Logo

9. Hukuk Dairesi2022/12090 E. 2022/14473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçişte imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesi ile Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri arasında ücret tespitine ilişkin uyuşmazlık nedeniyle açılan alacak davasında, davacının ücret, ikramiye ve ilave tediye farkı alacaklarının olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı idare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesindeki ücret düzenlemesinin, Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırılık teşkil etmediği ve davalı idarenin iş sözleşmesi hükümlerine aykırı ödeme yaptığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 60. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından 2018 yılı Nisan ayından itibaren asgari ücretin % fazlası oran dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ücret farkı alacağı, ilave tediye farkı alacağı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının kadroya geçtikten sonra da hizmet alım yoluyla ihale alan şirketlerle imzalanan sözleşmelerdeki ücretleri isteme beklentisi içerisinde olmasının doğru olmadığını, davacının kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararınca bağıtlanan toplu ... sözleşmesi dikkate alınarak ücretinin belirlendiğini, davacının 2018 yılındaki ücretinin korunarak üzerine %4 zam uygulandığını, davacının ücretinde bir düşüş meydana gelmediğini, taraflar arasında davacının kadroya geçtikten sonra ve devamında asgari ücretin % fazlasını almasını gerektirir bir sözleşme bulunmadığını, davacının ücretinin Yüksek Hakem Kurulu kararı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü ve Kamu Denetçiliği Kurumunun kararına uygun şekilde belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, faiz oran ve başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli ... sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ve diğer mali ve sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ve diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla işçilerin sözleşmesinde % fazlasına ilişkin bir oran kararlaştırılmış olsa bile söz konusu oranların geçersiz olduğunu, işveren vekili konumundakilerin davalı işverenin bilgi ve talimatı dışında aleyhe değişiklik yapmalarının mümkün olmadığını, bireysel sözleşmede kastedilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olup kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, davacıya ait bordroların incelenmesinden davacının toplu ... sözleşmesinde belirlenen ücret zammından ve toplu ... sözleşmesinden kaynaklı diğer ücret eklerinden de faydalandığının anlaşılacağını, toplu ... sözleşmesi ile ücretinde artış olan davacının diğer yandan bireysel ... sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını isteme hakkının mümkün olmadığını, davacı ve aynı durumda olan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zam hem de toplu ... sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılmasının çifte zam durumunu oluşturduğunu, davacının ücretinin mevzuat ve yönetmelik hükümleri gereğince ödenmekte olduğunu, bu durumun diğer çalışanlar ile eşitsizliğe yol açacağını, faizlerin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli ... sözleşmesi ile uygulanan toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri ve Yargıtayın emsal kararları dikkate alındığında, davalı tarafından taraflar arasındaki bireysel ... sözleşmesine aykırı ödeme yapılması nedeniyle ödenmeyen ücret fark alacağının kabulüne ilişkin değerlendirmenin isabetli olduğu; ancak davalı vekilinin faizin türü ve başlangıcına dair itirazlarının yerinde olduğu gerekçesiyle ikramiye alacağı talebine bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi yürütülmesi ve ücret ile ilave tediye alacaklarına arabuluculuk anlaşmama son tutanak tarihi olan 20.01.2021 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi amacıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere ek olarak davacının sürekli işçi kadrosuna geçmeden evvel uygulanan en son hizmet alım sözleşmesi ile idari ve teknik şartnamenin yahut geçiş öncesi imzalanan bireysel ... sözleşmesinin dosya kapsamına alınmaksızın karar verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23 üncü maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 22, 34 ve 62 nci madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.