Logo

9. Hukuk Dairesi2022/12779 E. 2023/1369 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belediye ile davacı işçi arasında, işçinin çalıştığı taşeron şirketle belediye arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak işçilik alacaklarının belediyeden talep edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediye ile dava dışı şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı ve muvazaaya dayanmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da gözetilerek, davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının da bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1181 E., 2022/1063 K.

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 11.07.2017

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/243 E., 2021/519 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Rize Belediye Başkanlığına ait işyerinde 2003yılından itibaren asfalt planet kısmında operatör olarak çalıştığını, ... sözleşmesini 28.04.2017 tarihinde yaşlılık aylığı almak için sona erdirdiğini, 2003 tarihinden itibaren hâlâ davalı işyerinde kesintisiz olarak çalışmış olmasına karşın müvekkilinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında dava dışı ... Rizeli Belediyeler İnşaat ve İhtiyaç Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti’nin (... Ltd. Şti.) işçisi olarak gösterildiğini, çalıştığı sürede tüm emir ve talimatların davalı ... tarafından verildiğini, ... Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, sendika üyesi olmasına rağmen davalı ... ile sendikalar arasında imzalanan toplu ... sözleşmelerinden yararlandırılmadığını ileri sürerek fark ücret ve faizi, ikramiye ve ilave tediye alacağı ve faizi, ... bayram genel tatili ücreti ve faizi, kıdemli işçilik teşvik primi ve faizi, ücretten bağımsız sosyal yardım ve faizi, fazla çalışma ücreti ve faizi, yıllık izin ücreti ve faizi, sorumluluk zammı ve faizi, ilave tediye ücreti ve faizi, haftalık izin ücreti ve faizi, operatör primi ve kıdem tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 26.01.1999 tarihinde Emanet Komisyonu Başkanlığı emrinde işçi olarak işe başladığını, Emanet Komisyonunun kapatılması nedeni ile 31.12.2002 tarihinde ... sözleşmesinin sona erdiğini, 12.04.2003 - 30.07.2003 tarihleri arasında valilik vizesi ile geçici işçi ve ... Sendikası üyesi olarak çalıştığını, akabinde tekrar vize alınamadığı için ... sözleşmesinin sona erdiğini, 30.07.2003 tarihinden sonraki alacaklarından dava dışı ... Ltd. Şti.nin sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, asıl işi olan temizlik ve çöp toplama işini 5393 sayılı Belediye Kanunu (5393 sayılı Kanun) uyarınca alt işverene vererek dışarıdan temin ettiğini, dava dışı şirketin müvekkiline ait binada kiracı olmasının ve müvekkilinin araç ve gereçlerinin alt işveren işçileri tarafından kullanılmasının muvazaa iddiasını kanıtlar nitelikte olmadığını, davacının çalıştığı dönemlere ilişkin tüm alacaklarının ödendiğini, ... ve ... Sendikaları ile imzalanan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden davacının yararlandırılmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı ... Ltd. Şti.nin ayrı bir ... organizasyonu ve Belediye karşısında bağımsızlığının bulunmadığı, davacının yaptığı işte davalı Belediyenin işçilerinin de çalıştığının tanık anlatımları ile sübuta erdiği, davacının öncesinde davalı Belediyenin işçisi olduğu, tanık beyanlarında da belirtildiği şekilde ... Ltd. Şti.nin önce ihale alıp sonra buna uygun işçi temin etmesi nazara alındığında hem yeterli organizasyona sahip olmadığı hem de Belediyeye işçi temininde bulunduğu görülmekle Rize Belediyesi ile ... Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, işçi temini söz konusu olduğundan davacının baştan beri Rize Belediyesinin işçisi sayılması gerektiği, muvazaanın Yargıtay ve ... Bölge Adliye Mahkemesinin denetiminden geçerek kesinleşen kararlar ile sabit olduğu (Rize Asliye Hukuk (... ) Mahkemesinin 2010/101 Esas,2010/374 Karar sayılı kararı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/38920 Esas, 2010/27606 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. ) gerekçesiyle muvazaanın kabulü ile bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; talepleri arasında fazla çalışma ücreti alacağı ve gece çalışmaları nedeni ile gece çalışma sürelerinin %50 zamlı olarak ödenmesi gerektiği talebinin de bulunduğunu, davalı İdare tarafından gece çalışmalarına karşılık herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı İdarece tutulan bordroların usulsüz olup hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, davalı İdarece parmak okutma sistemine ilişkin kayıtlar ve belgelerin dosyaya sunulmadığını, dosyada dinlenen tanık beyanlarına itibar edilmediğini, usulsüz şekilde tutulan ve çelişkili ve hukuken geçersiz belgelere itibar edilerek karar verildiğini, Mahkemenin sosyal yardım ücreti ve faizi talepleri değerlendirirken davacının işinin niteliğinin göz önüne alındığını ve Mahkeme tarafından aleyhe hüküm kurulduğunu, ilave tediye faizi ve kıdemli işçilik teşvik faizi talepleri yönünden ise ''davalı kurumun temerrüte düşürülmesi gerektiğinin'' belirtildiğini ve aleyhe hüküm kurulduğunu, yıllık izin ücreti ve faizi bakımından davalı taraf davanın açılması ile taraflarınca temerrüde düşürülmüş olmakla beraber, yıllık izin ücreti faizi bakımından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmeyerek, faize ilişkin ret kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın husumet yönünden ve belirsiz alacak davası olarak açıldığından reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel Mahkemenin muvazaaya ilişkin kararının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Kurum ile ... Ltd. Şti. arasında muvazaa bulunmadığını, dava konusu işçi alacaklarının Belediye-... Sendikası/... Sendikası ile davalı ... arasında yapılan toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının üyesi olduğu .../... Sendikası ile ... Ltd. Şti. arasında