"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ... sözleşmesini fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile haklı sebeple feshettiğini belirterek fazla çalışma ücreti, kıdem tazminatı ve bes vesting kurum ödemesi personel alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı yana keşide edilen ihtarnamelerde de açıkça ifade edildiği gibi davacının fazla çalışmaya ilişkin alacağının bulunmadığı, fazla çalışma yapılan hâllerde de ödemelerin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda bes vesting kurum ödemesi personel alacağına yönelik alacağın atiye bırakılması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına diğer taleplerin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar ilk olarak Yargıtay (Kapatılan ) 22. Hukuk Dairesinin 16.04.2018 tarihli ve 2017/12280 Esas, 2018/8712 Karar sayılı ve ilâmı ile
“…. Mahkemece yapılacak ... davacının tanık listesinde bildirdiği ve dinlenilmesini istediği tüm tanıklar dinlenerek davacı ile birlikte aynı şubede ortak çalışma dönemleri ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralıkları için hesaplama yapılarak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı denetime açık şekilde belirlenmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmuş ve Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin 15.11.2021 tarihli bu kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarihli ve 2019/6422 Esas, 2019/17639 Karar sayılı ve ilâmı ile bu kez “…bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Davacı davalı bankanın farklı şubelerinde çalıştığını iddia etmiş ve tanık listesinde 5 adet tanık göstererek hangi tanıkla hangi şubede birlikte çalıştığını ayrı ayrı belirtmiştir. Mahkemece yapılacak ... davacının hangi şubede hangi saatler arasında çalışarak, haftada ne kadar fazla mesai yaptığının ayrı ayrı tespiti ile tanıkların davacı ile birlikte aynı şubede ortak çalışma dönemleri ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralıkları için hesaplama yapılmalı ve ayrıca banka açılış kapanış saatlerinin bulunduğu dönemler yönünden davacının bankanın kapanma saatinden sonra bankada çalışmasının mümkün olamayacağı da gözetilerek ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı denetime açık şekilde belirlenmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
….
Bu itibarla her ne kadar Mahkemece birleşen dava yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmiş ise de fazla mesai yönünden toplam davacı talebinin 23.000 TL olduğu ve hüküm altına alınan miktarın 1/3 indirim yapılmadan önceki halinin 24.678,39 TL olduğu görülmekle davacının yapılan indirim dışında birleşen dava yönünden reddedilen alacağı bulunmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir." gerekçeleriyle ikinci kez bozulmuş ve Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilâmı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışmaya esas çalışma saatleri hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya içeriğine göre, bozma ilâmı doğrultusunda Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağının davacıyla birlikte aynı şubede çalışan tanık beyanlarına göre ve ortak çalışma dönemleri ile belirlenen tarih aralıkları için yeniden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Fazla çalışma süresinin tespitinde tanıkların ayrı ayrı davacıyla ortak çalışma dönemleri belirlenerek dönemler itibarıyla sonuca gidilmesi yerindedir. Davacının 01.09.2013-21.02.2014 tarihleri arasında Işıkkent Şubesinde tanık E.T. ile 31.01.2014 tarihine kadar birlikte çalıştığı ve bu dönem yönünden davacının ayda 2 hafta 2,5 saat, 2 hafta 7 saat fazla çalışma yaptığının kabulü de isabetli olmuştur. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kalan çalışma dönemleri yönünden tanık beyanlarının hatalı değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bankanın alarm açılış kapanış kayıtları ile hafta sonu çalışmaları açısından emniyete yapılan bildirimlerin tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle haftalık fazla çalışmaya esas çalışma saatlerinin belirlenmesi gerekirken belirtilen şekilde bir yol izlenmeden çalışma süresinin belirlenmesi hatalıdır.
