Logo

9. Hukuk Dairesi2022/13478 E. 2023/3450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belediye şirketine ait işyerlerinde yetki tespiti yapılan sendikanın, toplu iş sözleşmesi süresinin bitmesine 120 günden az süre kala yetki başvurusunda bulunup bulunamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ve 6356 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri uyarınca, belediye şirketlerinde çalışan ve sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçiler için Yüksek Hakem Kurulu kararıyla belirlenen toplu iş sözleşmesi hükümlerinin, bir toplu iş sözleşmesinin yapılmasını engellemediği ve yetki başvurusunun yapılabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3301 E., 2022/983 K.

İHBAR OLUNAN : ... Belediye Başkanlığı (... ve İstimlak Müdürlüğü)

DAVA TARİHİ : 04.03.2020

KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 24. ... Mahkemesi

SAYISI : 2020/170 E., 2021/522 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; davanın niteliği gereğince kanunda ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının diğer davalı Sendikaya vermiş olduğu 18.12.2020 tarih ve 457117 sayılı yazıya konu yetki tespitinin iptalinin istenildiğini, yetki tespit yazısına genel işler işkolunda faaliyet göstermeyen işyerlerinin de dâhil edildiğini, davacı Şirketin %100 sermayesi ... Belediyesine ait şirket olup davalı Sendikanın yetki yazısına konu işyerlerinde çalışan işçilerin hepsinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında görev alıp ... Belediyesine geçirilen işçi statüsünde olduğunu, davalı Sendikanın hukuka aykırı bir şekilde yetki başvurusunda bulunduğunu, geçiş işlemleri tamamlanan işçilere, şirketlerce uygulanmak üzere Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 30.....2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu ... sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklarına ilişkin hükümlerin uygulanacağının bildirildiğini, bu kapsamda zaten yetki belgesine konu işçi statüsündeki işçilere 30.....2020 tarihine kadar uygulanacak toplu ... sözleşmesinin mevcut olduğunun açık olduğunu, 5 inci ve 7 nci sıralarda yer alan 1384041 ve 1384050 sicil numaralı işyerlerinde 30.....2020 tarihine kadar uygulanacak toplu ... sözleşmesi bulunduğunu, davalı Sendikanın 12.02.2020 tarihinde yetki başvurusunda bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, 30.....2020 tarihinde başvuruda bulunabileceğini, müvekkili Şirketin yetki tespit yazısına konu işyerlerinde çalışan işçileri, 29.01.2020 tarihli işyeri devri sözleşmesi ile ... Belediyesinin bir diğer Şirketi olan ... Yapı İnşaat Ulaşım Sağlık Hizmetleri AŞ'den devraldığını, bu Şirket için davalı Bakanlık tarafından verilen 04.05.2018 tarih ve 35091 sayılı yetki tespiti için ... 16. ... Mahkemesinin 2018/155 Esas sayılı dosyası ile yetki tespiti iptal davası açıldığını, bu dava dosyasının ... 34. ... Mahkemesinin 2018/107 Esas sayılı dava dosyası ile birleştiğini, dosyasının celbini talep ettiklerini belirterek belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 18.02.2020 tarih ve 457117 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığın işleminin usul ve kanuna uygun olarak tesis edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen işyerlerinin yetki tespiti için başvuran Genel ... Sendikası ile aynı işkolunda olduğunu, İşkolları Yönetmeliği ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) kapsamında işkolu tespiti konusunda başvuru yapılmadığını, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi uyarınca kamu alt işvereninde çalışırken 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına alınarak çalışan işçilerin bulunması hâlinde yetki tespit başvurusunun mümkün olmayacağını, Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde KHK kapsamı dışında işçilerin de bulunduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle Genel ... Sendikasına yetki tespiti verildiğini, Bakanlık işleminin usul ve hukuka uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... (Genel ... Sendikası) vekili cevap dilekçesinde; davacının kötüniyetli olduğunu, Şirketin bağlı olduğu Belediyenin, aynı işçileri belediyeye ait üç şirkete devir ve aktarmak suretiyle yapılan yetki tespitini boşa çıkartmaya