"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde alt işveren firmalarda 1990-12.01.2015 tarihleri arasında çalıştığını, davacının temizlik işçisi adı altında işe girip asıl işi yaptığını, vardiya sorumlusu olarak asıl işlerde çalıştırıldığını, davalı işveren işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğini, ... sözleşmesinin haksız ve ihbar önellerine uyulmaksızın feshedildiğini, ancak feshe bağlı alacaklarının ödenmediğini ... sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ve yıllık ücretli izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili ... 3. ... Mahkemesinin 23.08.2016 tarihli ve 2016/622 Esas, 2016/597 Karar sayılı kararı ile birleşen ek dava dosyasındaki dava dilekçesinde; davacının temizlik işinde çalışmayıp asıl işi yaptığını; kül, cüruf düşürme, kömür vagonlarını boşaltma işinde çalıştığını, bu sebeple davalı işveren işçisi sayılması gerektiğini, asıl-alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, başından itibaren davalı işçisi kabul edilmesi gerektiğini ... sürerek fark ücret ve ilave tediye alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davacı vekili ... 2. ... Mahkemesinin ........2017 tarihli ve 2017/467 Esas, 2017/459 Karar sayılı kararı ile birleşen ek dava dosyasındaki dava dilekçesinde; ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, asıl işverenin işçisi kabul edilmesi gerektiğini ... sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
4.Davacı vekili ... 2. ... Mahkemesinin 17.05.2019 tarihli ve 2019/245 Esas, 2019/346 Karar sayılı kararı ile birleşen ek dava dosyası ile ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, asıl işverenin işçisi kabul edilmesi gerektiğini ... sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet, yetki, görev itirazlarında bulunmuş, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, müvekkili Teşekkülün asıl işveren olduğu yönündeki iddianın tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının çalıştığı dönemlere ait kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretlerinin tamamını tahsil ederek işten ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 3.... Mahkemesinin 25.....2019 tarihli ve 2018/580 Esas, 2019/429 Karar sayılı kararıyla davacının 12.01.2015 tarihinde işten çıkartılmasından sonra davalı işyerinde çalışmaya devam etmediği, emsal Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi içtihatları gereğince ve ... 2. ... Mahkemesinin 2017/921 Esas, 2018/843 Karar sayılı dava dosyasında yapılan keşif sonucu aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucu davalı ile davacının çalıştığı alt işveren Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun anlaşıldığı; davacının, çalışmaya başlamasından itibaren davalı işçisi olduğu kabul edilerek itibar olunan bilirkişi raporuna göre davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen ... 3. ... Mahkemesinin 2016/622 Esas ve 2019/245 Esas sayılı ek davanın kabulüne, birleşen ... 2. ... Mahkemesinin 2017/467 Esas sayılı ek davanın ise kısmen kabulüne ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesince yıllık izin ücreti yönünden kaldırılması ve Mahkemesine gönderilmesi üzerine Mahkemece 27.10.2020 tarihli ve 2020/86 Esas, 2020/324 sayılı karar ile davacının 13.....1990-12.01.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde aralıksız çalıştığı ve yıllık izinlerinin tamamını kullanmadığını, 2013 yılında 7-8 gün yıllık izin kullandığını beyan ettiği, davacının hak etmiş olduğu yıllık izinlerinin tamamını kullandığı ya da kullanmadığı izinlerin paralarının tamamının ödendiğini davalının yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiği, davalı tarafından izin ücretinin ödendiğine ya da izinlerin kullandırıldığına ilişkin belgelerin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen ... 3. ... Mahkemesinin 2016/622 Esas ve 2019/245 Esas sayılı ek davanın kabulüne, birleşen ... 