Logo

9. Hukuk Dairesi2021/8063 E. 2021/12530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işe başlamadan önceki hizmet sürelerinin intibakında dikkate alınmaması nedeniyle oluşan fark ücret alacağının belirsiz alacak davası olarak talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, işe girişinden önceki hizmet sürelerinin intibakta dikkate alınmaması nedeniyle oluşan fark ücret alacağının hesabının karmaşık olması ve gerekli bilgilerin işveren nezdinde bulunması nedeniyle belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi

25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesi gereğince 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5. maddesi gereğince ise, ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.

Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı askeri işyerinde 16.12.1996 tarihinde borucu olarak işe başladığını ve işe başladığı tarihinden önceki dönemdeki mesleğinde geçen hizmet süreleri dikkate alınmadığından intibakının yanlış yapıldığını ileri sürerek, bir kısım fark ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacıya uygulanan derecenin Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine aykırı olmadığını, ayrıca Toplu İş Sözleşmesinin 41. maddesine göre hatalı intibak işlemlerinin düzeltilmesinin işe giriş tarihinden itibaren iki yıllık süreye tabi olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, endüstri meslek lisesi mezunu olan davacının davalı işveren işyerinde borucu sıfatıyla 16.12.1996 tarihinde işe başladığı ve işe başlamadan önce 05.05.1993-15.12.1996 tarihleri arasında 1486 gün çalışmasının bulunduğu, bu hizmetinin de derece tespitinde dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekilince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 28.01.2021 tarihli, ... karar sayılı kararı ile; davacının sendikaya üye olduğu ve Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, Toplu İş Sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken fark ücret alacağı, ilave tediye, akdi ikramiye ve teşvik prim tutarlarını işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı söz konusu alacakların belirsiz alacak olmadığı ve dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğine yönelik gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin 10.06.2021 tarihli, 2021/50 esas ve 2021/109 karar sayılı kararı ile; davacının işe girerken doğru bir ücret seviyesi ile işe başlatılmadığı, işe girdiği tarihten sonra muhtelif Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin yürürlüğe girdiği, ayrıca 23. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 41. maddesinin 21.12.2012 tarihli protokol hükümlerine göre değiştirildiği, protokol ile davacının ücret intibakı yapılmışsa da; protokol öncesi döneme ait ücret intibak ve fark alacaklarının bulunup bulunmadığının o dönemde yürürlükte olan muhtelif Toplu İş Sözleşmelerinin ücret artışları ile ilgili hükümler incelenmek suretiyle ancak bilirkişi hesap raporu ile tespit edilebileceği, işçinin kıdem derecesi, güncel uygulanan Toplu İş Sözleşmelerinin ücrete ilişkin hükümleri, aldığı terfiler, bu terfiler sonrası davalı Bakanlıkça verilmesi gereken sınıf ve derecelerin tayini gibi karışık ve kapsamlı bir hesaplamayı gerektiren hususların bulunduğu, işverence tutulması gereken kayıtların davacıda bulunmama ihtimali olduğu gibi, bulunsa dahi, bu intibakların davacı tarafça yapılarak hesaplanabilirliğinden söz etmenin olanaklı olmadığı, dolayısıyla açılan davayı belirsiz alacak davası şeklinde kabul etmek gerektiği, dava konusu alacaklar belirsiz alacak davasına konu edilebileceği için davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine 6100 sayılı Kanun’un 373/5. maddesi gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; davanın, davacının işe başladığı tarihten önceki hizmetleri dikkate alınmadığından intibakının yanlış yapıldığı ve bu nedenle oluşan fark alacakların tahsili istemiyle belirsiz alacak davası olarak açıldığı, aynı iddialar ile açılan dava hakkında Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına dair bozma ilamına karşı aynı yer Mahkemesince verilen direnme kararı sonrasında Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin ... karar sayılı kararı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğinin kabul edildiği, Dairemizin 01.04.2021 tarihli,... karar sayılı kararı ile de aynı şekilde verilen direnme kararının kabulü ile belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılan hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmakla, direnme kararının kabulü ile Dairemizin 28.01.2021 tarihli, ... karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 22.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.