"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 35. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvuruların ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, karar Dairemizin 24.11.2020 tarihli kararı ile bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.....2022 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait Umman’da bulunan işyerinde çalıştığını, çift vardiya şeklinde çalışarak iki haftada bir gün hafta tatili izni kullandığını, dinî bayramların ilk günü dışında tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan ... sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara Umman Sultanlığı’nın ilgili kanunları ve özellikle ... kanununun uygulanacağını, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi uyarınca davacının çalıştığı mutad işyeri Umman olup, işverenin Umman kanunlarına göre kurulmuş yabancı ortaklı bir ... ortaklığı olduğunu, buna göre yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ... mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edilmesi hâlinde Umman hukukunun uygulanması gerektiğini belirtmiş ve esasa ilişkin diğer itirazlarını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... (S.P.A.) A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin merkezinin İtalya’da bulunduğunu, diğer davalı ile aralarında sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, davacı işçinin yurt dışı hizmet akdini diğer davalı ile imzaladığını, müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, yetki itirazında bulunduklarını belirtmiş ve esasa ilişkin diğer itirazlarını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli kararıyla, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı işveren nezdinde belirsiz süreli ... sözleşmesi ile Umman şantiyesinde çalışmakta iken ... sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği, tanık beyanları ve bilirkişi hesaplaması doğrultusunda yapıla hesaplamanın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.....2020 tarihli kararıyla; davalı ... İnş. San. ve Tic. AŞ ile davacı arasında yapılan yurt dışı hizmet sözleşmesiyle, sözleşmenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar ve diğer ihtilafların giderilmesinde işverenin ...'deki ikâmetgâhının veya şirket merkezinin bulunduğu şehrin mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlendiği, davalılar arasında ... ortaklığı bulunsa da davacının ... ortaklarından ... İnş. San. ve Tic. AŞ tarafından yurt dışına götürüldüğü, diğer ... ortağı davalı ... (S.P.A.) AŞ’nin de ...'de şubesinin bulunduğu, buna göre uyuşmazlığa ... hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalılar arasında ... ortaklığı bulunduğundan davacının alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, bu nedenle taraf sıfatına ilişkin istinaf sebeplerinin dayanaksız görüldüğü, belirsiz alacak davasında zamanaşımı davanın açılmasıyla kesildiğinden talep artırımı dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def'înin dikkate alınmamasında bir aykırılık bulunmadığı, davalılardan oluşan ... ortaklığı ile davacı arasında İngilizce olarak hazırlanan ... sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin belirlenen ücrete dahil olduğunun kabul edildiği ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki ikinci seçeneğe itibar edilerek karar verilmesi gerektiği, uzunca bir süre devam eden ... sözleşmesine göre fazla çalışma ücrete dahil olduğunun davacı tarafından bilinmediği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü, yabancı para borcuna ilişkin işçilik alacakları hüküm altına alındığından Mahkemece alacaklara işletilen faizlere ilişkin hükmün eksik olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvuruların ayrı ayrı kabulü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.11.2020 tarihli kararıyla; davacı ile davalı işveren ... İnşaat San. ve TAŞ arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmesinin fesih, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına ilişkin maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının belirtildiği, yine sözleşmenin 16 ncı maddesinde de sözleşme maddelerinde belirtilen hususlarda çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğunun ifade edildiği, davacının mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Umman olduğu, taraflar arasında 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlığa Umman hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... şirketi olan davalı ... İnş. San. ve Tic. AŞ ile davacı arasında yurt dışı hizmet akdinin imzalandığı, yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan ... vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere ...’den ... vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde ... ... Kurumu (Kurum) vasıtası ile yapıldığının bilindiği, yurt dışı hizmet sözleşmelerinin matbu nitelikte olduğu, boşlukları çoğu zaman işveren tarafından doldurularak işçilere imzalatıldığı, belirtilen