Logo

9. Hukuk Dairesi2021/8621 E. 2021/14049 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belirli süreli iş sözleşmesinin hangi tarafça ve ne şekilde feshedildiği ve buna bağlı olarak işçilik alacaklarının olup olmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin işe giriş kartının alınmasına rağmen işe devam etme iradesini gösteren ihtarname göndermesi, aynı işyerindeki başka bir işçinin benzer durumdaki davasında iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğinin kabul edilmiş olması ve işverenin işçinin işi bıraktığı iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, mahkemenin iş sözleşmesinin işçi tarafından feshedildiğine dair kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVACI BİRLEŞEN

...

...

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı-birleşen dava davalısı, cezai şart alacağı ile davalı işçiye fazladan yapılan ödemenin tahsilini, davalı-birleşen dosya davacısı ise ücret, prim, vergi iadesi, fazla mesai ücreti alacağı, kıdem ve ihbar tazminatı ile sözleşmenin süresinden önce fesih nedeniyle tazminatın tahsilini istemiştir.

Mahkeme, her iki davanın da kısmen kabulüne karar vermiştir. Kararın davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2015/4360 esas 2016/10459 karar ve 11.04.2016 tarihli ilâmıyla mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından, aynı işyerinde çalışan ve aynı durumda olan işçi tarafından açılan davada yargı mercilerinin farklı bir yaklaşımı benimsemesi ve buna ilişkin iddia ve itarazların yargılamada dikkate alınmaması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan bireysel başvuru sonrasında Anayasa Mahkemesi'nin 10.03.2021 tarihli kararı ile, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararı ve dosya incelendi.

Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasına göre “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ikinci fıkrasına göre de “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

Bu açıklamalar karşısında, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması gerektiği anlaşıldığından, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2015/4360 esas 2016/10459 karar ve 11.04.2016 tarihli bozma ilâmının ortadan kaldırılmasına karar verildi.

Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, ..., ...,... aleyhine açtığı davasında; müvekkili şirketin bilgisayar yazılım ve donanım alanında güvenlikli çözümler ürettiğini, dava dışı ... A.Ş. ile müvekkili şirket arasında çeşitli yazılım ürünleri geliştirilmesi amacıyla sözleşme imzalandığını, bu kapsamda belirli süreli olarak davalılarla iş sözleşmesi imzalandığını, süreden önce davalıların kötü niyetli olarak haksız yere sözleşmeyi feshedip müvekkilini projede yüz üstü bıraktıklarını, davalılarla imzalanan sözleşmenin 13.maddesi uyarınca tazminat öngörüldüğünü, ileri sürerek, cezai şart ile avans ödemesinden dolayı davalıların zimmetinde kalan ve iadesi gereken miktarın tahsilini istemiştir.

Birleşen davalarda ise, davalı-birleşen dosya davacıları vekili, iş sözlemesinin işverence fesh edildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ücret farkı, prim farkı, vergi idesialacağı ve sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle tazminatın tahsilini istemişir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalılar-birleşen dosya davacıları vekili, müvekkillerinin davacı-birleşen dosya davalısı işçisi olarak ... A.Ş. ye işyerinde çalışırken personel giriş kartlarının ellerinden alındığını, işyerine alınmadıklarını, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Birleşen dosya davalısı-asıl dosya davacısı vekili ise, birleşen davalara karşı; davacıların işi bıraktığını, taleplerin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiştir. Dairemizin 2011/15699 esas 2013/16552 karar ve 30.05.2013 tarihli ilamı ile sair temyiz itirazları incelenmeden "Davalılar (karşı davacılar) ...,...,... arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Her işçi bakımından dava ve karşı davaların birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunmamakla birlikte her üç işçi bakımından bu davaların birlikte görülmesi usule uygun değildir. Bu bakımdan her işçi bakımından dava ve karşı davaların tefrik edilerek hukuki durumun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. " gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyulup davalılar ...,... 'e yönelik dava tefrik edilmiş ve davalı ... yönünden yapılan yargılamaya sonunda; davalı-birleşen dosya davacısı ...'nın kendisi ile işyerinde (dava dışı ... A.Ş. işyerinde) çalışan işçilerin aynı haklara sahip olmadıkları gerekçesiyle iş sözleşmesini fesh ettiği, sözleşme belirli süreli olmakla, kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmetmenin mümkün olmadığı, fazla çalışmanın ve vergi iadesi alacaklarının bilirkişi raporunda tespit edilemediği, iş sözleşmesinin çalışılmayan süresinden tazminat talep etmek için işçi bakımından haklı feshin yapılması gerektiği, bu nedenle birleşen davadaki taleplerin Şubat ayı ücreti dışındaki kısımlarının reddine karar vermek gerektiği, asıl dosya davacısı işveren açısından ise, erken fesih cezai tazminatı talebinin kabulü gerektiği ancak avans ödemesi talebinin reddi gerektiği, gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalı-birleşen dosya davacısı temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Taraflar arasında iş sözleşmesinin hangi tarafça ve ne şekilde fesh edildiği hususunda uyuşmazlık vardır.

Davacı birleşen dosya davalısı işveren, belirli süreli iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmadan işi bırakma suretiyle fesh edildiğini iddia ederken davalı-birleşen dosya davacısı, sözleşmeyi kendisinin fesh etmediğini, işyerine alınmayarak fiilen işverence sözleşmenin fesh edildiğini savunmuştur.

Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile iş sözleşmesinin işçi tarafından fesh edildiği kabul edilmiş ise de bu sonuç dosya kapsamına uygun değildir.

Davalı-birleşen dosya davacısı işçi 14/02/2007 tarihinde işyerine alınmadığını ileri sürmüş ve aynı tarihte işverene ihtarname göndererek işe giriş kartlarının alındığını, işe alınmasını aksi halde sözleşmenin işverence fesh edileceğinin kabulü gerektiğini, belirtmiştir. Açıklanan ihtarname işveren iddiasının aksine işçinin işe devam etme iradesini göstermekte olup anılan tarihte işçinin işe giriş kartının alındığı işverence tutulan tutunakla da sabittir. Her ne kadar işverence işçinin işi bırakma isteği üzerine kartın alındığı, iddia edilse de, iddia usulünce ispatlanamamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu kaydına göre de 15/02/2007 tarihinde işçinin işten çıkışı yapılmıştır.

Yine davacı ile aynı durumda olup davası tefrik edilen işçi ile ilgili olarak Dairemizin 2015/4707-9882 esas - karar ve 10/03/2015 tarihli ilamında da iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmadan fesh edildiğinin kabulü gerektiği belirtilmiş ve Mahkemece bu doğrultuda karar verilmiştir.

Açıklanan nedenlerle iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiği kabulü ile asıl ve birleşen davadaki talepler buna göre değerlendirilmelidir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.