imzalanan toplu ... sözleşmelerinin hesaplamanın yapıldığı dönem itibarıyla yürürlükte olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve eksik incelemeye dayandığını, davacının sendikalı olmadığı dönem için de toplu ... sözleşmelerine göre yapılan hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu, davacının alması gereken ücretin yanlış tespit edildiğini, raporda tespit edilen yevmiye ücreti hatalı olduğundan hükmedilen tüm alacak kalemlerinin hatalı olduğunu, toplu ... sözleşmesine göre yıllık izin hesabı yapılırken 30.04.2003 tarihinden itibaren hesaplama yapılması gerektiğini, bu nedenle hükmedilen bedelin hatalı olduğunu, davacının yıllık izin alacağının bulunmadığını, zamanaşımına uğradığını, hükme dayanak bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti alacağı ile ilgili olarak davacının her yıl 6 ay fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapıldığını; ancak davacının asfalt işinde çalıştığından yağmurlu havalarda çalışmasının söz konusu olmadığını, hükme dayanak raporda 11.07.2012 tarihinden itibaren direksiyon primi hesaplaması yapıldığını, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, alacak kalemlerine farklı oranda faiz uygulandığından kararın bu yönüyle de yerinde olmadığını, işlemiş faiz ücretlerine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, asıl alacak kalemlerine brüt miktar üzerinden hüküm kurulsa dahi işlemiş faiz alacaklarına net miktar üzerinden hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf nedenleri nazara alındığında; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin dava tarihi itibarıyla geçerli içtihatlarına göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına engel hâl bulunmadığı; dava dışı şirketin davalı Belediyeye ait araç gereçleri kullanması, davalı Belediyeye ait işyerinden başka işyerinin bulunmaması, davacının davalı ... işçisi iken daha sonra dava dışı şirket işçisi olarak çalışmaya devam etmesi, daha önce benzer yönde muvazaa tespitine ilişkin verilen kararların kesinleşmesi (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2019/7299 Esas, 2020/14414 Karar sayılı ilâmı, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2011/13196 Esas, 2012/5770 Karar sayılı ilâmı) ve özellikle davacıyla aynı dönemlerde aynı işyerinde çalışan işçiler tarafından açılan davaya ilişkin Dairece verilen kararın onanmasına dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.....2021 tarihli ve 2021/6701 Esas, 2021/10931 Karar sayılı; 9. Hukuk Dairesinin 2021/9375 Esas, 2021/13556 Karar sayılı, 14.04.2022 tarihli ve 2022/2019 Esas, 2022/4479 Karar sayılı ilâmları karşısında muvazaa iddiasının sübuta erdiğinin kabulü ile davacının başından itibaren davalı ... işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, bu hâlde husumetin doğru hasıma yöneltilmiş olduğu, davalının işçisi olan davacının, üyesi olduğu sendika ile davalı arasında imzalanmış toplu ... sözleşmesinin davacı için uygulanmasının yerinde olduğu, bilirkişi tarafından davacının sendika üyesi olmadığı dönem için hesaplama yapılmadığı; davacı tarafça alacaklara brüt olarak hükmedilmesi talep edilmekle Mahkemece brüt alacaklara ilişkin karar verilmiş olmasının yerinde olduğu; ilave tediye ve ikramiye alacaklarının hesabına ilişkin olarak ödemelerin ikramiye alacağından mahsup edildiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin dava tarihi itibarıyla geçerli içtihatlarına göre faiz başlangıç tarihlerinde hata olmadığı, işyeri belgeleri ve tanık beyanlarına göre davacının operatör olarak görev yapması nedeniyle direksiyon primi alacağının hüküm altına alınmasında hata olmadığı, yıllık izin alacağının davacının işe girdiği tarih, sendikalı olduğu dönem ve yürürlükteki ... mevzuatı nazara alınarak belirlendiği, kullanılan yıllık izinlerin düşüldüğü, davacının isticvap edildiği, yapılan yıllık izin ödemesinin alacaktan mahsup edildiği, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ... bayram ve genel tatil, hafta tatili ve ikramiye alacaklarının ödeme günü toplu ... sözleşmelerinde açıkça belirlendiğinden bu alacaklara 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 53 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre temerrüt tarihlerinden dava tarihine kadar olan dönem için işlemiş faize hükmolunmasının yerinde olduğu (Bu yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/16546 Esas, 2016/15764 Karar sayılı ilâmı; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2017/9090 Esas, 2019/5994 Karar sayılı ilâmı), faiz hesabına ilişkin olarak ilgili bankalardan faiz uygulanmasına ilişkin belgelerin getirtilmiş olduğu, uygulanan faiz oranlarında hata olmadığı; yıllık izin alacağına ilişkin olarak dava tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faiz talebinin reddinin yerinde olduğu, ilave tediye alacağına ilişkin olarak temerrüt daha önce gerçekleşmediğinden işlemiş faiz talebinin reddinin yerinde olduğu, kıdemli işçilik teşvik primi alacağının ödenme zamanı toplu ... sözleşmesinde gösterilmediğinden ve temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faiz talebinin reddinde hata olmadığı; fazla çalışma alacağının tanık beyanlarına göre dosya kapsamına uygun olarak hesaplandığı, farklı alacak kalemi olan gece zammının fazla çalışma ücretinden mahsup edilemeyeceği, tanık beyanlarına dayalı hesaplanmış olması nedeniyle alacaktan hakkaniyet indirimi yapıldığı, ... bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının puantaj kayıtlarına göre hesaplandığı, yapılan ödemelerin mahsup edildiği, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvuru nedenlerini tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ... ile davacının çalıştığı dava dışı ... Şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre dava konusu alacakların varlığı ve hesaplanması, faiz başlangıç tarihi ve faiz türü noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu’nun "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları şöyledir:

