiğinden davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin verdiği davanın reddine ilişkin karara karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2016/27987 esas, 2020/12361 karar ve 19.10.2020 tarihli ilamı ile “Davalı tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayandığı ve kararın kesinleştiği göztilerek, şartları bulunan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine, Mahkemece feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı şeklindeki hatalı değerlendirme ile tazminat taleplerinin reddi isabetsizdir” gerekçesi ile bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmuş, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.).
Somut uyuşmazlıkta açılan dava kısmi dava olup, fesih tarihi 25.05.2011, ıslah tarihi de 23.06.2021’dir. Davalı tarafından süresinde ileri sürülen ıslah zamanaşımı itirazı nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinde sadece dava dilekçesi ile talep edilen miktarlara hükmedilmesi gerekirken, ıslah zamanaşımının değerlendirilmemesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.