Logo

9. Hukuk Dairesi2021/8699 E. 2021/13092 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın bozma kararına rağmen, yerel mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurup kurmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın, davacının belirli bir dönemdeki toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağına dair bozma kararına rağmen, yerel mahkemenin hatalı bilirkişi raporuna dayanarak bu toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği yönünde hüküm kurması ve ayrıca, Yargıtay'ın talep ettiği eksikliklerin giderilmemesi, kıdem tazminatı mahsup işleminin de bozma kararına uygun yapılmaması bozma kararına uyulmadığının göstergesi olarak değerlendirilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının değişen şirketlerin işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığını, emir ve talimatların kurum yetkilileri tarafından verildiğini, iş sözleşmesinin üniversite aleyhine dava açtığı gerekçesiyle feshedildiğini, sendika üyesi olan davacının Toplu İş Sözleşmesinden doğan 01.05.2004-30.04.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin alacaklarının tahsili amacıyla ... 2. İş Mahkemesinin 2012/412 esasına kayıtlı olarak dava açtığını, bu davada verilen kararın kesinleştiğini, böylece alt işverenler ile üniversite arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun açıklığa kavuştuğunu, 01.05.2009- 30.04.2011 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinde açıkça Toplu İş Sözleşmesinden ... Üniversitesindeki ve taşeron firmalardaki tüm işçilerin faydalanabileceğinin belirtildiğini, buna rağmen davacının 01.05.2009-30.04.2011 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak hak kazandığı alacakların ödenmediğini beyan ederek Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının açtığı işe iade davası sonucunda alt işverene ait işyerindeki işine iadesine karar verildiğini, bu sebeple davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunmadığını, ayrıca davacının büro hizmetleri işkolu dışında bir işkolunda çalıştığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Taraflar arasında mahkemece bozma gereğinin yerine getirilip getirilmediği uyuşmazlık konusudur.

Mahkemece Yargıtay’ca verilen bozma kararına uyulması ile, bozma kararı çerçevesinde yargılama yapılması zorunlu hale gelir. Bozma kararına uyulduğu belirtilmesine rağmen bozma kararına aykırı şekilde hüküm kurulması, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediğini gösterir.

Somut uyuşmazlıkta mahkemece verilen kararın davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararının 2. bendinde taraflar arasında “davacının 16.02.2010 imza, 01.05.2009-30.04.2011 yürürlük tarihli Toplu İş Sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı” noktasında uyuşmazlık olduğu belirlendikten sonra, sonuç olarak davacının belirtilen döneme ilişkin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı açıklanmıştır. Mahkemece bozma kararına uyularak, bozma sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, “Yargıtay’ın bozma kararında davacının 01.05.2009-30.04.2011 dönemine ilişkin Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin belirtildiği” şeklinde bir gerekçe ile anılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesaplandığı görülmektedir. Ancak bozma kararında açıkça, davacının 01.05.2009-30.04.2011 dönemine ilişkin Toplu İş Sözleşmesinden yararlanamayacağı ifade edilmiş olup, bozma kararına aykırı şekilde, hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir.

Aynı şekilde bozma kararının 5. bendinde “Mahkemece davacının 2006-2009 yılları arasındaki dönemde bir önceki toplu iş sözleşmesinin art etkisinden yararlandığı sonucuna varılarak zamanaşımı süresi ile sınırlı olmak üzere hesaplama yapılmıştır. Öncelikle belirtilmelidir ki, sona eren toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümlerinin art etkisi bulunmamaktadır. Bir diğer ifade ile, ücret zammına ilişkin hükümlerin iş sözleşmesi hükmü olarak uygulamasını sürdürmek mümkün değildir. Somut olayda, bilirkişi raporunda bir kısım hesaplamalar yapılmış ise de, dosya kapsamında davacının 2009-2011 yıllarına ait ücret bordrolarının bulunmadığı görülmektedir. Dairemizin eksiklik talebi üzerine gönderilen belgeler arasında da sadece 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin bir kısım kayıtlar bulunmakta olup, sadece bu bordrolara göre bilirkişi raporundaki hesaplamaların denetimi mümkün olamamaktadır.” gerekçesi ile bu yönde araştırma yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Mahkemece bozma kararının bu bendi yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.

09.06.2020 tarihli bozma kararında, alt işveren tarafından ödenen kıdem tazminatının fesih tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte mahsup edilmesi gerektiğine işaret edilmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bozma kararına uygun hesaplama yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmemiş olması hatalı olup, kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepden BOZULMASINA, 28/09/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.