"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 8. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kuruma bağlı Şahinbey Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinde çalışırken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya geçirildiğini, hâlen davalı Kurumun işçisi olarak çalışmasına devam ettiğini, 02.04.2018 tarihinde imzaladığı ... sözleşmesinde müvekkilinin ücretinin brüt asgari ücretin %40 fazlası olarak belirlendiğini, sözleşmeye göre ortaya çıkacak tutar üzerinde de müvekkiline 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 24 üncü maddesi uyarınca işçi statüsüne geçirilen işçilerin ücret ile mali sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu ... sözleşmesi hükümleri gereği 2019 yılı ilk yarısı için %4 zam uygulanması, ikinci yarısı için de %4 zam uygulanması gerektiğini, kadroya geçiş sonrası müvekkilinin ücretini yalnızca asgari ücret olarak ödendiğini ve % 4+4 zamların da sadece asgari ücret üzerinden yapıldığını, bu şekilde ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek davacının ücretinin brüt asgari ücretin %40 fazlası olduğunun ve toplu ... sözleşmesi hükümleri gereği her 6 ayda bir yapılacak zam tutarlarının bu ücret üzerinden yapılması gerektiğinin tespiti ile ücret farkı, ilave tediye, fazla çalışma ve ... bayram ve genel tatil ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret zamları toplu ... sözleşmesine aykırı olamayacağı için davacıya ödenen ücrette bir eksiklik bulunmadığını, davacının ücret farkı alacağı bulanmadığını, davacıya tüm alacaklarının kanuna ve toplu ... sözleşmesi ile belirlenen hükümlere göre ödendiğini, davacının ilave tediye, fazla çalışma ücreti ve ... bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının bordrolara yansıtıldığını ve davacıya ödendiğini, davacının kamu kurumunda çalışmış olması nedeni ile haftalık 45 saati aşan çalışması ve ... bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptığı, kadroya geçiş sırasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinde davacıya asgari ücretin %40 fazlası üzerinden ücret ödeneceğinin açıkça belirtildiği, bu sözleşmede yazılı miktara uygulanacak zam oranları doğrultusunda davacının işçilik alacaklarının ödenmesi gerektiği, bu nedenle davacının fark ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davacının ücretinin brüt asgari ücretin %40 fazlası olduğunun ve toplu ... sözleşmesi hükümleri gereği her 6 ayda bir yapılacak zam tutarlarının bu ücret üzerinden yapılması gerektiğinin tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında daimi kadroya geçirildiğini, davacının 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret İle Diğer Mali Ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu ... Sözleşmesi Hükümleri’ne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genelgesi kapsamında tüm alacaklarının ödendiğini, Bakanlığın bünyesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin geçiş aşamasındaki rızalarının varlığı ve yüklenici bünyesinde çalışmaktan ziyade Bakanlığın bünyesinde bir ... güvencesine sahip oldukları, sözleşmeyi akdederek “herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğini” açıkça beyan ettiğini, sürekli işçi kadrosunda çalışan davacının aldığı tüm ücretlerin banka yolu ile ödendiğini ve davacı tarafından fasılasız biçimde bu ödemelerin ihtirazı kayıt konulmaksızın kabul edildiğini, davacının ücretinin düşürülmediğini ve davacının talep ettiği alacaklara hak kazanmadığını belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/2619 Esas, 2022/278 Karar sayılı kararı ile davacı işçinin kadroya geçişi aşamasında işverenle imzalanan ... sözleşmesinde açıkça sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin %40 fazlasının ödeneceğinin belirtildiği, bu durumda taraflar arasında imzalanan ... sözleşmesinin ücrete ilişkin kısmında her ay asgari ücretin belirli bir oranında ücret ödeneceğine ilişkin düzenleme bulunduğu, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan ... sözleşmesinde her ay asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırıldığından sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, asgari ücretin %40 fazlasının bulunması ve toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre %4 zam yapılmak suretiyle ödenecek ücretin belirlenmesi ve davacının taleplerinin bu ücrete göre değerlendirilmesinin yerinde olduğu, ancak kabul edilen ilave tediye alacağına en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de ilave tediye alacağının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun'dan kaynaklandığından bu alacağa temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği, ödeme zamanı taraflarca kararlaştırılmadığında, temerrüt için alacaklının ihtarına gerek olduğu, dosya kapsamında davacı tarafından davalıya temerrüt ihtarı gönderildiğine dair bilgi veya belge bulunmadığı, bu nedenle hüküm altına alınan ilave tediye alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği, kabule göre de arabuluculuk giderlerine ilişkin olarak hüküm kurulmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildikten sonra İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına yeni bentler eklenmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü ve resen göz önünde tutulan sebeplerle kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine uygun karar verilip verilmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un "Kanun Yolları" başlıklı sekizinci kısmının istinafa ilişkin birinci bölümünde yer alan “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” kenar başlıklı 353 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
...
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında,
duruşma yapılmadan karar verilir."
2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Kanuna, bireysel veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmış; davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesine rağmen, ilave tediye alacağı yönünden ve arabuluculuk ücreti yönünden hatalı karar verildiği gerekçesi ile;
"...
... 8. ... Mahkemesi'nin 2021/470 E-2021/470 K sayılı hükmünün;
1-4. Bendi tamamen çıkarılarak yerine,
'-1.023,39-TL net ilave tediye alacağının 10,00-TL'si dava tarihi olan 01/07/2020 tarihinden itibaren, 1.013,39-TL'si ıslah tarihi olan 01/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile,' şeklinde düzeltilerek,
2.Mahkeme kararındaki 8. bendden sonra hüküm kısmına 'Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 680,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 673,20 TL'sının davalıdan, 6,80 TL'sının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,' yazılmak şeklinde düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,... " şeklinde karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklandığı şekilde karar verilmiş ise de bu karar, 6100 sayılı Kanun'un atıfta bulunulan 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentlerine aykırıdır. Kanun'un ilgili hükmünde bölge adliye mahkemesinin verebileceği karar türleri açıklanmış olup bölge adliye mahkemesince bunların dışında bir karar verilmesi mümkün değildir. Bölge adliye mahkemesi, incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna vardığı takdirde başvurunun esastan reddine; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında ya da yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapmadan karar verebilir.
3. Dosyanın incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince bir taraftan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, diğer taraftan İlk Derece Mahkemesi kararında birtakım hatalar bulunduğu belirtilerek bu hatalar düzeltilmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmına yeni fıkraların eklendiği görülmektedir. Kanun'da buna cevaz veren bir düzenleme mevcut değildir. Bir diğer ifade ile bir defa başvurunun esastan reddine karar verildiğinde, artık İlk Derece Mahkemesi hükmüne müdahale anlamına gelecek herhangi bir ekleme yahut düzeltme yapılmasına imkân bulunmamaktadır. Kanun'un ilgili hükmünde yer alan "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir. " şeklindeki kural gereği bölge adliye mahkemesi böyle bir hâlde ancak düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilir. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Kabul şeklinde göre ise dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 29.....2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 01.07.2020 tarihinde somut dava açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu alacaklara ilişkin hesaplamalar 01.07.2020 olan dava tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra, ihtilaf konusu olan 29.....2020 son tutanak tarihi ile 01.07.2020 dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.