Logo

9. Hukuk Dairesi2021/6667 E. 2021/11966 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin işverene karşı açtığı kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ve resmi tatil ücreti alacaklarına ilişkin davada, mahkemenin bozma ilamına uyma biçiminin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususları dikkate almayarak kıdem tazminatı hesabında hatalı bir süre ve miktar belirlemesi, ayrıca usuli kazanılmış hak ilkesini hatalı uygulaması gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin 2008 Kasım ayında davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, 10.06.2014 tarihine kadar çalışmaya devam ettiğini, davacının çalıştığı süre boyunca dini ve milli bayramların tamamı dahil her gün 05.45-18.45 saatleri arasında çalıştığını, ancak yasal olarak ödenmesi gereken karşılıklarının ödenmediğini, yıllık izinleri kullanmadığını, bu nedenlerle iş akdini noter ihtarnamesi ile haklı nedenle feshettiğini, buna rağmen hak ettiği alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, dini ve milli bayram tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının 21.05.2011 tarihinden itibaren işe gelmediğini, bildirimsiz olarak işe gelmemesi nedeniyle işyerinde zarara yol açtığını, davacıya devamsızlık nedeniyle gönderilen ihtarnameden sonra sırf tazminat alabilmek için iş akdini haklı nedenle feshettiği iddiasına dayandığını, çalıştığı dönemlerde eksik ücret alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davanın kabulü hakkındaki 29.12.2015 tarihli ilk karar, taraf vekillerinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 17.04.2019 gün 2016/16791 esas 2019/8951 karar sayılı ilamı ile “Gerekçeli karar ve kısa karar arasında çelişki bulunduğu ve kıdem tazminatına yönelik talep hakkında mahkemece gerekçe belirtilmeden hükme esas alınan bilirkişi raporundan farklı miktara hükmedilmesi hatalı olduğu” gerekçeleriyle bozma kararı verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Karar, taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Mahkemenin 29.12.2015 tarihli 2014/382 esas 2015/577 karar sayılı ilk kararında fazla mesai alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları %50 oranında takdiri indirim uygulanarak hüküm altına alınmış olup, bozma kapsamına göre bu hususta usuli kazanılmış hak doğmuştur. Mahkemenin uygulamasına göre, davacı vekilinin bu husustaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Kıdem tazminatı miktarı bakımından ise; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki tespit konusu alacak ile hüküm altına alınan alacak tutarları arasında farklılık bulunduğu ve bilirkişi tarafından tespit edilen 5.913,97 TL yerine mahkemece 5.319,13 TL’nin gerekçe gösterilmeden kabulünün Dairemizce bozmaya konu edildiği, mahkemece bozmaya uyulduğu halde “bu konuda usuli kazanılmış hak doğduğu” gerekçesiyle tekrar 5.319,13 TL kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Ancak, bozma öncesi aynı mahiyette kurulan hükme karşı davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz talebinde bulunduğu ve bu çerçevede yapılan inceleme sonucunda kararın yazılı gerekçelerle bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma kararına uyulmuş olması karşısında, bu hususta davalı lehine oluşmuş usuli kazanılmış bir haktan söz edilemeyecektir. Diğer yandan, davacının hizmet süresi bozma kararı öncesi yapılan yargılamada, 5 yıl 6 ay 8 gün olarak belirlenmiş olup, bu hususta herhangi bir bozma sebebi bulunmamasına rağmen 20.03.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda hizmet süresinin 5 yıl 6 ay 28 gün olarak belirlenmesi de ayrıca hatalı olmuştur.

Şu halde; Mahkemece yapılması gereken iş, hizmet süresi yönünden ilk bozma ilamı ile oluşan usuli müktesep hak da gözetilerek kıdem tazminatı alacağına yönelik talep hakkında gerekçeleri oluşturulmak suretiyle yeniden bir karar verilmesidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililerine iadesine, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.