sözleşmenin 18 inci maddesinde "Sözleşmenin Düzenlenmesi ve Saklanması" başlığı altında taraflarca haricen imzalanarak Kuruma verildiği ve Kurum yetkilisi tarafından onaylanarak saklandığı, bütün sözleşmelerin matbu nitelikte olan maddelerinde "çalışılan ülkedeki mevzuat hükümlerinin uygulanacağı"nın yazılı olduğu, ancak sözleşmenin 3. maddesinde "işverenin bilgi verme yükümlülüğü" başlığı altında düzenlenen madde uyarınca taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığından söz edilmesi için işverenin işçiyi çalışılan ülke mevzuatına göre tabi olacağı çalışma şartları konusunda bilgilendirme yükümlülüğünü yazılı olarak yerine getirmesi ve tarafların imzalaması ile Kurum nezdinde bu bilgilendirmenin saklanması gerektiği, eldeki davacı işçi için uygulanacak yer hukukunun dahi yazmadığının belirlendiği, sözleşmenin güçsüz tarafı olan işçinin korunması amaçlı olarak sözleşmeye getirilen emredici nitelikteki 3 üncü maddenin uygulanmaması karşısında taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığı kabulüne imkân bulunmadığı, davalı işveren tarafından ibraz edilen şahsi sicil dosyasında da böyle bir belge bulunmadığı, bu nedenle uyuşmazlığa ... ... hukukunun uygulanmasında bir aykırılık olmadığı, işçilerin belirtilen yurt dışı hizmet akitlerini imzalayarak ve işverenleri ile aralarında doğan uyuşmazlıklarda ...'de açtıkları davalarda kamu düzeni yönünden ... ... Hukukunun uygulanması nedeniyle (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.01.2018 tarihli ve 2017/28074 Esas, 2018/916 Karar sayılı kararı ve aynı yöndeki yerleşik içtihatlar) çalışılan ülke mevzuatının uygulanmayacağı yönünde hukuki güvenlik/koruma içinde olduğunu kabul ettiğinin de değerlendirilmesi gerektiği, belirtilen genel bilgilerin yer aldığı sözleşmelerin imzalanması ile ... hukuku gibi özel ve teknik bilgi gerektiren bir alanda çalışılan ülkenin ... hukuku mevzuatının unsurlarını bilerek imzaladığının kabulünün sözleşmenin güçsüz tarafı olan işçinin korumasız bırakılması anlamını taşıyacağı, davalı işverenin imzalanan sözleşme uyarınca uygulanacak çalışılan ülke mevzuatı ile ilgili davacı işçiye uygulanacak hükümler ve çalışma şartları yönüyle yapılması gerekli bilgilendirmeyi yapmaması nedeniyle taraflar arasında hukuk seçimi yapılmadığı sonucuna varıldığı, taraflar arasındaki hukuk seçiminin geçersiz olduğu kabul edildiğine göre davalıların ... işveren/...'de şubesi bulunan işveren olduğu, davalı ... işverenin sürekli Umman ülkesinde çalışmadığı, işçinin ... olan her ülkeye gitme durumunun bulunduğu, işçinin her fırsatta ...'ye geldiği, yerleşim yerinin ve sosyal çevresinin ...’de olduğu, ayrıca kazandığı ücretini harcadığı yerin ... olması, ...'de sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin brütleştirmesinin dahi yurt dışı çalışmalarda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun hükümleri dikkate alınarak yapılması, yurt dışı hizmet akdinin (yurt dışına götürülmesindeki dayanak sözleşme) ... ... hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi (sözleşme ana maddelerine ilişkin başlıkların ... ... hukukunda dikkate alınan unsurlar olması, ... mahkemelerinin yetkili kılınması, sözleşmenin ... ... Kurumu vasıtasıyla yapılması), sözleşmenin ...'de yapılması, Türkçe kaleme alınması dikkate alındığında uyuşmazlığa ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili ... ... Hukukunun uygulanmasında bir aykırılık bulunmadığı, doktrinde ve mahkeme kararlarında sıkı ilişkili yer hukukunun uygulanması hususunda hemen hemen görüş birliği bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ... sözleşmesinin davacının gerçek iradesini yansıtmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... (S.P.A.) AŞ vekili temyiz dilekçesinde; belirsiz alacak davası olarak açılan davanın usulden reddi gerektiğini, uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kuralların Umman Sultanlığı kanunlarına göre belirleneceğini, davacı müvekkili Şirkette çalışmadığından işçilik alacaklarından müvekkil şirketin sorumlu olmayacağını, davacının talep ettiği işçilik alacaklarına hak kazanamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... İnş. San. ve Tic. AŞ vekili temyiz dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan ... sözleşmesinin 5 inci maddesi uyarınca sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara Umman Sultanlığı’nın ilgili kanunları ve özellikle ... kanununun uygulanacağını, taraflar arasında hukuk seçimine dair anlaşma olduğunu, olmasa dahi mutad işyeri Umman olduğundan Umman hukukunun uygulanması gerektiğini, dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacının talep ettiği alacaklara hak kazanmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.....2022 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek bu yeni hükmün temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ... sözleşmesine hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve işverenin bilgilendirme yükümlülüğüne ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
