Logo

9. Hukuk Dairesi2022/12791 E. 2022/13188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçilik alacakları davasında, davalının ek bilirkişi raporuna karşı itiraz süresi verilmeden karar verilmesi nedeniyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya, ek bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren iki haftalık itiraz süresi tanınmadan karar verilmesinin, 6100 sayılı HMK'nın 27. ve 281. maddeleri uyarınca hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 02.08.1998-31.10.2011 tarihleri arasında çalıştığını, çalışmasının ilk iki yılının Sosyal Güvenlik Kurumuna (...) bildirilmediği gibi prime esas kazanç tutarlarının asgari ücret üzerinden eksik bildirildiğini, fazla çalışma karşılıklarının ödenmediğini, ...'ya bildirimlerinin düzeltilmesi ve ücret alacaklarının ödenmesi için işvereni uyardığını ancak sonuç alamadığını bunun üzerine ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ... sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının işyerine gelmemek suretiyle ... sözleşmesini feshettiğini, davalının iyiniyetle davacının işe dönmesini bekleyerek ... primlerini yatırmaya devam ettiğini, ancak davacının kötüniyetle hareket ederek işveren aleyhine dava açtığını, davacının sigortasız çalıştığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, talep edilen alacaklara hak kazanmadığını, hak kazansa dahi alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Bozma İlamı ve Mahkeme Kararının Özeti :

Mahkemenin ilk kararı Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 23.09.2019 tarihli ve 2017/26209 Esas, 2019/24302 Karar sayılı ilâmı ile; davalının ıslah dilekçesine karşı beyanları alınarak sonuca gidilmesi gerekirken hukuki dinlenilme ve savunma ... kısıtlanarak karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozma üzerine Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı ise Dairemizin 23.02.2021 tarihli ve 2021/933 Esas, 2021/4646 Karar sayılı ilâmı ile; davalı tanık beyanları da gözetilmeksizin tüm çalışma dönemi için davacı tanık beyanlarına göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, davalı tanık beyanları da gözetildiğinde davacının yaz döneminde haftalık 12 saat, kış döneminde haftalık 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücretinin tekrar hesaplanması ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, yıllık izin ücretinin brütten nete çevrilmesi sırasında hesaplamadan işsizlik ve sigorta primi kesilmesi gerekirken yasal kesintilerin usulüne uygun olarak yapılmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36 ncı maddesi “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir.

İddia ve savunma ..., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Hukuki dinlenilme ..." başlıklı 27 nci maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.

6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde yer bulan Hukuki dinlenilme ... gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme ... tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa'nın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme ..., adil yargılanma ... içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma ... ya da iddia ve savunma ... da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme ..., bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

Bu kapsamda hukuki dinlenilme ..., bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme ..., yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının ... biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma ... da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma ... tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma ..., tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.

6100 sayılı Kanun'un 281 inci maddesi şöyledir:

"(1)Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (Ek cümle:22/7/2020-7251/24 md.) Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.

(2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.

(3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir."

Somut olayda, bozmadan sonra ek bilirkişi raporu alındığı ve bu raporun davalıya e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, tebligatın 23.05.2022 günü hesaba konulduğu ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9 uncu maddesinin altıncı fıkrasına göre 28.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 281 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalının bilirkişi ek raporuna karşı iki haftalık itiraz süresi dolmadan 31.05.2022 tarihinde karar verilmesi hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca davalı vekili, son celseye mazereti sebebiyle katılamayacağını bildiren ve mazeretini içeren dilekçe vermesine ve duruşmanın başka bir güne bırakılmasını talep etmesine rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin yargılamanın sona erdirilmesi de bir başka hatalı yöndür.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.