"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 26.05.2006 tarihinden itibaren ... Grubun ... İnşaat Müh. Mad. San. Tic. A.Ş. ve ... İnş. Müh. San. ve Tic. A.Ş. unvanlı işyerlerinin Irak'ta bulunan şantiyelerinde görev yaptığını, davacının elektrik mühendisi, şantiye şefi olarak çalıştığını, 11.08.2016 tarihinde ihbar öneli kullandırılarak davacının işten çıkarıldığını, kıdem tazminatının davacıya ödenmediğini davacının net 6.000,00 USD karşılığında çalıştığını, ücretin bankaya yatırıldığını, ücretin tamamının ödenmediğini, bu nedenle ücret alacağının bulunduğunu, davacıya düzenli olarak Kuzey Irak'tan Türkiye'ye geliş ve gidişi için 600,00 USD yol gideri ödendiğini, ancak 2016/Ekim ayı için 600,00 USD'lik yol giderinin ödenmediğini, davacının yarım saat yemek molası yapmak suretiyle 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını, ayda bir kez hafta tatilinde dinlendiğini, davacının akşam mesai bitiminden sonraki saatlerde de çalışma yaptığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, dini bayramların ilk günü harince ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığını, çalışmaların karşılığı ücretlerinin davacıya ödenmediğini, 10 yılı aşkın bir süre çalışan davacının yıllık ücretli izinlerinin tam olarak kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını ve ödenmeyen bir alacak da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiği ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilince temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hangi tarihteki döviz kuru üzerinden Türk Parasına çevrilmesi gerektiği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya içeriğine göre; ücretini her ay yabancı para üzerinden alan davacı işçi, dava dilekçesinde hesaplanacak fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının Türk Parası üzerinden hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları, ödenmesi gereken her ay için o aya ait döviz kuru üzerinden Türk Parasına çevrilerek hesaplanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesine göre, “Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir”.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ödeme gününde ödenmediğine göre; alacaklı konumda bulunan davacı işçi, alacağını aynen ya da vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Türk Parası ile isteme imkanına sahiptir. Davacı işçinin ücretinin her ayın döviz kuru üzerinden Türk Parası olarak değil; doğrudan yabancı para olarak ödendiği dikkate alınarak; fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları her ay için o dönem yabancı para ücreti üzerinden hesaplanmalı, hesaplama sonucu bulunan toplam miktar davacının talebi de dikkate alınarak dava tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk Parasına çevrilerek hüküm altına alınmalıdır. Belirtilen husus gözetilmeden hüküm kurulması hatalı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu husus; ücret alacağının hesaplanmasında ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının doğru şekilde dikkate alınmış olup olmadığı noktasındadır.
Hükme esas alınan kök bilirkişi raporunda; 2012 yılı Ağustos ayı ile 2016 yılı Ekim ayı arası dönem için ücret alacağı hesaplanmıştır. Islah zamanaşımı sebebiyle isabetli şekilde dava dilekçesinde talep edilen tutar dışında 2013 yılı Şubat ayından önceki dönem hesaplamaya dahil edilmemiş ise de; hatalı değerlendirme ile hesaplamaya dahil edilmeyen dönem için ödenen ücret miktarı, 2013 yılı Şubat ayından sonraki dönem için hesaplanan ödenmeyen ücret alacağı miktarından mahsup edilmiştir.
2013 yılı Şubat ayından önceki dönem bakımından dava dilekçesinde talep edilen 5.000 TL’yi aşan tutarda ödenmeyen ücret alacağı olduğu kök bilirkişi raporunda belirlendiğine göre; ıslaha karşı zamanaşımı savunması değerlendirilirken yapılması gereken iş, 2013 yılı Şubat ayından sonraki dönem için ödenmesi gereken ve yine bu aydan sonraki dönem için ödenen ücret miktarlarını hesaplayıp ödenmesi gereken tutardan ödenen tutarı mahsup ettikten sonra bulunacak ücret miktarına dava dilekçesinde talep edilen 5.000 TL tutarı eklemek suretiyle hüküm altına alınması gereken ücret alacağı miktarını bulmaktır. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
4- Taraflar arasında yıllık ücretli izin alacağı da uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
İzin ücreti hesabında, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56/5. maddesinde yer alan “Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz” hükmünün dikkate alınması gereklidir.
Davacı istinaf ve temyizinde, çalışma süresine göre hak kazanılan 170 gün yıllık ücretli izin süresinin dosyaya sunulan belgelere göre 114 gününü kullandıklarını kabul ettiklerini ancak bakiye 56 gün yıllık ücretli izin süresinin kullandırılmadığını, 56 günün kullandırıldığına ilişkin belge sunulmadığı gibi pol-net kayıtlarının tek başına 56 günün kullandırıldığına delil de kabul edilemeyeceğini ileri sürerek itirazda bulunmuştur.
Taraflar arasında davacının çalışmasının Türkiye dışında geçtiği ve Türkiye’de hiç çalışması olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf, davacının Türkiye’de bulunduğu dönemlerde yıllık ücretli izin kullandığını, bu izinlere ilişkin izin formu mevcut değil ise de, yurda giriş çıkış kayıtlarına göre inceleme yapıldığında yıllık ücretli izinlerin kullanıldığının anlaşılacağını savunmuş ve bu savunmaya değer verilerek davacının yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki; varılan sonuç eksik incelemeye dayalıdır. İşçinin 56 gün yıllık ücretli iznini kullandığını kabul için sadece bu sürede Türkiye’de olması yeterli olmayıp aynı zamanda Türkiye’de olduğu dönemde ücretinin de ödenmiş olması gerekmektedir.
Şu halde yapılması gereken iş; davacının kabulünde olan 114 günlük süre haricinde yurda giriş ve çıkış kayıtlarına göre Türkiye’de bulunduğu belirlenen 56 günün ücretli mi yoksa ücretsiz izne mi dayalı olduğunu araştırmak ve araştırma sonucuna göre ücretli izne dayalı süreleri yıllık ücretli izin hesabında dikkate almak olmalıdır. Belirtilen husus gözetilmeden karar verilmesi de hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.