2.Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.03.2022 tarihli ve 2021/13329 Esas, 2022/4113 Karar; 22.03.2022 tarihli ve 2022/1470 Esas, 2022/3903 Karar; 16.03.2022 tarihli ve 2022/2894 Esas, 2022/3517 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1.Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya ... ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde ... sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.
2. 5718 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesine göre, ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise bireysel ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden özel bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, bireysel ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin ...’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu ... mahkemeleri de yetkilidir.
3. 5718 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, ... kanunlar ihtilâfı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına uyarınca yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde, ... hukuku uygulanır.
4. 5718 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün ... kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde ... hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. ... kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın ... kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye ... hukukundan daha az koruma getirmesi de ... başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilâfı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.
5. Bir yabancı hukuk kuralı ... hukukunun temel değerlerine, ... genel adap ve ahlâk anlayışına, ... kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklere milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlak ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (YİBBGK, 2010/1 E., 2012/1 K.). Örneğin yabancı hukukun, küçük çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.
6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (..., Cemal/ESEN, .../ATAMAN-FİGANMEŞE, İnci, Milletlerarası Özel Hukuk, ... 2019, s. 7; ÇELİKEL, Aysel/ERDEM, B. Bahadır, Milletlerarası Özel Hukuk, ... 2020, s. 155). ... hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi hem kolay değildir, hem de tartışmalı bir husustur. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli ... güvenliği hükümleri, özel işçi gruplarını koruyucu hükümler ve kanuni greve ilişkin hükümler ile asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (ELÇİN, Doğa, Milletlerarası Unsurlu Bireysel ve Toplu ... Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, ... 2012, s. 189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen ... sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir ... ilişkisinde ... hukukundaki asgarî ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (AYGÜL, Musa, “Yabancı Unsurlu ... Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, (Editörler, TANRIBİLİR, Feriha Bilge/GÜMÜŞLÜ TUNÇAĞI) Gülce, 10. Yılında Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, ... 2017, s. 525-526; VURAL ÇELENK, Belkıs, “Yabancı Unsurlu ... Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).
7. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ... sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (DOĞAN, Vahit, “5718 Sayılı Kanununa Göre ... Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XI, 2007, S. 1-2, s. 153; BÜYÜKALP SARIÖZ, A. İpek, “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 8, 2018, S. 2, s. 211-212; ELÇİN, s. 89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla, mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (AYGÜL, Musa/ÇOBAN, Nazlı, “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen ... Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, S. 169, s. 1822-1824; ELÇİN, s. 118-137; BÜYÜKALP SARIÖZ, s. 217).
8. Yabancılık unsuru taşıyan ... sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de, mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyerinin belirlenmesinde, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; AYGÜL/ÇOBAN, 1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ... sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev alan gemiadamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (ELÇİN, s. 147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin ...’de bulunması, ...’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin ...’de ve ... lirası üzerinden ödenmesi, işverenin ... olması, ... sözleşmesinin ... hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, ... hukukuna tâbi daha önceki bir ... sözleşmesine gönderme yapılması, ... sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, ... sözleşmesinin ... hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (ELÇİN, 152).
