Logo

9. Hukuk Dairesi2021/7920 E. 2021/12324 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin iş akdinin haksız feshi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, ikramiye, fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ücretlerinden oluşan alacaklarının ödenmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın kısmi dava olarak açılmasına rağmen belirsiz alacak davası olarak değerlendirilmesi, zamanaşımı def'inin dikkate alınmaması, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının hesaplanmasında hatalı değerlendirme yapılması ve ödenen miktarın mahsup edilmemesi gibi hususlar gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararını kaldıran istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi

BİRLEŞEN DAVA : ... 3. İŞ MAH.... ESAS SAYILI DOSYASI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının, 25.09.1984 tarihinde ... Şeker Fabrikasında 01.02.1994 tarihinden itibaren de davalı şirkette çalışmaya başladığını, 04.10.2013 tarihinde iş akdine haksız olarak son verildiğini, sözleşme ve personel yönetmeliği uyarınca ücretine zam yapılması gerekirken 01.02.2008 tarihinden itibaren zam yapılmadığını, yapılmayan zam nedeni ile yılda üç kez ödenen ikramiyenin de eksik ödendiğini, diğer işçilerin ücretine zam yapılmasına rağmen kendisine yapılmaması nedeni ile işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, iş akdinin haksız olarak sonlandırılması nedeni ile açmış olduğu işe iade davasının kabul edildiğini, bir kısım ödeme yapılmış ise de eksik yapıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım ücret alacağı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının hak ve alacağı olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Mahkemece, asıl dava yönünden ücret ve ikramiye farkı, fazla mesai, hafta tatili alacaklarının kabulüne, eşit davranmama tazminatının reddine, birleşen dosya yönünden kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, yıllık izin, ikramiye alacağı, şeker alacaklarının kabulüne, fesih tazminatı, göç harcırahı ve lojman yardımı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu :

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Davalı vekilinin vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, davacının asıl dava yönünden ücret ve ikramiye farkı, fazla mesai, hafta tatili alacaklarının kabulüne, eşit davranmama tazminatının reddine, birleşen dosya yönünden kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, yıllık izin, ikramiye alacağı, şeker alacaklarının kabulüne, fesih tazminatı, göç harcırahı ve lojman yardımı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Dava kısmi dava olarak açılmış mahkeme tarafından ise belirsiz alacak davası olarak değerlendirilmiştir. Islah dilekçesine karşı davalı tarafından süresinde zamanaşımı def’i ileri sürülmesine rağmen mahkeme tarafından dikkate alınmaması hatalı olup bozma nedenidir.

3-Taraflar arasında fazla mesai alacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Davacı fazla mesai alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı ise talebin reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme tarafından hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda fazla çalışma alacağı tanık beyanlarına dayalı olarak belirlenmiş 2009 ile 2013 yılları arası için hesaplama yapılmıştır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Tanıkların kendi çalıştığı dönemde görgüye dayalı bilgileri bulunması nedeniyle beyanları sadece davacı ile birlikte çalıştığı dönem için fazla çalışmayı ispatlamış olacağından fazla mesai alacağının tanıkların çalıştığı dönemlerle sınırlı olarak hesaplanması gerekmektedir

Dinlenen davacı tanıklarından Mustafa M. 1992-30.10.2010 tarihleri arasında çalıştığını, tanık.... ise 1982 tarihinden 22.01.2013 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığını ancak 2011 yılı şubat ayında şirketin ... da bulunan şeker fabrikasına gidene kadar davacı ile birlikte çalıştıklarını ifade ederken davacı tanığı .... ise 2002-2005 yılları ile 2008-2010 yılları arasında ... Şeker Fabrikasında çalıştığını beyan etmektedir. Her ne kadar fazla mesai alacağı 2009-2013 yılları için hesaplanmış ise de davacı tanıklarının çalışma süreleri dikkate alındığında davacı tanığı....’nın davacı ile birlikte 2011 yılı Şubat ayına kadar birlikte çalıştığı bu tarihten sonra ise tanıkların davacı ile birlikte çalışma süresinin olmadığı anlaşılmaktadır. Tanıkların, davacı ile birlikte çalıştıkları süreyle sınırlı olarak fazla mesai alacağının hesaplanması gerekirken, ispatlanamayan dönem için de ispatlanmış gibi hesaplama yapılması hatalıdır.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.

İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

Dosya içerisinde fazla mesai tahakkuku içeren bir kısım imzasız ücret bordroları mevcut olup, karşılıklarının banka hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece beyanları hükme esas alınacak tanıkların davacı ile birlikte çalışma süreleri de gözetilerek alınacak hesap raporu ile hak edilen fazla mesai ücretinin hesaplanıp takdiri indirime tabi tutulması, bulunacak miktardan hesap dönemine ait bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiği anlaşılan fazla mesai ücretinin mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

4- Taraflar arasında davacının hak kazandığı yıllık izin ücreti alacağı uyuşmazlık konusudur.

Davacı 168 gün izin ücreti alacağı olduğunu iddia etmiş hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise talep gibi hesaplama yapılmış ve mahkeme tarafından da kabul edilmiştir. Ancak; dosyada mevcut izin belgelerine göre davacı işçinin 400 günün üzerinde ücretli izin kullandığı anlaşılmaktadır. Davacı işçinin çalışma süresi boyunca hak kazandığı ücretli izin ile kullandığı izinler dikkate alınarak kullandırılmayan izin süresinin denetime elverişli şekilde belirlenmesi gerekirken denetime elverişli olmayan rapora dayalı karar verilmesi hatalıdır.

Ayrıca; dosya içinde davalı işverenin 79 gün ücretli izin süresi karşılığı olarak 11.461,32 TL’yi 2014 yılı Mayıs ayı yıllık izin ödeme bordrosunda tahakkuk ettirdiği anlaşılmaktadır. Davacının hak ettiği izin alacağından ödendiği anlaşılan 11.461,32 TL’nin mahsup edilerek bakiyesinin hüküm altına alınması gerekirken ödemenin dikkate alınmaması da hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.

5- Kabule göre de; davalıdan alınacak harç miktarı toplamı 2.917,05 TL iken 8.640,55 TL olarak belirlenmesi de isabetsizdir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.