"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak ve tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne dair 12.03.2020 tarihli ve 2018/415 Esas, 2020/180 Karar sayılı kararı, davacı ve davalı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1110 Esas, 2021/1934 Karar sayılı kararı ile kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının işveren nezdinde uzun yıllar çalıması sonrasında emekliliğe hak kazandığını, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından bağlanan emeklilik aylığı dışında davalı Şirketin ilave emeklilik politası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil etmek üzere ücret bağlandığını, ATAŞ Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetlileri İştiraksiz Emeklilik, Ölüm ve Tam ve Daimi Maluliyet Yardımları Talimatnamesi ile 28.03.1983 tarihli ATAŞ Anadolu Tasfiyehanesi AŞ. Emeklilik, Ölüm ve Tam ve Daimi Maluliyet ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesinden anlaşılacağı üzere işveren nezdinde çalışıp da emekliliğe hak kazanan işçilere “emeklilik tahsisatı” adı altında bir emeklilik maaşı ödenmesi hükmü getirildiğini, davacı ile aynı konumda olan Y.K., T.K., N.E. gibi işçilere bu taahhüdün verildiğini, uygulamanın bir işyeri şartı hâline geldiğini, ancak işverence her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiği hâlde davacının emekli maaşına çok cüzi oranlarda zam yapıldığını ileri sürerek davacının emekliliğe hak kazanmasından sonra almaya başladığı emekli aylığına yıllık bazda zam yapılması gereken tarihten başlanarak aylara göre tespit edilecek enflasyon rakamları üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle ödenmesi lazım gelen emekli aylıklarının ilgili rapor tarihini de kapsayacak şekilde ve her ay için ayrı ayrı gösterilmek üzere tespitine, davacıya eksik ödenen emeklilik maaş tutarlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekli yapıldığını, ihtirazı kaydının olmadığını, bordrolarla emekli aylığı aldığını, ücretlerin enflasyona göre arttırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının ... taraflı jest niteliğinde olduğunu, Anadolu Tasfiyehanesi A.Ş Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik Ölüm ve Tam ve Daimi Malüliyet Yardımları Talimatnamesinin 7 nci maddesinin akdi mahiyette olmadığını, benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını, BP Petrolleri A.Ş aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedildiği ve kesinleştiğini, Anadolu 21. ... Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; Anadolu 21. ... Mahkemesinin 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar ile Anadolu 18. ... Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma ilâmlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacının sunduğu kararların ise emsal nitelikte olmadığını, davacıya gerekli artışların yapıldığını ve aylıkların herkes için aynı oranda artırıldığını, 2005 yılında çok yüksek ödeme yapıldığını ve bu durumun hakkın kötüye kullanması niteliğinde olduğunu, davacının yıllardır emekli aylığı alarak bu aylığın miktarına itiraz etmediğini, böylece bu duruma muvafakat ettiğini, dosyaya sunulan uzman görüşüne değer verilmesi gerektiğini, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması, uzun yıllar enflasyonun altında maaş zammının kabul edilmiş olmasının zımmi irade olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir..
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmi alacak ve tespit davası olarak açıldığı ve görüldüğü, davacının davalı Kurumda çalıştığı, davalı tarafça emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği, 2015 yılı Şubat ayı ve 2020 yılı Şubat ayı arasında yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik ücreti ile fiilen ödenen emeklilik maaşı arasındaki farkın, davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, böylece oluşa uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına davacının hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu ödemenin iştiraksiz emekli aylığı mahiyetinde olup ücret sayılmadığından zamanaşımının 1 yıl olduğunu, bilirkişi raporu ve hesaplamaların hatalı olduğunu, hükmün 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine aykırı olduğunu ve aşamalardaki itirazlarını öne sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Daireden ve Yargıtay incelemesinde geçen emsal dosyalar da dikkate alındığında, davalı Şirket tarafından emeklilik politikası gereği emekli ücretine yıllık enflasyon oranlarında zam yapılması gerektiği, davacıya bilirkişi raporunda belirtilen miktarda eksik ödeme yapıldığı anlaşılmakla istinaf itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince temyiz dilekçesinde, dava konusu edilen alacak ücret ödemesi olmadığından 1 yıllık zamanaşımına tâbi olup kabul anlamına gelmemek üzere, 1 yıllık zamanaşımı süresi nazara alınmadan verilen hükmün hukuka uygun olmadığını, Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi hükmüne aykırı olduğunu ve bu hükmü karşılar yeterlikte bir karar olmadığını, gerek somut dosyada gerekse diğer emsal davalarda mahkemelerin itirazlarını ve davanın hukuki temelini incelemediğini, alacağa mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmasınınkanuna aykırı olup temerrüt oluşmadığı için faiz uygulanamayacağını, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden bu alacak için faiz işletilmesinin de yasal olmadığını, Mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini, iştiraksiz emeklilik siseminden bağlanan emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılması yönündeki talebin hukuki dayanağının tamamen yanlış değerlendirildiğini ve adeta işvereni bağlayıcı bir düzenleme veya işyeri şartı varmışçasına haksız ve adaletsiz karar verildiğini, emsal davalarda da aynı kriter etrafında yargılamalar yapıldığını ve davaların işveren lehine olarak ret kararı ile sonuçlanarak kesinleştiğini, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki ... mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı, gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında emsal alınması mümkün olmayan kararlar olup kesinleşmediklerini, davacının tüm haklarını alarak müvekkili Şirketten ayrıldığını ve ayrılırken Şirketi ibra etmiş olmakla artık hiç bir ad altında talep hakkının kalmadığını, davacı tarafın yıllardır ek emekli aylığı almakta ve buna itiraz etmemekte olduğunu, bunun zımni bir muvafakat anlamına geldiğini ve bu nedenle de davacının artış farkı talep hakkının bulunmadığını, davacı tarafa ya da herhangi bir emekliye emekli aylıklarının enflasyon oranında artırılacağı yönünde herhangi bir taahhüt verilmediği gibi talimatnamede de bu yönde bir hüküm bulunmadığını, bu dava ile aynı mahiyette açılan seri davalar olduğunu ve bu davaların tümünün haksız yere aleyhe sonuçlanması hâlinde müvekkili Şirketin ciddi bir mali krize gireceğini ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri, davalı Şirketin düzenlemeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.