"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02/11/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekilleri Avukat ... ... ve ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı ... Üniversitesinde 01.09.1999 tarihinden 19.03.2015 tarihine kadar kesintisiz şekilde çalıştığını, emeklilik sebebiyle söz konusu görevinden ayrıldığını, davacının çalıştığı dönem boyunca ve iş ilişkisinin hitamından bu yana kullanmadığı yıllık ücretli izin haklarının mevcut olduğunu ve izin hakkına ilişkin alacağın davalı işveren tarafından ödenmediğini belirterek yıllık izin alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 01.09.1999 tarihinden 19.03.2015 tarihine kadar davalı üniversitede öğretim üyesi olarak çalıştığını, bu görevinden emeklilik sebebiyle ayrıldığını, davacının yaklaşık onaltı yıl boyunca hak kazandığı tüm alacaklarının eksiksiz şekilde kendisine ödendiğini, kullanmadığı yıllık izin süresi bulunmadığı gibi işveren tarafından verilen diğer izinler kapsamında defalarca izin kullandığını, bu izinlerde de üniversite tarafından herhangi bir ücret kesintisi yapılmadığını, davacının proje çalışması veya yurt içi ve yurt dışı konferanslara katılmak üzere üniversiteden izinler aldığını,görevinin başına izin sürelerinin aşan tarihlerde döndüğünü, bu süreler içinde ücretinden kesinti yapılmadığını, davalı üniversitenin 2547 sayılı Kanunun Vakıf Yükseköğretim Kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip bir Yükseköğretim Kurumu olduğunu, bu nedenle davalı üniversitedeki akademik personelin çalışma ve denetimine ilişkin hususlarda 2547 Sayılı Kanunun Vakıf Yükseköğretim Kurumlarına ilişkin hükümleri uygulandığını, 2547 Sayılı Kanunun "izinler” başlıklı 64,maddesi çerçevesinde akademik personelin yıllık iznini, akademik takvimde belirtilen eğitim ve öğretim sürecinin sona erdiği tarihten, yeni dönemde akademik takvimin başlangıç tarihine dek kullanabileceğini, öğrenime ara verilen tarihler dışında akademik personelin yıllık izin kullanma hakkı bulunmamakta olup, akademik personelin ancak öğrenime ara verilen dönemde yıllık iznini kullanma zorunda olduklarını, ara verilen dönemde izin talep etmeyen ve yıllık iznini kullanmayan akademik personelin kullanmadığı bu iznini daha sonra kullanmasının söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı,davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık davacının yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
İzin ücreti hesabında, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56/5. maddesinde yer alan “Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz” hükmünün dikkate alınması gereklidir.
Somut olayda,davacı çalışma dönemi boyunca kullanmadığı yıllık ücretli izin hakkı bulunduğunu belirtmiştir. İlk Derece Mahkemesince alınan 02.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan davacıya ait yıllık izin belgeleri dikkate alınarak davacının 137 gün izin kullandığı kabulü ile yıllık izin alacağı hesaplanmıştır. Davacı taraf yıllık izin belgelerinin süresinde sunulmadğı itirazında bulunmuş ise de;sözü edilen belgeler ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmelidir. Ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereklidir.Bu nedenle davalı tarafından sunulan yıllık izin belgelerinin İlk Derece Mahkemesince dikkate alınması yerindedir.Davacı taraf bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davalı tarafından ulusal bayram genel tatil günleri ile hafta tatili olan cumartesi ve pazar günlerinin izin günü hesabında dikkate alınmadığını,bu günlerin dikkate alınması durumunda davacının 99 gün izin kullandığının tespit edileceği belirtilmiştir.Mahkemece davacının 99 gün izin kullandığı kabul edilerek yıllık izin alacağı hüküm altına alınmıştır. Öncelikle taraflar arasında cumartesi gününün hafta tatili olarak belirlendiğine dair iş sözleşmesi ya da herhangi bir anlaşma bulunmamaktadır. Bu bakımdan davacının yıllık izin hesabında cumartesi günlerinin sayılmaması gerektiği yönündeki iddiası yerinde değildir. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davacının yıllık izin belgelerine göre izin kullandığı sürelere denk gelen ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili günleri izin süresinden sayılmayarak kullandığı yıllık izin süresi belirlenmeli ve bu süre davacının kıdemine göre hakettiği toplam yıllık izin süresinden düşülmesi ile yıllık izin alacağının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıya, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.