Logo

9. Hukuk Dairesi2022/11700 E. 2022/10435 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işçilik alacakları davasında, mahkemenin davacının talebini aşan bir miktara hüküm verip vermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin, 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesi uyarınca taleple bağlı olduğu ve talep edilen brüt tutarlar yerine davacının ıslah dilekçesinde belirttiği net tutarlar üzerinden hüküm kurması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti

Davacı vekili, davacının ... İl Özel İdaresinde kadrolu işçi olarak çalıştığını, işyerinde daha önceleri geçici veya mevsimlik işçi statüsünde çalışırken 11.12.2000 tarihli Başbakanlık Genelgesi ve eki Protokol kapsamında 02.02.2001 tarihinde kadroya geçirildiğini, bu tarihe kadar olan çalışmasının kademe ve derecesine yansıtılmadığını, kadroya geçmeden önceki 3 aylık ücretini alamadığını, kadroya geçtiği 02.02.2001 tarihinden önce çalışmış olduğu dönemde hak ettiği yıllık ücretli izinlerinin de ödenmediğini belirterek, intibakının yapılmasına, yıllık ücretli izin, fark işçilik alacakları ile kadroya geçmeden önceki üç aylık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti

Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, mevsimlik işçilikten sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin 26.10.2000 tarihinde almış olduğu yevmiye düşürülmeden ücret skalası karşılığı kademesinin belirlendiğini, davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin İlk Kararının Özeti

... 5. ... Mahkemesinin 22.11.2013 tarihli ve ... Karar sayılı kararı ile davacının geçici statüde çalıştığı toplam süre kıdemine eklenerek kademe ve derecesinin tespit edilmesi ve bu tespite uygun olarak talep konusu alacakların hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Bozma Kararı

... 5. ... Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 26.05.2014 tarihli ve 2014/3392 Esas, 2014/11259 Karar sayılı kararı ile davalının tüm, davacının ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra kararın;

“…

Somut olayda, mahkemece, davacının ilave tediye ve Toplu ... Sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin kabulüne, ilave tediye farkı ve ...’den doğan tüm alacağının dava tarihi olan 01.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak, ilave tediye alacaklarının, ödenme zamanı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmekte, buna ilişkin karar yayınlanmaktadır. Mahkemece, ilgili Bakanlar Kurulu kararı getirtilerek, kararda belirlenen tarihlerden itibaren, davalı işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gereklidir.

...’den doğan alacaklar yönünden de ... de belirlenen oranlarda ve tarihlerden itibaren faizin başlatılması ve temerrüt olgusunun burada da aranmaması gerekmektedir. Buna rağmen mahkemece, dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.

3-Davacı vekili, mahkemece hüküm altına alınan yıpranma payı alacağından indirim yapılması hususuna itiraz etmiştir. Her ne kadar, yerleşmiş yargı kararlarında, yıpranma payının hüküm altına alınması sırasında, takdiri indirim yapılması ilke haline gelmiş ise de, somut olayda, 2013-2015 dönemini kapsayan ...’e dava konusu talepler konusunda hüküm koyan ve dava açsın ya da açmasın tüm işçilere haklarını ödeyen işveren, yıpranma primini hiçbir indirim yapmadan ödemiştir. Bu durumda, mahkemede hakkını arayan davacının, yıpranma primi indirimi alacağının indirim yapılarak hüküm altına alınması nedeniyle eşitlik ilkesine aykırı olacak şekilde, alacağını eksik almasına sebebiyet verilmiş ve mahkemede hakkını arayan işçi cezalandırılmış olmaktadır. Yıpranma pirimi alacağının takdiri indirim yapılmadan hüküm altına alınması hakkaniyete uygun düşecektir.

4-Taraflar arasında davacının işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

...

Somut olayda, davalı, 24.08.2013 tarihinde cevap dilekçesini ıslah ettiğini bildirerek ilk cevap dilekçesinde ileri sürmediği zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür. Ancak ıslah dilekçesi harçlandırılmadığından daha açık bir anlatımla yasaya uygun ıslah yapılması için yatırılması gereken maktu harç yatırılmadığından yapılan ıslah geçersizdir. Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından bu aşamadan sonra ıslah harcının yatırılmasıda sonuca etkili olmayacaktır. Mahkemece usulüne uygun şekilde yapılmayan bu zamanaşımı savunmasına değer verilerek bilirkişinin yaptığı hesaplamayı kabul ederek hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.

O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.…” gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

Direnme Kararı

... 5. ... Mahkemesince, bozma ilâmının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde gösterilen bozma nedenleri usul ve kanuna uygun olduğundan ilgili bentler yönünden bozmaya uyulmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun), 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) ve 492 sayılı Kanun'a bağlı Tarifede cevap dilekçesinin ıslahının harca tabi olduğuna dair hüküm bulunmadığı gerekçesiyle bozma ilâmının 4 numaralı bendinde gösterilen bozma gerekçesine direnilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun İlk Bozma Kararı

Direnme kararının taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2019 tarihli ve 2017/(7) 22-2156 Esas , 2019/390 Karar sayılı kararı ile;

"...