9.Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî bayram günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren ... ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir ... ilişkisinde, dinî ve millî bayram günleri ... hukukuna göre belirlenemez (AYGÜL, s. 528; ERDOĞAN, Ersin/ERDOĞAN, Canan, “...’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, ... Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, C. 13, 2016, S. 50, s. 971-972).
10. Somut uyuşmazlıkta; davalılar, davacının taleplerine ilişkin uyuşmazlıkta 4857 sayılı Kanun ile diğer mevzuatın uygulanma olanağı bulunmadığını savunmuştur. Dava, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında özetlenen gerekçelerle ... hukuku esas alınarak karara bağlanmıştır.
11.Davacı ile davalı işveren ... İnşaat San. ve T.A.Ş arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmesinin fesih, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına ilişkin maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının belirtildiği, yine sözleşmenin 16 ncı maddesinde de sözleşme maddelerinde belirtilen hususlarda çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğunun ifade edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tarafların hukuk seçimi anlaşması yaptıkları görülmektedir. Davacı, talep konusu yapılan alacakların ilişkin olduğu çalışma döneminde, ... sözleşmesi kapsamında sadece davalının Umman’da bulunan işyerinde çalışmış olup bu durumda mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Umman olduğu sabittir.
12. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, 5718 sayılı Kanun'un 27 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Umman hukukunun uygulanması gerekmektedir. Umman hukuku, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere aynı zamanda mutad işyeri hukukudur.
13. Bir diğer değinilmesi gereken husus da yurt dışı ... sözleşmelerinde, işverenin bilgi verme yükümlülüğüne yönelik maddelere rastlanması hâlinde bu maddelerin nasıl yorumlanacağıdır. Maddeye aykırı davranışın yaptırımının açıklanmadığı bu tür sözleşme maddelerinin düzenleniş amacının, çalışılan ülke mevzuatına aykırı işveren uygulamasının önüne geçmek olduğu kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla bu tür maddeler; işverenin çalışılan ülke mevzuatına uygun hareket etmesini sağlamaya bu bağlamda işçinin çalışılan ülke mevzuatına uygun olarak hak ve alacaklarını ... altına almaya yöneliktir. Dolayısıyla işverenin bilgi verme yükümlüğünü ihlal etmesinin, uyuşmazlığa çalışılan ülke mevzuatının uygulanmasını engeller mahiyette görülemeyeceği değerlendirilmiştir.
14. Açık olmayan ... mevzuatı kurallarının yorumlanmasında, işçi lehine yorum yöntemine başvurulması mümkündür. Ancak yorum gerektirmeyecek kadar açık olan hükümler işçi lehine de olsa yorumlanamazlar. İşçi lehine yorum ilkesi, yabancılık unsuru bulunan uyuşmazlıklarda; ancak uygulanacak hukuk açıkça seçilmediğinde ve daha sıkı ilişkili hukukun tespiti bakımından gerektiğinde uygulanabilir.
15. Açıkça hukuk seçimi yapılması durumunda daha sıkı ilişkili hukuk yönünden değerlendirme yapılması 5718 sayılı Kanun hükümleri karşısında mümkün değildir. Öte yandan işverence, açık hukuk seçimine karşın kararlaştırılan ülke hukukunun uygulanmamış olması ise tarafların fiili olarak ... hukukuna göre uygulama yapılmasını kararlaştırdığını değil sözleşmenin ... yanlı olarak uygulanmadığını gösterir.
16. Şu hâlde Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde işverenin bilgi verme yükümlülüğü ve işçi lehine yorum ilkesinden hareket edilerek sıkı ilişkili hukukun uygulanması şeklindeki sonuca varılması mümkün değildir. Hâl böyle olunca, gerekirse Umman hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle, dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı ve davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.