Logo

9. Hukuk Dairesi2022/10008 E. 2022/10642 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı işin, davalı kurumun asıl işi olan elektrik üretimiyle doğrudan ilgili olmayıp yardımcı işler niteliğinde olduğu ve davalı ile alt işverenler arasında muvazaa ilişkisinin bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya bağlı ... Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında kanuna uygun olarak kurulmuş asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, muvazaa bulunduğunu, davacının davalı ....'nin (...) işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitine ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı Kurum işçisi olmadığını, davacının müvekkili Kurumun asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi suretiyle var edilen bir işte çalışmasının söz konusu olmadığını, muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Somut olayda, asıl işi elektrik üretimi olan davalı işyerinde, davacının yaptığı idari bina, yemek salonu ve oyun salonunun temizliği, çamaşır ve bulaşık yıkama, çay servisi ve evrak dağıtımı işleri, "İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl ... devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan ..." niteliğinde olup Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3. Maddesinde belirtilen yardımcı ... niteliğinde kalmaktadır. Nitekim bilirkişi raporunda da işçinin yaptığı işin "üretimi destekleyici, işçilerin performansını artıcı" işlerden olduğunun tespit edilmiş; işçinin yaptığı işin elektrik üretim işinin zorunlu bir unsuru olduğuna dair bir tespitte bulunulmamıştır. Bunun haricinde, işçinin yaptığı işin doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer aldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.

İşçinin yaptığı işin yardımcı ... olduğu tespit edilmesi karşısında, davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin ... Kanunu'nun 2. Maddesi kapsamında asıl işveren - alt işveren ilişkisi olduğu, davacı, her ne kadar davalı ile alt işverenler arasında muvazaa ilişkisinin olduğunu beyan etmiş ise de; davalı kurumun asıl işinin elektirik üretimi olduğu, işçinin yaptığı işin davalı ...'ın asli işlerinden olmayıp yardımcı ... niteliğinde olduğu, bu kapsamda alt işverenler nezdinde çalıştığı, eldeki davada davalı ... ile alt işverenler arasında asıl işveren/ alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.

...

Tüm dosya kapsamındaki delilerin değerlendirilmesine göre, davalı üst işveren ile davacının çalıştığı dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, davacı tarafın buna ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı, bu nedenle ödenmesi gereken herhangi bir tediye alacağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır... " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın esas itibarıyla muvazaa tespitine ilişkin olduğunu bu sebeple miktar itibarıyla kesinlikten söz edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda davacının yaptığı işin teknolojik uzmanlık gerektiren bir ... olmadığının tespit edildiğini, davalı ile davacının işvereni firma ile arasında hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığını, mahkemece ... ile alt işverenler arasında asıl işveren/alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı kanaatine varılarak verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Somut olayda ilk derece mahkemesince 29/01/2021 tarihinde davacının çalıştığı birimde keşif yapılmış olup keşif sonrası düzenlenen 02/02/2021 tarihli heyet raporunda; "... Genel Müdürlüğü ile taşeron firmalar arasında imzalanan alt işverenlik sözleşmesinin, 4875 Sayılı ... Kanunun 2/7 fıkrası gereği muvazaalı olduğu'' kanaati bildirildirilmiştir.

Her ne kadar alınan heyet raporunda davalılar arasındaki ilişkinin 28/07/2007-30/.../2015 tarihleri arasında kalan dönemde asıl işveren, alt işverenler arasındaki sözleşmelerin muvazaaya dayandığı tespitine yer verilmişse de, sözkonusu raporda davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren ... akdinin feshedildiği tarihe kadar alt işverenler nezdinde temizlik görevlisi olarak çalıştığı da belirtilmiş olup, bu doğrultuda yapılan işin ihale kapsamında alt işverene verilebilecek yardımcı işlerden olduğu görülmekle mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır..." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl işin bölünerek alt işverenlere verilemeyeceğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda, davacının yaptığı işin teknolojik uzmanlık gerektiren bir ... olmadığının tespit edildiğini, davalı Kurum ile davacının işvereni olan alt işveren firma arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığını, davacının çalıştığı süre boyunca, işyerinde emir ve talimatları alt işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, işin yürütülmesine dair talimatların, çalışma şartlarının ve koşullarının belirlenmesi ve işçilerin işe alınması, çıkışlarının verilmesi, izin kullanma zamanlarının belirlenmesi vb. hususlarda karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde bulunduğunu, alt işverenin davalıya ait işyerinde ayrı bir organizasyon yapısına sahip olmadığını, aynı işlerde davacı ile birlikte Kurum personelinin çalıştığını, Kurum personelinin ücretlerinin ve özlük haklarının, aynı yerdeki ve görevdeki alt işveren işçilerinden daha yüksek olduğunu, ihale veren ile ihale alan arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasında, davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, Alt İşverenlik Yönetmeliği.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.