çalıştığını, belediye hizmetlerinin koduna bakılmaksızın genel hizmet kolunda tanımlandığını, 696 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü ve 24 üncü maddelerinin alt işverenden kamuya geçiş yapan işçilerin geçiş sonrası mali haklarını düzenlediğini, ... Belediyesinin, kamuya geçiş yapan alt işveren işçilerini zaman içinde birden fazla şirkete devir yaptığından mali hak kısıtlamalarının uygulanma olanağı kalmadığını, davacı Şirketin alt işvereninin 20 No.lu genel işler işkolundan bildirildiğini, davacı Şirketin de 20 No.lu genel işler işkolunda faaliyet gösterdiğini, kanuni düzenlemenin konusu olan yeni tescilin söz konusu olmadığını, yeni tescil edilmesi zorunlu olan işyerinin geçiş öncesi ve sonrası işkollarının farklılık göstermesi hâlinde mümkün olabileceğini, Şirkette 696 sayılı KHK kapsamı dışında çalıştırılan işçilerin de bulunduğunu, Bakanlık tespitinin hem aynı işkoluna geçiş hem de 696 sayılı KHK kapsamı dışında çalışanların anayasal toplu sözleşme hakkı gözetilerek yapıldığını, davalı Bakanlığın yetki tespitini geçiş öncesi işkolu ile davalının işkolunun aynı olması sebebiyle yaptığını, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı yasal koşullar sağlanmadığı gibi bu koşullara ilişkin somut delillerin de bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki belgelere göre yetki tespiti kararının Şirkete 25.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, Şirketin Kanun'da belirlenen 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde itirazını bildirdiği, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalı Sendikanın %40’lık sınırı aştığının görüldüğü, 6356 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin son fıkrasında yer alan "Toplu ... sözleşmesi süresinin bitmesinden önceki yüz yirmi gün içinde, yeni sözleşme için yetki başvurusunda bulunulabilir. Ancak, yapılacak toplu ... sözleşmesi önceki sözleşme sona ermedikçe yürürlüğe giremez." hükmü uyarınca yapılan yetki tespitinin yerinde olmayacağı, somut uyuşmazlıkta yapılan yetki tespit başvurusu ile bağıtlanan son toplu ... sözleşmesi arasında (12.02.2020-30.....2020) 139 gün bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirket tarafından ... Yapı İnşaat Ulaşım Sağlık Hizmetleri AŞ'den devralınan yeni tescil edilen aynı işyerleri için 30.....2020 tarihinden önce yetki başvurusunda bulunulamayacağı tespiti ile davanın kabulüne karar verilmiş olması gerektiğini, ... 34. ... Mahkemesinin 2018/107 Esas sayılı dosyası ile aynı işyerleri için davalı Sendikanın ilk almış olduğu yetki tespit kararı incelemede iken, aynı işyerleri için davalı Bakanlığın, davalı Sendikaya devralan müvekkili Şirketin taraf yapıldığı ikinci kez yetki tespit belgesi düzenlemesinin tümden hukuka aykırı olduğunu, 6356 sayılı Kanun'un 42 nci maddesinin beşinci bendi gereği itirazın karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurduğunu, aynı işyeri için itiraz sonuçlanmadan ikinci kez yetki tespit belgesi düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, gerekçenin düzeltilmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; ek bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçelerinde "..."Kanun hükümleri, daha önce kamu alt işvereninde çalışırken 696 sayılı KHK ile kamuda sürekli işçi kadrolarına alınan işçiler için uygulanmaktadır. Davacı işyerinde sadece kamu alt işvereninden sürekli işçi kadrolarına işçiler bulunsaydı, sendikanın yetki tespiti başvurusunun değerlendirilmesi mümkün olmamaktaydı. Bakanlık kayıtları incelendiğinde, davacı işyerinde KHK kapsamı dışında istihdam edilmiş işçiler bulunduğu görülmüş ve bu nedenle Genel-... Sendikasının yetki tespiti başvurusu değerlendirilmiş ve yasanın aradığı çoğunluğu sağladığı tespit edilerek işletme yetki tespiti verilmiştir.