"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 29. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1990 yılından itibaren davalı ...’na bağlı ... Tersane Komutanlığı'nda bulunan... Döküm Fabrikasında ‘dökümcü’ iş ve meslek kolunda çalıştığını, Türk ... Sendikası'nın üyesi olduğunu, Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak 7,5 Saat veya Daha Az Çalıştırılması Gereken İşler Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde günde azami 7,5 saat veya daha az çalıştırılması gereken işlerin sayıldığını, döküm sanayi işlerinin bu kapsamda olduğunun belirtildiğini, davacının günlük 7,5 saat çalışması gerekmesine rağmen dönem dönem yönetmeliğe aykırı olarak günde 8,5 saat çalıştırıldığını, davalı Bakanlık tarafından müfettiş raporuna göre 19.11.2012 tarihinden sonra davacı günde 7,5 saat çalıştırılmaya başlanmışsa da 01.06.2017 tarihinde bu uygulamadan dönüldüğünü ve yeniden 8,5 saat çalıştırılmaya devam edildiğini, davacının 01.03.2013 öncesi dönem bakımından Toplu İş Sözleşmeleri hükümleri gereğince davalı aleyhine fazla çalışma ve kısa çalışma prim alacakları için dava açmış olduğunu ve nihai olarak davanın kabulü yönünde verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onandığını ileri sürerek, 01.06.2017 tarihinden 02.11.2018 dava tarihine kadar olan dönem bakımından da davacının "Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak 7,5 Saat veya Daha Az Çalıştırılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik" kapsamında sayılması gerektiğinin tespiti ile işyerinde geçerli Toplu İş Sözleşmeleri hükümleri gereğince hak kazanılan kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalının Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 01.02.2006 tarihinde B grubu idareci olarak görevlendirildiğini, fiilen döküm işi yapmadığını, yönetmelik kapsamında yer alan işlerin yapıldığı fabrika/atölyelerdeki çalışma ortamın tehlikeli olduğu ve bu ortamda bulunmak suretiyle söz konusu risklere maruz kaldıklarını beyan eden fakat bu işlerde bilfiil çalışmayan işçilerin (fabrika şefi, kısım şefi, iş emniyetçisi, meydancı, puantör, ambarcı-tasnifçi, fabrika/atölye içerisinde çalışan diğer işçiler v.b.) 7,5 saatlik çalışma kapsamına alınması ve kısa çalışma primi ödenmesinin uygun olmadığını, bu nedenle işçi idarecilerinin yönetmelik kapsamında olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı işyerinde uyuşmazlık konusu dönemi kapsayan 01.03.2015-28.02.2017 yürürlük tarihli 25. dönem ve 01.03.2017-28.02.2019 yürürlük tarihli 26. dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 25. maddesinde: İşyerlerinde normal çalışma süresi; ‘Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami 7,5 Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik’ kapsamı dışındaki işler için günde 8,5 saat, haftada 5 gün ve 42,5 saat olduğu, işçilere bu çalışmalar karşılığında 45 saat üzerinden ücret ödendiği, Yönetmelik kapsamındaki işçiler bakımından ise; günlük çalışma süresinin anılan Yönetmelikte belirtilen azami süre kadar olduğu, bu kapsamdaki işçilerin de haftada 5 gün çalıştırıldıkları ve bu şekilde haftalık 37,5 saat çalışmalarının karşılığında 45 saat üzerinden ücret ödendiği düzenlenmiştir.
Toplu İş Sözleşmesi'nin 52. maddesinin (c) bendinde; ‘Sağlık Kuralları Bakamından Günde Azami 7,5 Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik’ kapsamında istihdam edilen işçilerin fiili çalışma sürelerine %14 kısa çalışma primi, aynı maddenin (ç) bendinde işçilerin çalıştıkları normal mesai günleri için işbaşında kaldıkları saat başına saat ücretlerinin %15'i oranında verimliliği teşvik primi ödeneceği hükmü getirilmiş, maddenin devamında ğ-(4) bendindeyse; bu maddede sayılan primler fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma süreleri için ödenemez, denilmek suretiyle tüm primler bu kapsama alınmıştır.
Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; ‘Sağlık Kuralları Bakamından Günde Azami 7,5 Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik’ kapsamında bulunduğu belirlenen davacı işçinin fazla çalışma ücret alacağı 25 ve 26. dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 52. maddesinde yer alan primlerin fazla çalışma süreleri için ödenemeyeceği yönündeki düzenleme dikkate alınarak, bu çalışması sebebiyle ödenen verimliliği teşvik primi mahsup edilmek suretiyle hesap edilmiş ise de, davacının bordrolarda görünen fiili çalışma süresine göre belirlendiği anlaşılan %14 kısa çalışma primi alacağının günlük 7,5 saati aşan fazla çalışma süresine isabet eden kısmının da fazla çalışma ücret alacağından mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yapılan hesaplama hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
3-İlk Derece Mahkemesi kararında, dava konusu kısa çalışma primi ve fazla mesai ücreti alacaklarına16.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, kısa çalışma primi yönünden Toplu İş Sözleşmesinde bir ödeme günü belirlenmiş olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi uyarınca bu alacak kalemine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmesine karşın, yazılı şekilde verilen karar isabetsiz bulunmaktadır.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.