"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 19. Hukuk Dairesi
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; ... 3. İş Mahkemesi'nin 2016/65-587 sayılı dosyası ile Kemalpaşa Belediyesinin gerçek işveren olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine ... 12. Noterliğinin 31/10/2017 tarih 08370 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işe iade için başvuru yapıldığını, ihtarnamenin 03/11/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, işverenin olumlu yada olumsuz bildirimde bulunmadığını, işverenin 28/11/2017 tarihinde 18.369,73 TL ödeme yaptığını, kıdem, ihbar tazminatı ve izin ücreti daha önce ödenmiş olsa dahi ilk fesih işlemi ile boşta geçen 4 aylık sürenin kıdeme eklenmesi ve oluşan farkın ödenmesi gerektiğini, işe iade davası ile muvazaa ilişkisinin kabul edildiğini, davacının 10/02/2012 tarihinde ... Sendikası üyesi olduğunu, alacakların tümünün Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre Toplu İş Sözleşmesi'nden yararlanmaya başladığı tarihten itibaren tespit edilmesi gerektiğini iddia ederek işçilik alacaklarının faizi ile davalıdan alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili; davacının kendi çalışanı olmadığını, davacının alacakları yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, işe iade kararı gereği davacıya tüm haklarının ödendiğini ve muvazaa bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının sendika üyesi olduğu bu sebeple Belediye’nin bağıtladığı Toplu İş Sözleşmelerinden faydalanmasının mümkün olduğu ve davacının ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür
2- Davacının işe başlatılmaması sebebiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, işe başlatmama tazminatının yanısıra kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacakları bakımından da işçinin işe başlatılmadığı tarihteki ücretinin tespiti gerektiği konusunda tereddüt bulunmayıp, uyuşmazlık; davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin ve işe başlatmama tazminatının hesabında, işe başlatılmadığı tarihte yürürlükte bulunan davalı ...'nin taraf olduğu 01.01.2016-31.12.2017 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, davalı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun davacı tarafından açılan işe iade davasındaki kabul sebebiyle sabit olduğu, davacının geçersiz fesih tarihi olan 14.01.2016 tarihinde ... sendikasına üye olması sebebiyle işe başlatılmadığı tarihte yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin (01.01.2016-31.12.2017 yürürlük süreli) kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı ve işe başlatmama tazminatının hesabında dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir.
6356 sayılı Kanun’un 39. maddesinde Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma koşulları düzenlenmiştir. Buna göre,
“ (1) Toplu İş Sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu İş Sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
(3) Toplu İş Sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de, iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır.
(4) Toplu İş Sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların Toplu iş Sözleşmesinden yararlanabilmeleri, Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. (İptal dördüncü cümle:Anayasa Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli ve E.:2020/57; K.:2020/83 sayılı Kararı ile)”.
Sözü edilen düzenleme ile birlikte somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacının işe başlatılmadığı 28.11.2017 tarihindeki ücretinin, bu tarihte yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesine göre belirlenebilmesi için davacının üyeliğinin devam edip etmediği yada bu tarihten sonra dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma talebinin bulunup bulunmadığının tespitine bağlıdır.
Ne var ki; sendika üye kayıt fişinde davacının sendika üyeliğinin 14.09.2016 tarihinde düştüğü yazılı olup bu husustaki tereddüt yargılama aşamasında yöntemince giderilmemiştir.
Şu halde; öncelikle davacının işe başlatılmama tarihi olan 28.11.2017 tarihinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma hakkına sahip olup olmadığı netleştirilmeli, sonucuna göre kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı ve işe başlatmama tazminatının hesabında işe başlatılmadığı tarihte yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmelidir. Belirtilen husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır.
3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden doğan alacakları talep hakkına sahip olup olmadığı, ücret farkı, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar ile ilave tediye alacağının Belediyenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmelerine göre bulunan ücret miktarına göre hesaplanıp hesaplanamayacağı noktasındadır.
01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan belediyenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesi bakımından değerlendirme yapıldığında; belirtilen Toplu İş Sözleşmesinin imza tarihi 18.01.2012 olup davacının bu sendikaya 10.02.2012 tarihinde şirket işçisi olarak üye olduğu ve üyeliğin de kayden ihbar olunan işveren olan ...,... Limited şirketine 19.06.2013 tarihinde bildirildiği görülmektedir. Davacı bu sözleşmeden 19.06.2013 tarihinden itibaren yararlandırılmış ise de; davacının sendika üyeliğinin dava dışı şirkete bildirildiği, davalı belediyeye ise bildirilmediği anlaşılmaktadır. Davacı, Toplu İş Sözleşmesinin imza tarihinde sendikaya üye olmadığına göre, bu sözleşmeden yararlanması ancak sendika üyeliğinin sözleşmenin tarafı davalı belediyeye bildirilmesiyle ve bildirim tarihinden geçerli olarak mümkün olabilir. Açıklanan sebeple, davacının 01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinden yararlanamayacağı kabul edilmelidir.
Şu halde; İlk Derece Mahkemesince belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden hesaplama yaptırılmalı ve aynı dönemde birden fazla Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmanın mümkün olmadığı dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince bu hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.