Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9599 E. 2021/13668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram/genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle açılan davada, işverenle husumetli tanıkların beyanlarının hükme esas alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tanıkların mahkeme huzurunda dinlendikleri tarihte davalı işverene karşı açılmış bir davalarının bulunmaması ve dosya kapsamında tanıkların işverenle husumetini gösterir başka bir delil de olmaması gözetilerek direnme kararının kabulü ile önceki bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesi gereğince 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri, İş Mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5. maddesi gereğince ise, İlk Derece Mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.

Davacı vekili, davalı işverene ait işyerinde mühendis olarak çalıştığını, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bu alacakların hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğuna dair hüküm bulunduğunu, davacının işinin fazla çalışma yapılmasını gerektirmediği, davacının ücretlerini herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeden tahsil ettiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekilince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 16.02.2021 tarihli, 2020/6018 esas ve 2021/3900 sayılı kararı ile; davacı tanıklarından ...Ç. ve ... D.’nin davalı işveren ile husumetli olduğu, husumetli tanık anlatımlarının hükme esas alınmasının isabetli olmadığı, husumeti bulunmayan davacı tanığı ... A’nın beyanları değerlendirilerek fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti hesaplanması gerektiği, ayrıca davacının dava dilekçesinde “her hafta Cumartesi veya Pazar günü çalışmıştır” şeklinde beyanda bulunması karşısında haftanın 7 günü çalışıldığı iddiası bulunulmadığından, hafta sonu Cumartesi veya Pazar günleri haftanın 6 günü çalışıldığı anlaşıldığından taleple bağlılık kuralı gereği hafta tatili alacağının reddi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli, 2021/131 esas ve 2021/364 sayılı kararı ile; hafta tatili alacağı yönünden bozmaya uyulmasına, davacının hafta tatili ücreti talebinin reddine, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı yönünden ise, ‘her ne kadar bir kısım tanıkların işverene karşı dava açmış oldukları ve beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığı gerekçesi ile bozma kararı verilmiş ise de, dosyada yer alan tevzi formlarına göre; tanıkların dinlendiği tarihlerde davalı şirket ile husumetlerinin bulunmadığı, tanığın tanıklık yaptığı esnada davası yoksa ve sonradan dava açmış ise tanıklık yapılan tarihte işveren karşı dava açma niyetinde olduklarının kabul edilemeyeceği’ gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

Direnme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine 6100 sayılı Kanun’un 373/5. maddesi gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; davacının, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ispatı için tanık deliline dayandığı, Mahkemece beyanlarına itibar edilen davacı tanıklarından Mahmut Ç. ve Mustafa D.’nin davalı işveren ile husumetli olduğu ve bu tanıkların beyanına itibar edilmemesi gerektiği yönünde bozma kararı verilmiş ise de, tanıkların Mahkeme huzurunda dinlendikleri tarihte işveren aleyhine açılmış bir davalarının bulunmadığı, dosya kapsamında tanıkların işverenle husumeti bulunduğuna yönelik başkaca bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla, direnme kararının kabulü ile Dairemizin 16.02.2021 tarihli, 2020/6018 esas ve 2021/3900 sayılı kararı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine, 05.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.