"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, ... sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu Toplu ... Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez.”

3. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan işçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun

'un 1 inci maddesi.

4. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin "Tanımlar" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre;

"Muvazaa:

1) İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini,

2) Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini,

3) Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini,

4) Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin ... sözleşmesi, toplu ... sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını

kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri,

ihtiva eden sözleşmeyi" ifade eder.

5. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin “Muvazaanın incelenmesi” başlıklı 12 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

" Muvazaanın incelenmesinde özellikle;

a) Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,

b) Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir ... olup olmadığı,

c) Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı,

ç) Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,

d) İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,

e) Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,

f) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin ... hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,

g) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin ... sözleşmesi, toplu ... sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan ... veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı, hususları göz önünde bulundurulur."

6. 5393 sayılı Kanun’un “Amaç” kenar başlıklı 1 inci maddesi “Bu Kanunun amacı, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını düzenlemektir.” şeklindedir. 5393 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belediyelerin görev ve sorumlulukları; 15 inci maddesinde belediyelerin yetkileri ve imtiyazları düzenlenmiştir. “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” kenar başlıklı 67 nci maddede ise “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile ..., bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü mevcuttur.

7. 5393 sayılı Kanun’un “Şirket kurulması” kenar başlıklı 70 inci maddesinde yer alan “Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usûllere göre şirket kurabilir.” hükmü ile belediye şirketlerinin normatif dayanağı ihdas edilmiştir. Belirtilen hükmün madde gerekçesinde yer alan “Madde ile bir taraftan belediyelerin hizmetlerini daha etkili, verimli ve ekonomik şartlarda sunmasına ve kaynak yaratmalarına yardımcı olmak amacıyla sermaye ortaklığı kurmasına izin verilmekte; diğer taraftan kurulacak ortaklığın belediyenin görev alanıyla ilgili olması şartı getirilerek şirket kuruluşunun disiplin altına alınması ve belediyelerin haksız rekabete yol açmalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır” açıklaması ile belediye şirketlerinin kuruluş amaçları ifade edilmiştir.

8. Hemen belirtmek gerekir ki 5393 sayılı Kanun’un 70 inci maddesi ile uyumlu şekilde 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 26 ncı maddesinde de büyükşehir belediyesinin kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabileceği düzenlenmiştir.

9. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2022 tarihli ve 2022/9-546 Esas, 2022/1345 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

"47 ... Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre ... Ltd. Şti’nin ortaklarının Ardeşen, Güneyce, Kendirli Belediye Başkanlıkları ile ... olduğu, Ardeşen ve Güneyce Belediye Başkanlıklarının altışar, Kendirli Belediye Başkanlığının yirmi dört, davalı ... Başkanlığının ise yüz on dokuz bin dokuz yüz yirmi sekiz hisseye sahip olup en büyük pay sahipliğinin davalı ... Belediyesine ait olduğu görülmüştür.

48. Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarından ... makinesi operatörü olan davacının davalı Belediyeye ait makine parkında, ... ve bahçe işlerinde dava dışı ... Ltd. Şti’nin işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim belirtilen yasal düzenlemeler karşısında dava dışı şirket işçilerinin davalı Belediyenin faaliyet alanındaki işlerde çalıştırılması, emir ve talimatları davalı ... yetkililerinden alması ve davalı ... işçileri ile benzer işlerde çalıştırılmaları muvazaa kriteri olarak değerlendirilmemiştir.

49. Bu itibarla somut olayda davalı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

... "

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2. İlgili hukuk kısmında zikredilen yasal düzenlemeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... ile dava dışı ... Şirketi arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.