"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ancak kamu düzenine aykırılık bulunması nedeniyle resen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesinin sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilere de uygulanacağının hüküm altına alındığını, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli ... sözleşmesinde her ay brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, İdare tarafından gerçekleştirilen hatalı uygulama sonucunda fark alacaklarının doğduğunu iddia ederek fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı nezdinde sürekli işçi kadrosuna 696 sayılı KHK ile değişik 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca geçirildiğini, toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre ücret zammı genel başlığı adı altında her altı aylık dönem için ayrı ayrı %4 zam belirlendiğini ve buna göre davacıya yapılan ödemelerin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında kadroya geçiş sırasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli oranda fazlası olarak belirlendiği tespit edildiğinden bilirkişi raporundaki hesaplamalara itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin usul ve kanunlara uygun olarak belirlendiğini ve ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, davacının 2019 yılı itibari ile ücretinin asgari ücrete çekilerek üzerine %4 zam uygulanmadığını, aksine 2018 yılı ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 zam yapıldığını, ücret düzenlemesinin toplu ... sözleşmesi hükümlerine uygun yapıldığını, davacı ile İdare arasında asgari ücretin katlarının uygulanmasını gerektirir bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanabilmesi için sendika üyesi olup olmadığının, üye ise üyelik tarihi ile işverene üyelik durumunun bildirilip bildirilmediği ile bildirim tarihinin tespitinin gerektiğini, faiz oran ve başlangıç tarihinin de hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli ... sözleşmesinin ve uygulanan toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, fark alacaklarının bulunduğu tespitinin doğru olduğu ancak son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar yönünden arabuluculuk faaliyeti gerçekleşmiş olduğundan hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihi esas alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında kalan dönem yönünden talep edilen alacakların dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... Bakanlığının istinaf başvurusunun esastan reddine, kararda kamu düzenine aykırılık bulunması nedeni ile resen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; zamanaşımı ve hak düşürücü süreler nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davacının talebinin dava dilekçesinde açık olmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca kadroya geçen işçilerin kadroya geçmeden önce ihale sözleşmelerinde asgari ücretin katları oranında ücret alacağına yönelik hükümlerin varlığının kadroya geçtikten sonra da devam edip etmeyeceğinin İdarenin takdirinde olduğu cevabının verildiğini, davacıya toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre ücret artışı yapıldığını, Asgari Ücret Yönetmeliği'nin ilgili maddelerine göre işçilere komisyonca belirlenen ücretten düşük ücret ödenmeyeceği ve ... sözleşmesi ve toplu ... sözleşmelerine buna aykırı hüküm konulamayacağını, konuya ilişkin davalının, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından talep etmiş olduğu görüş talebine istinaden ilgili Bakanlığa bağlı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından verilen görüş değerlendirilmesinde, "Toplu ... sözleşmesinin ücret zammı maddesinde 01.01.2019 tarihindeki ücretlerine % 4 oranında zam yapılacağı belirtildiğinden, günlük çıplak brüt ücretleri, günlük 85,28 TL'nin altında kalan işçilerin ücretlerinin asgari ücret seviyesine yükseltilmesi ve bu miktarın üzerine Bakanlığımıza ilan edilen toplu ... sözleşmesi hükümleri gereğince 01.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere % 4 oranında zam yapılması gerektiği ..." mütalaasında bulunulduğunu ve bu doğrultuda davacının da ücret haklarının usulüne uygun olarak düzenlendiğini; ayrıca davacı tarafça istenen faiz oranına ve faiz başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında,
duruşma yapılmadan karar verilir."
3. 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü maddesinde belirtilen kamu idareleri ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar ile ve yine maddede belirtilen idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 04.12.2017 tarihi itibarıyla çalışmakta olanların, maddede öngörülen şartları taşımaları, yazılı olarak başvurmaları ve yapılacak sınavda başarılı olmaları kaydıyla sürekli işçi kadrolarına geçirilecekleri düzenlenmiştir.
4. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
"...
Sürekli işçi kadrolanna geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu ... sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu ... sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel ... sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu ... sözleşmesi bulunmakta birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitiminden önce toplu ... sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesine göre belirlenir. ...
..."
5. 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu ... Sözleşmesi Hükümleri'nin ilgili bölümü şöyledir:
"375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23. maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağı düzenlemiştir. Geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu ... sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümleri aşağıda yer almaktadır.
ÜCRET ZAMMI:
...
01.07.2018- 31.12.2018 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 30.....2018 tarihinde almakta olduklan günlük çıplak ücretlerine 01.07.2018 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
01.01.2019- 30.....2019 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
..."
6. 4857 sayılı ... Kanunu'nun "Çalışma koşullarında değişiklik ve ... sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"İşveren, ... sözleşmesiyle veya ... sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. ..."
7. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu.
