Logo

9. Hukuk Dairesi2022/13209 E. 2022/13679 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçen davacı işçinin, kadroya geçişte imzalanan sözleşme ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı halde esastan ret kararı vermesi, ayrıca hüküm altına alınan alacakların hesabında arabuluculuk başvuru tarihinde mevcut olmayan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması ve ikramiye alacağına hatalı faiz türü uygulanması hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 68. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine; ancak hüküm kısmının harçların davalıdan tahsiline yönelik yargılama giderleri bölümünün düzeltilmesine ve alınan harçların davacıya iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın davalı Bakanlığa ait işyerinde alt işveren bünyesinde çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptığını, sendika üyesi olduğunu, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23 üncü maddesi gereğince mevcut ücret ve sosyal haklarının korunarak kadroya geçirildiğini, kadroya geçişte imzalanan sözleşmede ücrete ilişkin kısımda asgari ücretin belli bir oranında fazlası üzerinden ücret ödeneceğinin belirtildiğini, 2019 yılı ve sonrası için mevcut ücretlerinin üzerine sözleşmede belirtilen zam oranlarının uygulanması gerektiğini ileri sürerek ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının alt işveren bünyesinde çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında mevcut ücret ve sosyal haklarının korunarak kadroya geçirildiğini, ücretine yapılan zamlarda Yüksek Hakem Kurulunca kabul edilen toplu ... sözleşmesi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenen oranların dikkate alındığını, davacının ödenmeyen herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı İdare nezdinde alt işveren Şirket bünyesinde çalışmaktayken 696 sayılı KHK gereği sürekli işçi kadrosuna geçirildiği, davacı ile davalı İdare arasındaki 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli ... sözleşmesinin 7 nci maddesinde işçiye her ay brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeme yapılacağına ilişkin düzenlemeye yer verildiği, anılan sözleşmede açıkça oranın belirtildiği, davalı İdare tarafından 01.01.2021 tarihinden itibaren 08.09.2021 tarihinde imzalanan toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ödemelerin yapıldığı dikkate alındığında 01.01.2021 tarihinden sonraki dönem için de fark hesaplanması gerektiği, buna göre davacının kadroya geçişinden kaynaklı fark alacak kalemlerinin bulunduğu ve bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine % 4 zam yapıldığını, ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, ... sözleşmesinde kastedilenin 2018 yılı asgari ücreti olduğunu, aksi kabulün her yıl hem asgari ücrete ... sözleşmesinde belirtilen zammın yapılması hem de bu ücrete toplu ... sözleşmesinde belirlenen oranların eklenmesi sonucunu doğuracağını, böylece ücretlerin fahiş hâl alacağını, personel ücretlerinde büyük bir dengesizlik ve eşitsizlik oluşacağını, davalı tarafından ödemelerin usulüne uygun yapıldığını, eksik ödeme bulunmadığını ve hüküm altına alınan alacaklara yürütülen faizin başlangıç tarihi ile türünün de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadroya geçiş sırasında imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin % fazlası olarak belirlendiği, fark ücretin sözleşme ve 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu ... sözleşmesine göre hesaplandığı; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş; ancak İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi gereğince harçların davalıdan tahsiline yönelik yargılama giderleri bölümünün düzeltilmesine ve alınan harçların davacıya iadesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın esası hakkında verilen kararın nasıl kurulması gerektiğine, kabule göre ise 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine ve uygulanan toplu ... sözleşmesi ilgili hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ve hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihi ile türüne ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde davanın esasıyla ilgili duruşma yapılmadan verilebilecek kararlar şu şekilde düzenlenmiştir:

"...

1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,

2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,

3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında,

2. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 22 nci ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun hükümleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde ve 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiş; ancak İlk Derece Mahkemesi kararının adı geçen Kanun'un 355 inci maddesi gereğince harçların davalıdan tahsiline yönelik yargılama giderleri bölümünün düzeltilmesine ve alınan harçların davacıya iadesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un kararın ilgili hukuk bölümünde yer verilen 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı verebilmesi; ancak incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olması durumunda mümkündür. Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde Bölge Adliye Mahkemesince hata düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmalıdır. Bu husus gözetilmeden İlk Derece Mahkemesi kararının, yargılama giderine yönelik bölümü düzeltilmesine karşın yeniden esas hakkında hüküm kurulmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. Kabule göre, taraflar arasında, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi ve unsurları konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, 01.01.2021 tarihi ve sonrasındaki dönem için fark alacaklar tespit edilirken, 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021 – 31.12.2022 dönemini kapsayan toplu ... sözleşmesinin “Ücret zammı” başlıklı 33 üncü maddesi ve "İlave tediye ve ikramiye" başlıklı 35 inci maddesi doğrultusunda hesaplama yapıldığı görülmektedir. Ancak dosya kapsamına göre arabuluculuğa başvuru tarihinde imzalanmış bir toplu ... sözleşmesi mevcut değildir. Toplu ... sözleşmesinin 08.09.2021 tarihinde imzalanması karşısında, arabuluculuk başvuru tarihinde henüz mevcut olmayan bir toplu ... sözleşmesinin uygulanmasının talep edilmesi fiilen mümkün değildir. Kaldı ki dava dilekçesinde de bu toplu ... sözleşmesinin ücret ve ikramiyeye ilişkin düzenlemelerinden yararlandırılmaya yönelik bir talep bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre arabuluculuk başvuru tarihindeki koşullar göz ardı edilerek 01.01.2021 tarihinden sonraki döneme ilişkin fark alacakların hesaplanmasında 08.09.2021 imza tarihli toplu ... sözleşmesinin ilgili maddelerindeki düzenlemelerin dikkate alınması hatalıdır. Bilirkişi raporunun hazırlandığı tarih itibarıyla ücret bordrolarında belirtilen toplu ... sözleşmesine göre ödemelerin yapılmış olması da sonuca etkili değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönlerin dikkate alınmadığı ve talep de mevcut olmadığı hâlde bireysel ... sözleşmesi doğrultusunda belirlenmiş ücrete 08.09.2021 imza ve 01.01.2021 – 31.12.2022 yürürlük tarihli toplu ... sözleşmesinde öngörülen ücret zamlarının uygulandığı, bu şekilde belirlenen ücret esas alınarak fark alacakların hesaplandığı, 01.01.2021 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak da değinilen toplu ... sözleşmesinin 35 inci maddesine göre ikramiye hesabı yapıldığı anlaşılmakta olup hatalı bilirkişi raporuna itibar edilmesi yerinde görülmemiştir.

3. Öte yandan, Mahkemece hüküm altına alınan fark ikramiye alacağına en yüksek işletme kredisi faizi yürütülmüştür. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla uygulanan toplu ... sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir toplu ... sözleşmesi değildir. Bu itibarla hüküm altına alınacak ikramiye alacağına, davacının talebi ile de bağlı kalınarak en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.