"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı işyerinde 1997 Şubat ayından 30.05.2019 tarihine kadar satış temsilciliği, satış şefliği, bölge şefliği, bölge müdürlüğü ve son olarak da ...'nin en büyük coğrafyasına bakan satış müdürlüğü görevlerinde çalıştığını, hâlen işe iade davasının derdest olduğunu, davacının son brüt ücretinin 35.000,00 TL olduğunu, davacının çalışma süresinin son 5 yılında ...'nin coğrafi ... olarak en büyük ve dağınık lokasyonunda görev yaptığını, müdürlüğünü yaptığı alanda 36 il, 63 distribütör ve 500'e yakın çalışan olduğunu, geniş çalışma alanı sebebiyle davacının ayın 3 haftasını seyahatle geçirdiğini, seyahatlerin %85'inin karayolu ile yapıldığını, 1 haftada 5-10 şehir gezmek zorunda bırakıldığı dönemlerin olduğunu, asıl çalışma yeri olan ...'daki sürede haftanın 6 günü saat 07.00'de başlayan işin en erken 19.00'da bittiğini, seyahatte olduğu dönemlerde ise saat 07.00'de başlayan işin 22.00-23.00 civarında otele giriş ile sonlandığını, bazen ulaşım sebebiyle 02.00 civarında eve dönüldüğünü, ertesi gün 07.00'de yeniden mesaiye gidildiğini, müvekkiline fazladan yapılan ödemelerin prim mahiyetinde olduğunu, fazla çalışmalarının karşılığını alamadığını ... sürerek fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazları olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının hak ettiği tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davalı işyerinde prim karşılığı çalışma yapıldığından fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, durumun bordrolarda da görüleceğini, davacının üst düzey yönetici olduğunu, kendi mesaisini belirlediğinden fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağını, bölge müdürü pozisyonunda ve daha çok prim almak maksadıyla fazla çalışma yapan davacının bu çalışmayı kendi isteğiyle gerçekleştirdiğini, davacının el yazısıyla imzaladığı ibranamenin irade fesadı ile imzalandığı ya da imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığını, ibranamenin geçerli olması sebebiyle de davacının fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Somut olayda, dava dilekçesinde davacı; davalı işyerinde satış temsilciliği, satış şefliği , bölge şefliği ,bölge müdürlüğü son olarak da ...'nin en büyük coğrafyasına bakan satış müdürlüğü görevinde çalıştığını beyan etmiş ,yine dava dilekçesi ile dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının fazla çalışma alacağına esas alınan ücretinin brüt 35.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mevcut delil durumuna göre davacının işyerinde kendi mesaisini belirleyebilecek şekilde üst düzey yönetici olarak çalıştığı, üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen amirinin olmadığı, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin kendisine ödendiği …” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Şirketin yetkilileri tarafından müvekkiline gönderilen çalışma programıyla ilgili talimatların bulunduğu e-postaların İlk Derece Mahkemesi tarafından dikkate alınmadığını, yalnızca müvekkilinin ücreti değerlendirilerek kendisinin üst düzey yönetici olduğunun ve işyerinde kendi mesaisini belirleyebildiğinin kabulünün hatalı olduğunu, müvekkili davacının davalı Şirkette karar mercii olmadığını, aksine davacının üstlerinden verilen emir ve talimatlar doğrultusunda çalıştığını ve fazla çalışma yaptığını, bu hususun tanık anlatımları ve taraflarınca sunulan e-posta yazışmaları ile kanıtlandığını, dolayısıyla fazla çalışma ücretine hak kazandığını, dinlenen tanık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin birçok kez gece çalışmasına mecbur bırakıldığını, izin gününde hafta tatilinde çalıştırıldığını ve her hâlükârda günde 11 saati, yılda ise 270 saati aşan fazla çalışma yaptığını, gece çalışması ve fazla çalışmaya ilişkin muvafakatinin dahi alınmadığını, davalı tarafça ücret ödemeleri dışında yapılan diğer ödemelerin yalnızca prim ödemeleri olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre işverence yapılan prim ödemelerinin fazla çalışma ücreti olarak değerlendirilemeyeceğini ... sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacının davalı şirket organizasyonundaki görevi ve konumu, yapılan işin niteliği, davacının fazla davacının aylık ücret miktarı ve çalışmalarının karşılığının bu ücret ile karşılandığı hususu ile davacı yanca dayanılan şirket iç yazışma içeriklerinin davacıya fazla çalışma yapılması yönünde talimat niteliği taşımadığının, kendi ekibinin satış hedeflerini tutturabilmesi açısından çizilen plan ve programlar mahiyetinde olduğunun, bu bağlamda şirket hedeflerinin gerçekleştirilmesi amacıyla çalışanları sevk ve idare eden kişi olduğunun ve davacıya ait özlük dosya suretinden davacıya bağlı çalışan bölge müdürlerinin bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazanamadığı, kaldı ki davalıya karşı açılmış dava dosyaları bulunan davacı tanıklarının beyanları haricinde davacının, fazla çalışma yaptığına yönelik iddiasını da somut olarak ortaya koyamadığı anlaşılmakla davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır.
...”gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde başvurduğu gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kendi mesaisini ayarlayabilen üst düzey yönetici konumunda çalışıp çalışmadığı ve buna göre fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.