"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 07.....2021 tarihli ek karar ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin 07.....2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına, asıl karara yönelik olarak yaptığı istinaf incelemesinde ise davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya bağlı ... Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında kanuna uygun olarak kurulmuş asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini ve muvazaa bulunduğunu, davacının davalı ...Ş.'nin (...) işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitine ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı Kurum işçisi olmadığını, davacının müvekkili Kurumun asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi suretiyle verilen bir işte çalışmasının söz konusu olmadığını, davacının yapmış olduğu işin elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bir ... olduğunu, bu nedenle alt işverenlik sözleşmesinin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işçinin davalı ...'a bağlı işyerinde çeşitli alt işverenler nezdinde garson olarak çalıştığı, davacı işçinin yaptığı işin yardımcı ... olduğu, davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi kapsamında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, bu kapsamda alt işverenler nezdinde çalıştığı, davalı ... ile alt işverenler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davacının muvazaanın tespitine ilişkin talebinin reddine, davacı vekilinin 08.04.2021 tarihli duruşmada ilave tediye alacağı talebinden feragat ettiklerine ilişkin beyanı doğrultusunda davacının ilave tediye alacağı talebinin de feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2. Kararın davacı vekilince süresinde istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 07.....2021 tarihli ek karar ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçelerinde; davanın esas itibarıyla muvazaa tespitine ilişkin olduğunu, bu sebeple miktar itibarıyla kesinlikten söz edilemeyeceğini, müvekkilinin baştan itibaren davalı ...'ın işçisi sayılmasını gerektiren şartlar mevcut iken davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin yaptığı işleri sadece davalı Kurum personeli yapmakta iken sonrasında aynı işlerde taşeron işçisi alımının yapıldığını ve müvekkili ile birlikte Kurum personelinin birlikte çalıştıklarını, aynı işi yaptıklarını, müvekkiline emir ve talimatları davalı Kurum yetkililerinin verdiğini, yıllık izinlerin Kurum yetkilileri tarafından onaylanıp verildiğini, davalı ile müvekkilinin işvereni taşeron firma arasında hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığını, Mahkemece ... ile alt işverenler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı kanaatine varılarak verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
1-İlk derece Mahkemesince davalının istinaf talebinin kesinlik nedeniyle reddine ilişkin ek karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Dava muvazaanın tespiti ile ilave tediye alacağına ilişkin olup, sözkonusu ilave tediye alacağı kısmi olarak talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilebilecek kararlar kanunda belirtilmiş olup bunlar arasında muvazaa tespiti bulunmadığı gibi, kısmi olarak talep edilen ilave tediye alacağı yönünden de miktar itibariyle kesinlikten sözetmek mümkün olmadığından ilk derece Mahkemesince verilen 07/.../2021 tarihli EK kararın ortadan kaldırılması gerekmiştir.
...
Her ne kadar alınan heyet raporunda davalılar (asıl işveren, alt işverenler) arasındaki sözleşmelerin muvazaaya dayandığı tespitine yer verilmişse de, sözkonusu raporda davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren ... akdinin feshedildiği tarihe kadar alt işverenler nezdinde garson, aşçı yardımcısı-aşçı olarak çalıştığı da belirtilmiş olup, bu doğrultuda yapılan işin ihale kapsamında alt işverene verilebilecek yardımcı işlerden olduğu görülmekle, mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
...” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 07.....2021 tarihli ek kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesi uyarınca kaldırılmasına; davacının asıl karara yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl işin bölünerek alt işverenlere verilemeyeceğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda müvekkilinin yaptığı işin teknolojik uzmanlık gerektiren bir ... olmadığının tespit edildiğini, davalı Kurum ile müvekkilinin işvereni olan taşeron firma arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığını, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca, işyerinde emir ve talimatları taşeron işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, işin yürütülmesine dair talimatların, çalışma şartlarının ve koşullarının belirlenmesi ve işçilerin işe alınması, çıkışlarının verilmesi, izin kullanma zamanlarının belirlenmesi ve benzeri hususlarda karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde bulunduğunu, taşeron işverenin davalıya ait işyerinde ayrı bir organizasyon yapısına sahip olmadığını, aynı işlerde müvekkili ile birlikte Kurum personelinin çalıştığını, Kurum personelinin ücretlerinin ve özlük haklarının, aynı yerdeki ve görevdeki taşeron işçilerinden daha yüksek olduğunu, ihale veren ile ihale alan arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye alacağının bulunup bulunmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, Alt İşverenlik Yönetmeliği, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasına, Mahkemece 07.....2021 tarihli ek karar ile davanın miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesine ve ek karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince karar içeriğinde, asıl ve ek kararı temyiz eden davalı tarafmış gibi gerekçe oluşturulup hüküm kurularak “ ... davalının istinaf talebinin kesinlik nedeniyle reddine ilişkin ek karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.” ve "Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE ... " şeklinde ifadelere yer verilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğundan bozma sebebi yapılmamıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.