"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde büro görevlisi olarak çalışmaya devam ettiğini, sendika üyesi olup toplu iş sözleşmesinden yararlandığını ancak Toplu İş Sözleşmeleri uyarınca yapılması gereken ücret artışları ve iyileştirmelerin ücretine yansıtılmadığını, bu nedenle fark alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def'ini öne sürüp, davacının ücretlerinin Toplu İş Sözleşmeleri hükümleri gereğince belirlendiğini ve ödendiğini, eksik ödemenin söz konusu olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacıya eksik uygulanan bir ücret zammı olmadığından davacının fark alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.03.2016 tarih, 2014/33723 esas ve 2016/6201 sayılı kararı ile; “…Dosya içeriğine göre, dava dilekçesinde, işçinin işe başladığı tarihten itibaren dava tarihine kadar olan toplu iş sözleşmelerinin eksik uygulandığı belirtilerek fark alacaklar talep edilmiştir. Şahsi dosyada davacının sonradan... Orman-İş Sendikası olan Tarım Orman-İş Sendikasına 20.07.2004 tarihinde üye olduğuna dair üye kayıt fişi mevcuttur. Hükme esas bilirkişi raporunda, sonraki toplu iş sözleşmelerine taraf sendikaya üye olmadığına dair hatalı değerlendirme yapılmış, davacının sadece 31.12.2004 tarihinde yürürlüğü biten toplu iş sözleşmelerine göre hakları hesaplanarak fark alacağı bulunmadığı görüşü bildirilmiştir. Mahkemece sonraki dönem toplu iş sözleşmelerinin tarafı sendikaya üyelik durumu değerlendirilerek hesaplama yapılmak üzere yeniden bilirkişi raporu alınması gerekir. Yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir….” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma sonrası bilirkişi raporu alındıktan sonra özetle "Davacı işçi işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin tarafı sendika üyeliğinden sözleşme sona ermeden istifa ettiğinden sözleşme hükümlerinin hizmet akti olarak devam etmesi mümkün değildir. İstifa ettikten sonra işyerinde sözleşme imzalayan taraf sendikaya üyeliği veya dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma talebi de bulunmadığından 01/01/2005 tarihinden sonra imzalanan toplu iş sözleşmelerinden yararlanması yasal olarak mümkün olmadığından mahkememizin önceki kararında direnilmesine" şeklindeki gerekçeyle direnme kararı verilmiştir.
Dairemizce yapılan incelemede bozma kararı yerinde görüldüğünden dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca 2017/(22)9-2504 esas, 2021/924 karar ve 06.07.2021 tarihli ilam ile özetle; ".. mahkemece Özel Daire bozma kararı uyarınca alınan bilirkişi raporuna dayanılarak direnme adı altında verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası toplanan yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir. " gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, davacının ücretlerinin eksik belirlenip belirlenmediği ve buna bağlı olarak fark alacakları olup olmadığı hususunda uyuşmazlık vardır.
Davacı, sendika üyesi olup Toplu İş Sözleşmesinden yararlandığını ancak Toplu İş Sözleşmeleri uyarınca yapılması gereken ücret artışları ve iyileştirmelerin ücretine yansıtılmadığını, bu nedenle fark alacaklarının bulunduğunu ileri sürmüş davalı ise davacıya haklarının eksiksiz ödendiğini, fark alacağı olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, dosyadaki belgeler ile bilirkişi raporuna dayanılarak; davacının 1991 yılından itibaren davalı işyerinde çalıştığı, davalı iş yerinde 31/12/2004 tarihine kadar olan toplu iş sözleşmelerinin tamamının davacının da taraf olduğu Türkiye Orman İşçileri (Orman-İş) Sendikası ile bağıtlandığı, davacının sendikaya üyelikten 20/07/2004 tarihinde istifa ederek aynı gün Tarım Orman İş Sendikasına üye olduğu, 01/01/2005 – 31/12/2007 yürürlük süreli sonraki Toplu İş Sözleşmesinin Öz Orman - İş Sendikası ile imzalandığı, davacının 20/07/2004 tarihinde üye olduğu sendikanın ise Tarım Orman İşçileri (Tarım Orman-İş) Sendikası olduğu, işyerinde davacının üyesi olduğu Tarım Orman İş – Sendikası ile yapılmış bir Toplu İş Sözleşmesi mevcut olmadığı, davacının üyesi olduğu Tarım Orman İş-Sendikası ile işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesini imzalayan... Orman-İş Sendikası'nın birbirinden ayrı ayrı sendikalar olduğu, davacının dayanışma aidatı ödeyerek işyerinde yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmelerinden yararlanma talebine dair bir dilekçe de mevcut olmadığı, bu nedenlerle davacının 01/01/2005 tarihinden sonra davalı işyerinde üyesi olmadığı sendika ile imzalanan Toplu İş Sözleşmelerinden yararlanmasına imkan bulunmadığı, gerekçesi ile davacı talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca ulaşmada dosya kapsamı yeterli değildir.
Davacı taraf beyanlarında, 01/01/2005-31/12/2007 tarihleri arasındaki dönem için sendikaya üye olmadığı kabulünün hatalı olduğunu, söz konusu 51 aylık bu dönem için sendikaya geri dönük olarak ödeme yapıldığını, aidatların toplu şekilde yatırıldığını, böylece çalışanların aralıksız şekilde sendika üyeliğinin sağlandığını, buna göre Toplu İş Sözleşmelerinden yararlanması gerektiğini, iddia etmiş ise de bu yönde araştırma yapılmamıştır.
Yukarıda yazılı bozma ilamında da açıklandığı üzere, uyuşmazlık konusu dönemde davacının Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmadığının tespitine yönelik davalı işverenden tüm belgeler temin edilerek davacının somut itirazlarının da karşılandığı denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmelidir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.