“ şeklinde beyanda bulunmuştuk. Tüm mevzuat ve fiili durum karşısında verilen yetki tespit işleminin izah ettiğimiz hukuki dayanağı birlikte değerlendirildiğinde Bilirkişi Ek Raporunun Değerlendirme bölümündeki kısmın usul ve hukuka uygun olamayacağı, Kök raporda yapılan daha önceki a) başlıklı değerlendirmenin hukuken daha doğru ve geçerli olacağı düşünülmektedir." şeklinde itirazları bulunmasına rağmen bu yönde herhangi bir araştırma yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Davalı ... ... Sendikası vekili istinaf dilekçesinde; bahsi geçen toplu sözleşme hükümleri ile ilgili KHK hükmü incelendiğinde görüleceği üzere sadece mali ve sosyal haklar açısından bir üst sınır belirlendiğini, yani kendisinin bir toplu ... sözleşmesi olmadığını, burada esas olarak belirlenen hususun 30.....2020 tarihine kadar olan dönemde bir toplu ... sözleşmesi yapıldığında bu toplu ... sözleşmesinin mali ve sosyal haklarının ilgili hükümleri geçemeyeceği olduğunu, bu nedenle ... tarafından yayımlanan toplu ... sözleşmesi hükümlerini toplu ... sözleşmesi kabul edip 120 gün içinde başvuru yapılmadığını belirtmenin hukuka uygun olmadığını, yeni tescil edilmesi zorunlu işyerinin, geçişten önceki işyeri ile geçişten sonraki kurumun farklı işkolunda olması hâlinde söz konusu olduğunu, davacı olan Şirketin, işçilerin ilk geçişinin yapıldığı şirket olmadığını, davacı Şirketin daha sonra kurulmuş olup bünyesinde sadece KHK’lı işçiler çalışmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalıya ait işyerinde toplu ... sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi tarafından 30.....2020 tarihine 120 günden kısa süre kaldığı gerekçesi ile davanın kabulünün hatalı olduğu, nakli yapılan işçilerin Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarih ve 2019/7497 Esas, 2019/19812 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçilerinin mali ve sosyal haklarının belirlenmesine dair de ayrıntılı düzenlemeler sevk edildiği, 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasında mevcut işyerinden bildirilecek işçiler ile farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler bakımından farklı düzenlemeler yapılmış ise de maddenin amacının 31.10.2020 tarihine kadar sürecek geçiş döneminde sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan tüm alt işveren işçilerinin aynı mali ve sosyal haklara sahip olmasını temin etmek olduğu, maddede yer alan ilkelere göre kanun koyucunun, toplu ... sözleşmesi kapsamında olan işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu ... sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını öngördüğü, bununla birlikte sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan işçilerden herhangi bir toplu ... sözleşmesinden faydalanmayan yahut 31.10.2020 tarihinden önce toplu ... sözleşmesinin süresi biten işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesine göre belirleneceği, görüldüğü üzere maddede öngörülen geçiş döneminde sadece sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının üst sınırının tespit edildiği ve ayrıca aynı işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının kanun hükmü ile belirlenmesinin sağlandığı, burada herhangi bir toplu ... sözleşmesinin oluşturulması söz konusu olmadığı gibi bu hüküm ile belirlenen ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan faydalanabilmek için toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartlarına da bakılmayacağı, bu cümleden olarak işçi sendika üyesi olmasa, dayanışma aidatı ödemese dahi KHK ile belirlenen ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan faydalanacağı, bir işyeri yahut işletmede toplu ... sözleşmesi yapabilmek için Sendikanın çoğunluğu sağlayıp sağlamadığını belirlemek için başvuru tarihinde işyeri yahut işletmede çalışan tüm işçilerin dikkate alınması gerektiği, bu açıklama ve tespitler ışığında anılan düzenlemenin sadece mali haklara yönelik olduğu, toplu ... sözleşmesi yapılmasına engel bir durum da olmadığı, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, dava dilekçesinde belirtilen işyeri sicil numaralı işyerlerinin yetki tespiti için başvuran Genel ... Sendikası ile aynı işkolunda olduğu, işkolu tespiti konusunda başvuru yapılmadığı ve yine KHK kapsamı dışında işçilerin de bulunduğu anlaşılmakla Bakanlık yetki tespitinin yerinde olduğu, bu nedenle iptalinin gerekmeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 696 sayılı KHK ile ihdas edilen alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişine dair düzenlemeler ile bu konuya ilişkin esaslar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.03.2022 tarihli ve 2022/3175 Esas, 2022/3900 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

