Logo

9. Hukuk Dairesi2022/11071 E. 2022/13684 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin görev ve ücretinin düşürülmesi nedeniyle açtığı ücret farkı davasında, işçinin uzun süre bu değişikliğe ses çıkarmadan çalışmasının, değişikliği zımnen kabul ettiği anlamına gelip gelmediği.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin, görev ve ücret değişikliğine uzun süre ses çıkarmadan çalışmasının, işverende değişikliğin kabul edildiği yönünde haklı bir beklenti yarattığı ve bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olduğu, ayrıca işçinin fiilen yapmadığı işin ücretini talep edemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 48. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 27. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 01.09.2010 tarihinde eğitim müdürü olarak göreve başladığını, 26.01.2012 tarihinde davalı Şirket tarafından gönderilen yazı ile müvekkilinin pozisyonunun eğitim şefliği olarak belirlendiğini ve ücretinin de düşürüldüğünü, sonrasında 05.07.2012 tarihinde yeniden müvekkilinin ücretinin rızası olmaksızın düşürüldüğünü, ... sözleşmesinin davalı Şirket tarafından 05.08.2016 tarihinde sona erdirildiğini, davacının esaslı değişiklik teşkil eden mevcut görevinden daha alt seviyeye atanması ve ücretinin düşürülmesi işlemlerine herhangi bir yazılı ya da sözlü kabul beyanı olmadığını, davalı Şirketin 2016 yılında eğitim müdürlerine de ikramiye vermeye başladığını, davalı Şirketçe her yıl TEFE TÜFE ortalaması baz alınarak %7 oranında zam yapıldığını; ancak müvekkilinin davalının hukuka aykırı eylemi nedeniyle müdürlere ödenen ücretten, uygulanan ikramiye farkı ve zam farkından mahrum kaldığını ileri sürerek ....02.2012-05.08.2016 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının ... sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.09.2010-05.08.2016 tarihleri arasında çalıştığını, 01.....2012 tarihinden geçerli olmak üzere eğitim şefi olarak istihdam edilmesine karar verildiğini, aynı tarihten itibaren 3.900,00 TL olan ücretinin 2.912,00 TL olarak belirlendiğini, bu hususun davacıya 14.....2012 tarihinde tebliğ edildiğini, davacıdan kararını 6 gün içinde bildirmesinin istendiğini, davacının bu süre içinde teklifi yazılı olarak kabul etmediğine dair bir bildirimde bulunmadığını, görevi ve ücreti kabul ederek işine devam ettiğini, fiilen 4 yıl daha Şirketteki işine devam ederek eğitim şefi görevini sürdüren davacının uzun süre sessiz kaldıktan sonra değişikliği yazılı olarak kabul etmediğini beyan etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının 4857 sayılı ... Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi gereğince geçerli sebeple ... sözleşmesini feshetme imkânı var iken ... sözleşmesini sonlandırmayarak işe devam etmesi durumunda rızasının bulunduğunun kabulü gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

