Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9081 E. 2021/13613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işverene karşı açtığı fazla mesai ücreti alacağı davasında, gece vardiyasında çalıştığı sürelerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 69. maddesinde belirtilen 7,5 saati aşıp aşmadığı ve fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tanık beyanlarını ve dosyadaki diğer delilleri birlikte değerlendirerek davacının gece vardiyasında 7,5 saati aşan çalışmasının tespiti için yeni bir bilirkişi incelemesi yapması gerektiği, ancak eksik inceleme ile hüküm kurduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 47. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 2010 yılı Mart ayından 2013 yılı Mart ayına kadar pompacı olarak çalıştığını ve haksız olarak işten çıkartıldığını, ayda 3 hafta gündüz vardiyasında, ayda 1 hafta ise gece vardiyasında çalıştığını, yaptığı fazla çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücretinin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının kardeşi ile birlikte istasyona uğramayan araç üzerine gerçek dışı yazar kasa fişi düzenlediğinin anlaşılması üzerine doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışta bulunması nedeniyle iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca feshedildiğini ve dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, diğer alacak taleplerinin de yersiz olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Karar yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta; bilirkişi raporunda, bazı ücret bordrolarında fazla mesai tahakkuku bulunduğu, bu tahakkukların banka kayıtları ile uyumlu olduğu, daha fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispat edilemediği, davacı tanığının husumetli olduğu ve davalı tanık beyanlarına göre de davacının fazla mesai yaptığı sonucuna ulaşılamadığından herhangi bir hesaplama yapılamadığı belirtilmiş, mevcut bilirkişi raporu hükme esas alınarak ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yapılan değerlendirme ve mahkemece varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Zira, tanık anlatımları birbirini destekler mahiyette olup, dinlenilen davalı tanıkları ile davacı tanığı beyanlarının uyumlu olduğu ve dosyadaki mevcut deliller ile taraf tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, işyerinde üçlü vardiya sisteminde çalışıldığı, gece vardiyasında ortalama 22.00-08.00 saatleri arasında çalışma yapıldığı ve davacının her üç vardiyada da çalıştığı anlaşılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 69. maddesinde, işçilerin gece çalışma süresinin 7,5 saati geçemeyeceği genel bir kural olarak belirlenmiş olup, istisna kapsamındaki işçiler hariç olmak üzere, bu süreyi aşacak şekilde çalışma yapılması kanun gereği mümkün değildir. Bu hüküm karşısında kanun koyucunun gece çalışmalarında belli bir zaman dilimi içinde denkleştirme usulü ile çalışılmasını öngören bir kural koymadığı söylenebilir (Muhittin Astarlı, İş Hukukunda Çalışma Süreleri, ... 2008, s. 290). Postalar halinde çalışma yapılan işyerlerinde ise, gece çalışmaları yönünden 7,5 saati aşan bir çalışma yapılamamakla birlikte, gündüz postasında 11 saati aşmamak kaydıyla yoğunlaştırılmış çalışma yapılarak kısmi bir denkleştirme yapılabilir (Astarlı, s. 292). Ancak bu halde dahi gece çalışma süresinin 7,5 saati geçmemesi kuraldır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınacak olursa, davalı tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden davacının gece vardiyasında geçen çalışma süresinin günlük 7,5 saati aşmakta olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Şu halde mahkemece yapılması gereken iş, tanık beyanlarının tüm dosya kapsamı ile birlikte yeniden değerlendirmeye tabi tutularak, davacının gece çalışması yaptığının da gözetildiği, denetime elverişli net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesidir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.10.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.