“...24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 24 üncü madde gereğince “İl özel idareleri ve belediyeler ile bağlı kuruluşlarında ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinde, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketlerde 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olan” alt işveren işçilerinden aynı maddede sayılan şartları sağlayanların, 696 sayılı KHK’nın 126 ncı maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen ek 20 nci maddesi kapsamındaki şirketler nezdinde sürekli işçi kadrolarında istihdamına dair düzenlemeler sevk edilmiştir.

696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 24 üncü maddenin dördüncü fıkrasına göre ise “Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu ... sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden; geçişten önce toplu ... sözleşmesi bulunmadığından işçi statüsüne geçirildiği tarihte yürürlükte olan ... ... sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu ... sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki şirketlerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitiminden önce toplu ... sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki şirketlerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.”

Yine 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddeye göre de;

“(1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idareler ile birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden; geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanları o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.

(2) Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.

(3) Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.

(4) Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun bu maddeye aykırı diğer hükümleri uygulanmaz.”

İfade etmek gerekir ki, 696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen 127 nci maddesi ile 113 üncü maddesi, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 7079 sayılı Kanun’un 118 inci ve 106 ncı maddeleri ile aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.

696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen hükümlerine göre, alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi hususunda, asıl işveren ile aynı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri ile farklı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri arasında bir takım farklı uygulamalar öngörülmüştür.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, alt işveren ile asıl işverenin farklı işkolunda yer alması durumunda, bu işçiler yönünden asıl işverence, alt işverenin yer aldığı işkolunda yer alan yeni bir işyeri tescil ettirilecek ve farklı işkolunda yer alan alt işveren işçileri, bu yeni tescil edilecek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Nitekim bu husus 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddenin birinci fıkrasında “geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile ... farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.” şeklinde ifade edilmiştir. Hükümden açık olarak anlaşılacağı üzere bu ilk ihtimalde farklı işkolunda tescil edilen yeni bir işyeri söz konusudur.

Bununla birlikte asıl işveren ile alt işveren aynı işkolunda yer almakta ise, sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçileri mevcut asıl işveren işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Bu ikinci ihtimalde, yeni tescil edilen herhangi bir işyeri söz konusu değildir.

Bu düzenlemelere göre, ilk olarak asıl işverenin mevcut işyeri, ikinci olarak asıl işverence alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek yeni işyerleri söz konusu olacaktır. 6356 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.” Maddeye göre mevcut işyeri ile alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek yeni işyerlerinin bağımsız birer işyeri sayılacağı ifade edilmiştir.

Kanun koyucu bu düzenlemeler yoluyla bir geçiş dönemi öngörmüştür. Bu dönemin son bulacağı tarih ise 6356 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilmiştir. Hükme göre “Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.”

Belirtmek gerekir ki “Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin” son bulacağı tarih 30/.../2020 tarihidir. Bu tarih itibariyle farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler de, asıl işverenin mevcut işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir.

Bu noktada 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 24 üncü maddenin dördüncü fıkrasının son cümlesinde kanun koyucu tarafından yetki başvurusuna dair yapılan özel düzenlemeye dikkat çekmek zaruridir. Hükme göre “Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.”

Kanun koyucu söz konusu düzenleme ile açık bir şekilde mevcut işyeri bakımından 6356 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabileceğini ortaya koymuştur.

Kanun koyucunun istisnai düzenleme sevk ettiği husus, farklı işkolundan yeni tescil edilen işyerleri bakımından yetki başvurusunun yapılması durumudur. Maddeye göre yeni tescil edilen işyerlerinde 30/.../2020 tarihinden önce yetki başvurusu yapılamayacaktır. Zaten bu tarih itibariyle bu işçiler de mevcut işyerinden bildirilecektir...”

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.