İncelenen dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; davacı işçi, davalı ... yerinde 4857 sayılı ... Kanunu kapsamında belirsiz süreli ... sözleşmesi ile çalışmıştır, işçilerinin almakta oldukları temel ücretin ve ünvanının düşürülmesi,çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik niteliğinde olup değişikliğin geçerli olabilmesi için 4857 sayılı ... Kanunu’nun 62 nci ve 22 nci maddelerine göre işçinin açıkça ve yazılı muvafakatinin bulunması gerekir,işçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz,ücret ve ünvan indirimine dair esaslı değişikliğin işçi tarafından açıkça kabul edilmemesine rağmen çalışmaya devam etmesi ve ödeme döneminde daha az ücret ödenmesi, hatta bu ödemeye dair ücret bordrosunun işçi tarafından imzalanması durumunda dahi işçinin fark ücret isteme hakkı devam eder, davaya konu olayda ,davacının eğitim müdürü olan ünvanının eğitim şefi olarak değiştirildiği ve ücretinin de düşrüldüğü tespit edilmiş olup,davacının, ünvanının ve ücretinin düşürülmesine muvafakat ettiğine dair ... sözleşmesi veya benzeri bir belge bulunmamaktadır. ...” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacıya görev değişikliğinin ve dolayısıyla ücret değişikliğinin 14.....2012 tarihli yazı ile bildirildiğini, davacının kendisine yapılan bildirimden itibaren 6 günlük süre içerisinde değişikliği kabul etmediğini yazılı olarak bildirmesi gerektiğini, oysa davacının işbu değişikliği kabul etmediğini bildirmediğini, aksine zımnen muvafakat ederek yeni görevi ve ücretini kabul ettiğini ve çalışmaya devam ettiğini, yeni görevi ile ... ve işlemler yaptığını, ücretini aldığını, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 1 inci maddesine göre sözleşmenin tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağını, irade açıklamasının açık veya örtülü olabileceğini, kural olarak susmanın bir irade beyanı olmadığını, öneriye karşı bir cevap vermeyen karşı tarafın öneriyi kabul etmiş sayılamayacağını, ancak kanunen ret cevabı vermek zorunluluğu varken karşı tarafın sükut etmesi hâlinde bu davranışın kabul teşkil edeceğini, davacının 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi gereğince geçerli sebeple ... sözleşmesini feshetme imkânı var iken davacının ... sözleşmesini bu gerekçeye dayanarak sonlandırmayarak işe devam etmesi durumunda karşılıklı rızanın bulunduğunun kabulü gerektiğini, davacıya eğitim müdürü iken ikramiye ödenmediği hâlde eğitim şefi unvanı ile çalışılırken ikramiye ödendiğini, 2012 yılı Şubat ayı ile 2016 yılı Ağustos ayı arasında ikramiye adı altında bordrolarda görünen toplamda 44.309,00 TL ödemenin hak ediş olarak dikkate alınarak alacaklardan mahsubu gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile işçi tarafından yazılı olarak kabul edilmeyen değişikliğin işçiyi bağlamayacağı, davacının değişikliğe ses çıkarmayarak ve itirazda bulunmayarak çalışmasına devam etmiş olmasının değişikliğe zımnen rıza gösterdiği anlamına gelmeyeceği, bu nedenlerle davalı vekilinin değişikliğin davacı tarafça kabul edildiğine ve geçerli olduğuna yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı, ayrıca davacının talebinin ücret farkı alacağının tahsili istemine ilişkin olup ikramiye adı altında yapılan ödemenin ücret ödemesi olarak kabulü ile bu ödemenin ücret farkı alacağından mahsubunun mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, görevin değiştirilmesi suretiyle yapılan çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle davacının fark ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi.

3. 4857 sayılı Kanun'un 22, 32 ve 62 nci maddeleri.

4. Dairemizin 09.11.2020 tarihli ve 2016/31338 Esas, 2020/15284 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

Davacının sahada çalışmadan, merkezde çalışmaya alınması, çalışma koşullarında esaslı değişiklik mahiyetinde ise de davacının ihtirazi kayıtsız, merkezde yaklaşık 1,5 sene çalışması, işverenin işlemine uygun davranışlarda bulunduktan sonra ... Kanunu’nun 22. maddesinde öngörülen şekil eksikliğini ileri sürmesi, dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. Diğer yandan ... Kanunu’nun 32. maddesine göre ücret çalışma karşılığı olup, davacı yapmadığı işin karşılığına hak kazanamaz. Hal böyle olunca davacının prim alacağı talebinin reddi gerekir.

3. Değerlendirme

1.4857 sayılı Kanun’un “Çalışma koşullarında değişiklik ve ... sözleşmesinin feshi’’ kenar başlıklı 22 nci maddesinde işyeri şartlarında esaslı değişiklik yapılabilme şartları düzenlenmiştir. Madde metni; “İşveren, ... sözleşmesiyle veya ... sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde, kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebinin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle ... sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21’inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma şartları her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” şeklindedir.

2. İşyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği işveren ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır.

3. 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı, işverenin ... taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır.

4. 4857 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde ise her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin kanuni olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanuni bir yükümlülüğün yerine getirilmesi sebebiyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamayacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamayacağı yasağı, işverenin ... taraflı indirim yapamaması ile ilgilidir. Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek şartıyla ücrette indirim yapabilirler.

5. Belirtmek gerekir ki 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca, herkes haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. İşçinin 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi kapsamında şekil eksikliğini ileri sürmesi, hukukumuzun en temel ilkelerinden biri olan dürüstlük kuralına aykırılık oluşturmamalıdır. 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine aykırılık teşkil eden bir durumun genel yaptırımı, herhangi bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılmasının hukuk düzenince korunmamasıdır (Sarper Süzek, ... Hukuku, ..., 2013, s.570).

6. Öte yandan 4857 sayılı Kanun'un "Ücret ve ücretin ödenmesi" başlıklı 32 nci maddesine göre ise ücret; bir kimseye bir ... karşılığında sağlanan ve para ile ödenen tutardır. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Daire kararında vurgulandığı üzere ücret, fiili çalışma karşılığı ödenir.

7. Somut olayda davacı, davalıya ait işyerinde eğitim müdürü olarak 01.09.2010 tarihinde işe başlamış olup 2012 yılının Şubat ayından itibaren eğitim şefi olarak alt pozisyonda görevlendirilmiş ve ... sözleşmesinin son bulduğu 05.08.2016 tarihine kadar yaklaşık 4 yıl süre ile bu görevde çalışmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın mevcut görevinden daha alt göreve atanmasının ve daha az ücret ödenmesinin 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi anlamında işçi aleyhine esaslı değişiklik teşkil ettiğini ileri sürerek davacının eğitim şefi olarak görevlendirildiği ....02.2012 tarihinden fesih tarihi olan 05.08.2016 tarihine kadar olan dönem için fark ücret alacağı talep etmiştir.

8. Ne var ki davacı yaklaşık 4 yıl eğitim şefi olarak çalışmış, ücreti bu alt pozisyona göre belirlenmiş, ayrıca eğitim şefi olarak görevli bulunduğu yıllarda 2016 yılına kadar eğitim müdürlerine verilmeyen ikramiye yardımından da yararlanmıştır. Davacının görev değişikliğine bu kadar uzun süre ses çıkarmamasının, sözleşmenin karşı tarafı olan işverende bu değişikliğin kabul edildiği yönünde bir inancın oluşmasına neden olması olağandır. Davacının işverenin işlemine uygun davranışlarda bulunduktan sonra 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde öngörülen şekil eksikliğini ileri sürmesi dürüstlük kuralına uygun düşmemektedir. Diğer yandan 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesine göre ücret, çalışma karşılığı belirlenir. Davacı, ücret farkı talep ettiği dönemde eğitim müdürü olarak çalışmamış; alt pozisyon olan eğitim şefi görevini sürdürmüştür. Dolayısıyla davacının fiilen yapmadığı bir işin karşılığına hak kazanması mümkün değildir.

9. Hâl böyle olunca davacının, uzunca bir süre alt görevde çalışmasına ve bu görev gereği ödenen ücrete ve eklerine ses çıkarmamasına rağmen fesih tarihinden sonra işbu dava ile 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesindeki yazılı şekil şartına aykırılığı gerekçe göstererek ücret farkı alacağını talep etmesi dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi davacı, fiilen çalışmadığı bir işin karşılığı ücrete de hak kazanamayacağından; işyerindeki emsal eğitim müdürlerinin aylık ücretleri gözetilerek fark ücret alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.