"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... ile ... Güvenlik Koruma Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne ait ... Havalimanında, değişen alt işverenler nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi üzerine işe iade davası açtıklarını, davacının işe iadesine dair verilen Mahkeme kararının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, ,davacının süresi içinde davalılardan ... Güv. Kor. Eğit. Hiz. Ltd.Şti.’ne işe başlama isteğini bildirdiğini, işe iade davasının sonuçlarının yerine getirilmediğini beyanla iş güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevaplarının Özeti:
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.06.2016 tarihli karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 13.07.2020 tarihli, 2017/31174 esas - 2020/9452 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak devam edilen yargılama sonucunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili, davalı ... ile davalı ... Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizm. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Davada hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut olayda; Mahkemece bozma sonrası alınan 16.11.2020 tarihli bilirkişi raporunun 17.11.2020 tarihinde UYAP sistemine kaydedildiği ancak taraflara tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, taraflara (vekil ile takip edilmeleri halinde vekillerine) 16.11.2020 tarihli bilirkişi raporunun tebliği sağlanarak kanunen taraflara tanınan süre geçtikten sonra ve varsa tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları Mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraflara bilirkişi raporu tebliğ edilmeden ve bu itibarla tarafların hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.