Şöyle ki; davacının 01.07.2010-28.02.2011 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin olarak bu dönemde tanık H.0. ile birlikte 31.01.2011 tarihine kadar Çiğli Şubesinde birlikte çalıştığı ve bu tanığın yargılama esnasında,“…... yerinde haftanın 5 günü 08:30-19:00 saatleri arasında çalışıyorduk. kimi zaman saat 21:00 a kadar çalıştığımız da oluyordu, genel olarak çalışanların bilgisayar açılış ve kapanış saatlerinden çalışma saatleri hesaplanabilir. Ayrıca banka güvenlik kamere kayıtlarından da bu husus kontrol edebiliyordu. Açılış ve kapanış saatleri emniyet kayıtlarında da bulunmaktadır, cumartesi günleri saat 09:00-13:00 saatleri arasında çalışıyorduk, kimi zaman saat 15:00 a kadar çalıştığımız da oluyordu. hafta sonları çalışma yaparken şubenin bağlı bulunduğu karakola da bilgi veriliyordu. Uzun dönem alışveriş merkezlerinde cumartesi-Pazar günleri banka kartını satmak için stant açtık, ancak ben bu stantlarda görev yapmadım…" şeklindeki beyanı dikkate alınarak belirtilen dönemde davacının haftanın 5 günü 08.30-19.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile haftada 2,5 saat fazla çalışma yaptığı, tanık kendisinin hafta sonu çalışma yapmadığını beyan ettiğinden davacının hafta sonu fazla çalışma yapmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak davacı tanığı H.O. beyanında, Cumartesi günleri çalıştıklarını fakat kendisinin alışveriş merkezlerinde banka kartını satmak için açılan stantlarda görev yapmadığını ifade etmiştir. Diğer taraftan dosya kapsamındaki banka açılış ve kapanış alarm sistem kayıtlarında hafta sonları kaydın yer aldığı ve bankanın 31.12.2010 tarihine kadar hafta sonları çalışma nedeni ile açık olacağının emniyet birimlerine bildirildiği bu bildirime ilişkin yazı içeriği ile sabittir. Mahkemece anılan kayıtlar ile tanığın beyanı birlikte dikkate alınarak davacının 01.07.2010 – 31.01.2011 tarihleri arasında haftada 5 gün 08.30-19.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile, bir gün de 09.00-13.00 saatleri arasında yarım saat ara dinlenme ile haftada 6 saat fazla çalışma yaptığının kabulü gerekirken hatalı rapora itibar edilerek hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Davacının 01.03.2011-31.08.2013 tarihleri arasındaki çalışma dönemine ilişkin olarak ise bu dönemde tanık T.T. ile birlikte 31.12.2012 tarihinden itibaren Çiğli Şubesinde birlikte çalıştığı ve bu tanığın yargılama esnasında,“…... yerinde haftanın 5 günü 08:00-18:30 saatleri arasında çalışıyorduk. Şube müşterilere saat 08:30 da açılıyordu ancak biz erken geliyorduk. Haftanın 4 günü saat 20:00 a kadar mesaiye kalıyorduk, genel olarak çalışanların bilgisayar açılış ve kapanış saatlerinden çalışma saatleri hesaplanabilir. Açılış ve kapanış saatleri emniyet kayıtlarında da bulunmaktadır, cumartesi günleri saat 09:00-14:00 saatleri arasında çalışıyorduk, bir ayın 3 cumartesi bu şekilde cumartesi günleri çalışma yapıyorduk. Hafta sonları çalışma yaparken şubenin bağlı bulunduğu karakola da bilgi veriliyordu. Ben şube dışında stantta hiç çalışmadım fakat davacı uzun dönem alışveriş merkezlerinde cumartesi-Pazar günleri veya fuar dönemlerinde hafta içerisinde banka kartını satmak için stantta görev yapıyordu…” şeklindeki beyanı dikkate alınarak davacının belirtilen dönemde haftanın 5 günü 08.30-18.30 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı ve böylece fazla çalışma yapmadığı, tanık kendisinin hafta sonu çalışma yapmadığını beyan ettiğinden davacının hafta sonu da fazla çalışma yapmadığı değerlendirilmiştir. Ancak davacı tanığı T.T.'nin cumartesi günleri çalıştıklarını ancak alışveriş merkezlerinde banka kartını satmak için açılan stantlarda görev yapmadığını beyan ettiği ayrıca banka açılış ve kapanış alarm sistem kayıtlarına göre haftada 2 veya 3 Cumartesi kaydın yer aldığı dikkate alınarak davacının 31.12.2012 – 31.08.2013 tarihleri arasında haftada 5 gün 08.30-18.30 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile, ayda 2 Cumartesi günü de 09.00-14.00 saatleri arasında yarım saat ara dinlenme ile çalışmak suretiyle ayda 2 hafta fazla çalışma yapmadığı, diğer 2 hafta ise haftada 4,5 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya kapsamına uygun düşecektir.
Anılan yönler düşünülmeden hatalı değerlendirme içeren bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.