"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde değişen taşeronlara bağlı olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin müvekkili tarafından emeklilik nedeni ile sona erdirildiğini, davacının ücretinin eksik ödendiğini, fazla çalışma yapmasına rağmen karşılığı ücretlerin ödenmediğini, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatillerde çalıştığını ancak karşılığı ücretlerin ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, eksik ödenen ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ... bayram ve genel tatil çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ihale alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, işçilerin işe alınmalarında ve işten çıkarılmalarında müvekkili İdarenin herhangi bir etkisinin olmadığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2016 tarihli ve 2014/808 Esas , 2016/462 Karar sayılı kararıyla toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 08.11.2016 tarihli ve 2016/55 Esas, 2016/48 Karar sayılı kararıyla mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 29.....2020 tarihli ve 2017/1160 Esas, 2020/8080 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek,
"...
Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde davacının çalışma saatleri 04:00-17:00/17:30 ve 10:00-19:00/20:00 saatleri arasında diğer aşçılarla dönüşümlü olarak çalıştığı belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davacı tanıklarının beyanlarına başvurulmuştur. Davacı tanığı Semahat Alabaş “Ben 2009 Mart-2012 aralık tarihleri arasında Göğüs Hastalıkları Hastanesinde taşeron şirket işçisi olarak çalıştım, mutfak kısmında çalışıyordum...davacı aşçı olarak çalışıyordu, davacı haftanın beş günü 08:00-19:30 saatleri arasında çalışırdı, cumartesi günü ise sabah 05:30'da işe başlardı akşam 19:30'a kadar çalışırdı pazar günü izin yapardı” ; davacı tanığı ... “ben 2009 Ocak-2012 Aralık tarihleri arasında Göğüs Hastalıkları Hastanesinde taşeron şirket işçisi olarak çalıştım, mutfak kısmında aşçıbaşı olarak çalışıyordum...davacı haftanın beş günü 08:00-19:30 saatleri arasında çalışırdı, cumartesi günü ise sabah 05:30'da işe başlardı akşam 19:30'a kadar çalışırdı” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 5 günü 08:00-19:30 saatleri arası 1,5 saat ara dinlenme ile günde 10 saat, haftada 1 gün 05:30-19:30 saatleri arası 2 saat ara dinlenme ile günde 12 saat çalıştığı, davacının haftalık 62 saat çalıştığı böylelikle davacının haftada 17 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ne var ki; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirme ile davacı iddiası uyuşmamaktadır. Dava dilekçesinde vardiyalı çalışma düzeninden bahsedilmekte iken bu iddia Mahkemece değerlendirilmemiştir. Ayrıca; davalı vekilince, davacının tanık olarak dinlendiği ... 2. ... Mahkemesi'nin 2017/304 esas (Eski esas no:2016/289) sayılı dosyasında haftalık fazla çalışmasının 5-6 saat olduğuna dair yeminli beyanda bulunduğu belirtilmiş ancak söz konusu beyana ilişkin duruşma tutanağı dosyaya sunulmamıştır. Mahkemece yapılması gereken; davacının tanık olarak dinlendiği dava dosyası incelenmeli, davacı tanıklarının beyanları yeniden alınarak davacı iddiası ile birlikte değerlendirilmek suretiyle çalışma düzenini tespit etmek ve sonucuna göre davacı talebinin değerlendirilmesidir. Yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
...
Somut uyuşmazlıkta, davacının 5 yıllık çalışma süresi içinde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek hesaplanan yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı vekilince; davacının tanık olarak dinlendiği ... 2. ... Mahkemesi'nin 2017/304 esas (Eski esas no:2016/289) sayılı dosyasında yıllık izinlerini kullandığına dair yeminli beyanda bulunduğu belirtilmiş ancak söz konusu beyana ilişkin duruşma tutanağı dosyaya sunulmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu dikkate alınmadan sonuca gidilmesi isabetli değildir. Öncelikle davacı asil çağrılmalı, bir başka mahkemede tanık olarak dinlendiği sıradaki beyanları da sorulmak suretiyle, yıllık izin kullanıp kullanmadığı hususu aydınlatılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. ” gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyarak yapılan inceleme sonucunda davacının 70 gün yıllık izin hakkı bulunduğu ve davacı asılın yıllık izin kullanımına ilişkin alınan beyanına göre yıllık izinlerini kullanmadığı gibi ücretinin de ödenmediğinin kabulü ile bu doğrultuda dosyaya bozma öncesi ibraz edilen bilirkişi raporundaki hesaplamanın dosya kapsamı ile usul ve kanuna uygun olduğu, davacının fazla çalışma ücretine ilişkin olarak bozma sonrası alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmakla hükme esas alındığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı asılın Mahkemece alınan beyanında tutarsız ifadelerde bulunmasına rağmen beyanına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davacıya ait tüm işçilik alacaklarından yüklenici firmaların sorumlu oduğunu, müvekkili İdare yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma yapıp yapmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz edilen nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.