Logo

9. Hukuk Dairesi2021/7752 E. 2021/11583 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı belediye ile dava dışı şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediye ile dava dışı şirket arasında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67. maddesi ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu, davacının yürüttüğü işin de belediyenin asli işleri arasında yer aldığı ve bu ilişkinin muvazaalı olmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Rize İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili özetle; davacının çalıştığı sürece sendikalı olduğunu, davalı kurum ile ... Sendikası ve ... Sendikası arasında 2000 tarihi ile davacının emekli olduğu tarihler arasında her yıl Toplu İş Sözleşmeleri imzalandığını, müvekkilinin Toplu İş Sözleşmesinden yararlandırılmadığını, iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiği tarihe kadar müvekkilinin kesintisiz çalışmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında dava dışı ... Ltd. Şti.'nin işçisi olarak çalıştığını, çalışılan sürede işin görülmesi, izinlerin kullandırılması gibi işlerin ... tarafından yapıldığını, ... Ltd. Şti. ile ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmadığı için sosyal haklarının ödenmediğini, hafta tatili, genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, ilave tediye ve ikramiye ödemelerinin yapılmadığını iddia ederek; kıdem tazminatı, ücret farkı, ikramiye alacağı, genel tatil ücreti, kıdemli işçilik teşvik primi, sosyal yardım alacağı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, sorumluluk zammı ve ilave tediye alacakları ile ücret farkı faizi, ikramiye alacağı faizi, genel tatil ücreti faizi, kıdemli işçilik teşvik primi faizi, sosyal yardım alacağı faizi, sorumluluk zammı faizi, fazla mesai ücreti faizi, yıllık izin ücreti faizi ve ilave tediye faizi alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının sendikalı olana dek asgari ücret aldığını, daha sonra ücretinin belirlendiğini, Toplu İş Sözleşmesi gereği her türlü hakkının ödendiğini, son olarak hak ettiği kıdem tazminatı yıllık izin ücreti ve sosyal haklarının da ödendiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, muvazaa iddiasının asılsız olduğunu, belediye başkanlığının asıl işi olan temizlik ve çöp toplama hizmetini alt işveren uygulaması ile dışarıdan temin ettiğini, alt işverenlik ilişkisinde muvazaa olmadığını, davacının çalıştığı dönemlere ilişkin tüm alacakların ihtirazi kayıtsız olarak ödendiğini, ... sendikası ve ... Sendikası ile imza altına alınan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılma talebinin hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, asıl işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden taşeron işçilerinin yararlandırılmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı ... ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında muvaaza bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu :

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu :

Kararı, taraf vekillerince temyiz etmiştir.

Gerekçe:

A-Davacı Temyizi Yönünden;

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.

Dosya içeriğine göre, davada redddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 18.254,99 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL kapsamında kaldığından davacının temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun'un 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE,

B-Davalı temyizi yönünden;

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı ... Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davacı dava dilekçesinde; nezdinde sigortalı olarak gözüktüğü dava dışı ... Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, bu nedenle davalı Belediyenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, bu Toplu İş Sözleşmesinden yararlandırılmadığı için sosyal haklarının ödenmediğini iddia etmiş, davalı ... ise iddiaların asılsız olduğunu savunmuştur.

Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmektedir. 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmesi bu kararlılığı ortaya koymaktadır.

İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir.

Muvazaa Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrasında sözü edilen hususların adi kanuni karine olduğu ve aksinin kanıtlanmasının mümkün olduğu kabul edilmelidir.

Ayrıca 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67. maddesine göre; belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.

Yine 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 26'ncı maddesi de “Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir.” düzenlemesini içermektedir.

Dosyadaki bilgi, belgeler ve tanık beyanlarına göre; davacı davalı ... makine parkında, park bahçe işlerinde ve yol tamiratında iş makinası operatörü olarak davalı ... tarafından kurulan dava dışı ... Ltd. Şti.’nin işçisi olarak çalışmıştır. Davalı ... ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında ki organik bağ anılan kanuni düzenlemeye dayanmaktadır. Hal böyle olunca, salt organik bağ ya da faaliyet konusu aralarındaki ilişkiyi muvaazalı hale getirmeyecektir.

Yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler ile davacının görevi hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... ile davadışı ... Ltd. Şti. arasında geçerli olarak kurulan ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunmaktadır. Bu nedenle Mahkemece, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak, davacının muvaaza iddiasına dayalı taleplerinin kabulü doğru olmamıştır. Açıklanan sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13/09/2021tarihinde oybirliğiyle karar verildi.