2. ... Mahkemesinin 2017/467 Esas sayılı ek davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 04.102018 tarihli ve 2017/3660 Esas, 2018/2095 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.10.2021 tarihli ve 2021/7238 Esas, 2021/14150 Karar sayılı ilâmı ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından muvazaanın kabulü isabetli ise de davacının sendika üyesi olmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediği gözetildiğinde; davalı işveren işyerinde davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığı belirlenerek emsal işçi olması hâlinde dava konusu alacak taleplerinin emsal işçi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınması, sendikalı olmayan emsal işçi bulunmadığının anlaşılması hâlinde ise davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki sözleşme ve şartnamelerde işçiye ödenecek ücretin belirlenmiş olması ya da işçiyle yapılan bireysel ... sözleşmesinde ücretin gösterilmiş olması ve buna göre eksik ücret ödendiğinin tespiti durumunda bu ücrete göre dava konusu alacakların hesaplanması, böyle bir tespit yapılamadığı takdirde ise ücret farkı alacağı talebi reddedilerek ilave tediye alacağı ve diğer dava konusu alacakların davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile alt işverenleri arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının çalışmaya başlamasından itibaren davalı işçisi olduğu kabul edilerek itibar olunan bilirkişi raporuna göre davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının bulunduğu, bozma ilâmı doğrultusunda bilirkişi tarafından davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplanıp düzenlenen raporun dosya içeriğine ve bozma ilâmına uygun olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davaların ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; aynı işyeriyle ilgili kesinleşmiş Yargıtay kararları dikkate alınmadan hüküm verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararında muvazaa olgusu kesinleştiğinden müvekkilinin başından itibaren davalı ...Ş. (...) işçisi olduğunun kabul edildiğini, davalının muvazaalı sözleşmelerle müvekkilini alt işverenlerde çalışıyor gibi gösterdiğini, davacıyla beraber aynı taşeron şirketlerde çalışan ve sendika üyesi olmayan, aynı konumdaki diğer bir çalışanla ilgili onama kararı verildiğini, muvazaalı biçimde işçi çalıştıran işverenin, toplu ... sözleşmesinden faydalanan kül cüruf atma işini yapan emsal işçisinin esas alınması gerekmekte ise de davalı ...'ın bildirdiği emsalle bağlı olduğunu ve davacı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğunu, aynı işkolunda çalışan aynı veya benzer işi üstlenen işyerlerinde de emsal işçinin araştırılması gerekirken bu konuda bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilave tediye alacağı ve ücret farkı alacağının tahsili için açılan belirsiz alacak davasının kabülü ile asıl alacağa uygulanacak faizin, davanın açıldığı tarihten itibaren hükmedilmesi gerekirken talep artırımında bulunulan tarihten itibaren hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalının ihale makamı olduğunu, işin anahtar teslimi verildiğini, davalının sorumluluğunun bulunmadığın, davacının alacaklarından yüklenici firmaların sorumlu olduğunu ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın kapsamı ve mahiyetine göre taraflar arasında davacının alacaklarının hesabında esas alınacak ücret ve ilave tediye alacağına uygulanacak faizin başlangıç tarihi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, davacının ... 3. ... Mahkemesinin 23.08.2016 tarihli ve 2016/622 Esas, 2016/597 Karar sayılı kararı ile birleşen ek davasını davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve baştan itibaren davalının işçisi olduğunun tespiti ile ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının davalının işçisinin ücretine göre belirlenmesi talebiyle açıkça belirsiz alacak davası türünde açtığı anlaşılmış olup Mahkemece hüküm altına alınan ilave tediye alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava ve talep artırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır. Davacı vekilince, Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmından önce istinaf başvuru dilekçesinde ve temyiz dilekçesinde bu husus ... sürülmesine rağmen Dairemiz incelemesinde gözden kaçırılması nedeniyle bozma ilâmının bu yönüyle maddi hataya dayalı olduğunun kabulü gerekir. Maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyulması hâlinde dahi diğer taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmayacağından Yargıtayın maddi hataya dayalı kararından dönülmesi mümkündür.
İlave tediye alacağı bakımından faiz başlangıç tarihi hatalı belirlenmiş ise de bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin ilave tediye alacağına uygulanacak faizin başlangıcı yönünden temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) üncü bendinde yer alan (d) alt bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine; "6.779,00 TL ilave tediye alacağının ek dava tarihi olan 22.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine.
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.