Somut olayın değerlendirilmesine gelince, mahkemece 22.11.2013 tarihli ve 2012/312 E., 2013/438 K. sayılı ilk kararda “a) Brüt 7.739,88TL ücret farkı alacağının, b)Brüt 1.102,12TL tediye farkı alacağının, c)Brüt 1.320,30TL ikramiye farkı alacağının..” davalıdan tahsiline karar verilmiş iken, kararın Özel Dairece bozulmasından sonra verilen 19.09.2014 tarihli ve 2014/272 E., 2014/318 K. sayılı direnme hükmünde “a) Brüt 3.005,61TL ücret farkı alacağının, b) Brüt 430,11TL tediye farkı alacağının, c) Brüt 519,70TL ikramiye farkı alacağın..” davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Bu durumda direnme kararı verildikten sonra mahkemece yapılması gereken, uyulan bozma nedenleri dışında 6100 sayılı HMK'nun 294’üncü ve 297’nci maddelerine uygun şekilde verilen ilk karar gibi hüküm fıkrası oluşturmak ve buna uygun gerekçeli karar yazmaktır.

Açıklanan nedenlerle usulüne uygun bir direnme kararından söz etmek mümkün değildir. ..." gerekçesiyle direnme kararının usulden bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bozmaya Uyularak Verilen Mahkeme Kararının Özeti

... 5. ... Mahkemesinin 24.....2020 tarihli ve 2019/420 Esas, 2020/202 Karar sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilâmı doğrultusunda usulî kazanılmış hakların gözetildiği, yıpranma primi alacağından indirim yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun İkinci Kararı

Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.....2021 tarihli ve 2020/(7)9-606 Esas , 2021/767 Karar sayılı kararı ile;

"...

Somut olayda, Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararından sonra mahkemece yapılan yargılamada, bozma kararları doğrultusunda bilirkişinden ek rapor alınmasına dair ara karar verdikten sonra alınan bilirkişi raporu uyarınca hüküm kurulmuştur.

Açıklanan bu maddi ve hukukî olgulara göre, mahkemece Özel Daire bozma kararı uyarınca alınan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası toplanan yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir. ..." gerekçesiyle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

İkinci Bozma Kararı

Dairemizin 14.10.2021 tarihli ve 2021/8373 Esas, 2021/14398 Karar sayılı kararı ile davalının sair sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra kararın;

"...

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, cevap dilekçesinin ıslahının harca tabi olup olamadığı noktasında toplanmaktadır.

Cevap dilekçesinin kendisi harca tabi olmadığı için cevabın ıslahının harca tabi olması düşünülemez. Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde öne sürmediği davaya karşı zamanaşımı def’ini cevabını ıslah ederek ileri sürmüştür. Mahkemece 22.11.2013 tarihli kararda cevabın ıslahı ile zamanaşımı def’inin ileri sürülebileceği kabul edilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 26.05.2014 tarihli ve 2014/3392 esas, 2014/11259 karar sayılı ilamı ile cevap dilekçesinin ıslahına ilişkin harç yatırılmadığı için davalının cevap dilekçesinin ıslahına değer verilemeyeceği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04/02/1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ile 09/05/1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.

Sonuç itibariyle, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin anılan bozması maddi hataya dayalı olduğundan davacı lehine usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek davalının davaya karşı zamanaşımı def’i değerlendirilerek hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre dava konusu alacakların hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya Uyularak Verilen Mahkeme Kararının Özeti

... 5. ... Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2021/648 Esas, 2022/153 Karar sayılı kararı ile davalının davaya karşı zamanaşımı def'i değerlendirilerek yapılan hesaplamaya itibar edilerek talep konusu alacakların hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz

Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre hükmü temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Taleple bağlılık kuralına uyulup uyulmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesine göre hâkim talep ile bağlı olup talepten fazlasına karar verilemez.

Dosya kapsamına göre davacı 07.11.2013 tarihli dilekçesi ile alacak kalemlerine ilişkin talep tutarlarını, 30.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda davalının davaya karşı zamanaşımı def'i değerlendirilerek yapılan net hesaplamaları esas alarak artırmıştır. Buna rağmen Mahkemece, talep edilen alacaklar yönünden 30.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda yapılan brüt hesaplamalar esas alınarak hüküm kurulması, talep aşımı mahiyetinde olduğundan hatalıdır.

Açıklanan bu husus bozma sebebi ise de yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

Sonuç

Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasında yer alan (2) numaralı bendinin;

(a) alt bendinde yer alan; "Brüt 3.005,61 TL ücret farkı" rakam ve sözcükleri çıkartılarak yerine " Net 2.059,95 TL ücret farkı" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,

(b) alt bendinde yer alan, "Brüt 430,11 TL tediye farkı" rakam ve sözcükleri çıkartılarak yerine "Net 307,98 TL tediye farkı" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,

(c) alt bendinde yer alan, "Brüt 519,70 TL ikramiye farkı" rakam ve sözcükleri çıkartılarak yerine " Net 372,13 TL ikramiye farkı" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ,

(d) alt bendinde yer alan, "Brüt 450,84 TL yıpranma farkı" rakam ve sözcükleri çıkartılarak yerine "Net 322,88 TL yıpranma farkı" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,

Hüküm fıkrasının alınması gerekli harca yönelik (5) numaralı bendinin hüküm yerinden tamamen çıkartılmasına; yerine, "Alınması gerekli 401,19 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan toplam 98,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 302,34 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına (Bozma kararları öncesinde bakiye karar harcı olan 299,55 TL harç 16.10.2014 tarihinde ve 566,49 TL harç 07.08.2020 tarihinde Adliye veznesine yatırılmış olduğundan yeniden harç düzenlenmesine yer olmadığına, fazla yatırılan 563,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine)" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.