3. Değerlendirme
1.696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan ... sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen ... sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan ... sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
2. Uygulamada da ... sözleşmesinde her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı hâllerde, önce uyuşmazlık konusu dönemdeki asgari ücret oranı dikkate alınarak işçinin alması gereken ücreti belirlenmekte, daha sonra bu ücrete uygulanması gereken zam oranları ilave edilerek sonuca gidilmektedir. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesine göre sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler yönünden işçinin bireysel ... sözleşmesine göre alması gereken aylık ücret belirlendikten sonra, bu ücrete 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu ... Sözleşmesi Hükümleri'nde öngörülen %4 oranındaki ücret zamları uygulanarak işçiye ödenmesi gereken ücret miktarı belirlenmelidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, ilgili toplu ... sözleşmesinde öngörülen son ücret zammının (%4 oranındaki) Temmuz 2020 dönemine ait olduğudur. Bu tarihten sonraki dönem için zam (%4 oranında) yapılmış ücret aynen korunur ise de sona eren toplu ... sözleşmesinin art etkisi söz konusu değildir. İşçinin toplu ... sözleşmesinin yürürlük süresinin bitim tarihi olan 31.10.2020 tarihinden sonra bir başka toplu ... sözleşmesinden yararlanması hâlinde, bu toplu ... sözleşmesi ve ... sözleşmesine göre belirlenen ücretin uygulanması gerekir. İşçinin yararlandığı herhangi bir toplu ... sözleşmesinin bulunmaması hâlinde ise sona eren toplu ... sözleşmesinin art etkisi bulunduğu kabul edilerek 31.10.2020 tarihinden sonraki dönem için bu toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre hesaplama yapılması mümkün değildir. ... sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belirli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik bir hüküm bulunduğu takdirde, işçiye o yıl için ödenecek ücretin Ocak 2021 dönemindeki yeni asgari ücret miktarına göre belirlenmesi yerinde ise de bu ücrete ayrıca %4 oranında zam uygulanması mümkün değildir. Çünkü hem toplu ... sözleşmesinin yürürlük tarihi 31.10.2020 itibarıyla sona ermekte, hem de bu süreden sonra toplu ... sözleşmesinin art etkisi bulunmamaktadır.
3. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2019 ve 2020 yıllarına ait ücretinin kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinde belirlenen oran ile Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesinde öngörülen oran dikkate alınarak belirlenmesinde hata bulunmamaktadır. Davacının 2021 yılına ait ücretinin belirlenmesine gelindiğinde ise İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ... sözleşmesinde yazılı asgari ücretin oran olarak fazlası bulunduktan sonra bu ücrete %4 zam oranı uygulanarak hesaplama yapılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere sona eren toplu ... sözleşmesinin art etkisi söz konusu değildir. ... sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belirli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik bir hüküm bulunduğu takdirde, işçiye o yıl için ödenecek ücretin Ocak 2021 dönemindeki yeni asgari ücret miktarına göre belirlenmesi yerinde ise de bu ücrete ayrıca %4 oranında zam uygulanması mümkün değildir.
4. Bu açıklamalara göre Mahkemece talep edilen alacakların hesabında izlenmesi gereken yol şöyledir: Toplu ... sözleşmesinde öngörülen son ücret zammına (%4 oranındaki) göre belirlenen Temmuz 2020 ücretinin 01.01.2021 tarihine kadar korunacağı dikkate alınmalı, 01.01.2021 tarihine kadar hak kazanılan fark alacakların hesabında bu ücret miktarı esas alınmalıdır. 01.01.2021 tarihi ile son arabuluculuk tarihi arasındaki fark alacakların hesabında ise davacının 2021 yılı asgari ücretinin belli oranda fazlası üzerinden belirlenecek yeni ücret miktarı dikkate alınmalıdır. Bu şekilde belirlenecek ücrete, sona eren toplu ... sözleşmesinde öngörülen %4 zammın ilave edilmesi mümkün değildir.
5. Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesine göre bölge adliye mahkemesi davanın esası ile ilgili olarak üç türlü karar verebilir. Bunlardan ilki, başvurunun esastan reddi; ikincisi yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında; üçüncüsü ise yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında karar vermektir. Kanun hükmü, başvurunun esastan reddi ile aynı anda yeniden esas hakkında veya düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına imkân tanımamaktadır. Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un "İncelemenin kapsamı" başlıklı 355 inci maddesine göre bölge adliye mahkemesi, istinaf sebepleri ile bağlı ise de kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetebilir. Ancak anılan düzenleme tamamen incelemenin kapsamına ilişkin olup bölge adliye mahkemelerince 353 üncü madde gereğince kurulacak hükmün şekline etkili değildir. Bu bakımdan bölge adliye mahkemesince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine aykırılık hâlleri bakımından ayrım yapılarak Kanun'da yer verilmeyen şekilde hüküm kurulması mümkün değildir. Kaldı ki kamu düzenine aykırılık bakımından bir inceleme yapılabilmesi de istinaf başvurusunun kabulüne bağlıdır. Örneğin 6100 sayılı Kanun'un "Ön inceleme" başlıklı 352 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde "başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin gösterilmemesi" hâline yer verilmiştir. Bu hâlde bölge adliye mahkemesince 353 üncü madde gereğince sadece kamu düzenine aykırılık bağlamında inceleme yapıldıktan sonra yine başvurunun esastan reddine veya kabulüne karar verilerek hüküm kurulmaktadır.
6. Belirtilen sebeplerle taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemez.
7. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince; sadece davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden resen yapılan inceleme neticesinde, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonraki dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtildikten sonra, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu yöntemle hüküm kurulması yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine açıkça aykırı olup karar bu yönüyle de hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.