"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin 01.11.2011 tarihinde davalı Şirkete ait Yenişehir İlçesinde bulunan büyükbaş hayvan çiftliğinde bekçi olarak çalışmaya başladığını, emekli olması nedeniyle işten ayrıldığı 01.02.2014 tarihine kadar kesintisiz şekilde çalıştığını, en son aylık net 1.070,00 TL ücret aldığını; ancak ücretinin asgari ücret olarak gösterildiğini, çiftliğin kuruluş aşamasında çiftlikteki inşaat işlerinde çalıştırıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti
Davalı, davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece yapılan ilk yargılamada, davacının 01.11.2011-13.01.2014 tarihleri arasında en son aylık net 964,73 TL ücret ile çalıştığı, ödenmeyen fazla çalışma ve ... bayram ve genel tatil ücret alacakları ile yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, kıdem tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 13.02.2020 tarihli ve 2020/213 Esas, 2020/2196 Karar sayılı kararı ile;
“…
... 3. ... Mahkemesi’nin 2014/755 Esas sayılı dosyasında 30/10/2012 tarihine kadar olan hizmet süresi bakımından kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ... bayram genel tatil ücreti hüküm altına alındığından ve kanun yoluna başvurmaksızın 2014/755 Esas sayılı kararın kesinleştiği görüldüğünden, eldeki dosyada 30/10/2012 öncesi için hesaplama yapılması kesin hüküm nedeni ile mümkün değildir.
Bu hususun gözetilmemesi hatalıdır.
Hizmet süresindeki değişikliğin tüm alacak kalemlerine etkisi göz önüne alınmalıdır.
Davacı tanıkları arasında çalışma süreleri bakımından çelişkiler mevcuttur. Bu nedenle en az ispat kuralı benimsenmelidir. Diğer yandan tüm davacı tanıkları davacının hesaba esas alınabilecek tüm çalışma dönemini bilmemektedir. Açıklanan nedenler ile;
Eldeki dosyada kabul edilebilecek hizmet süresi itibari ile belgeye göre hesaplanabilecek dönemler var ise belgeye göre hesaplanmalıdır.
Belgeye göre hesaplanamayan dönemler bakımından ise davacı tanığı ....nın beyanlarına göre hesap yapılmalıdır. ....nın beyanlarına göre fazla mesai süresi, eldeki dosyada kabul edilen haftalık 18 saat fazla mesaiden daha az çıkmaktadır, buna göre fazla mesai süresi ....nın beynalarına göre yeniden hesaplanmalıdır.
4-... bayram genel tatil ücreti bakımından;
Davacı tanıklarından ....nın bu konuda bilgisi yoktur.
Belgeye göre hesaplanabilecek dönemler belgeye göre hesaplanmalıdır.
Belgeye göre hesaplanamayan dönemler bakımından ise davacı tanıklarından İ.T. ve H.T.nin davacı ile birlikte 31/10/2012 tarihi ve bu tarihten sonraki çalışma döneminde davacı ile hangi tarih aralıklarında birlikte çalıştıkları tespit edilmeli, gerekir ise bu konuda hizmet döküm cetvelleri incelenmeli ve tanıklar bu konuda yeniden dinlenmelidir.
Bu şekilde 31/10/2012 tarihi ve bu tarihten sonraki çalışma döneminde davacı tanıklarından İ.T. ve H.T.nin davacı ile birlikte çalışmaları nedeni ile davacının çalıştığını bilme imkanları olan ... bayram genel tatil günleri tanıklar İ.T. ve H.T.nin beyanlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
Davacı tanıklarından İ.T. ve H.T.nin davacı ile birlikte çalışmadıkları dönemler bakımından, davacının ... bayram genel tatil günlerindeki çalışmalarını bildikleri iddiaları var ise nasıl bilebilecekleri açıklatılmalı, gerekir ise bu konuda tanıklar yeniden dinlenmeli, bu şekilde bu iki tanığın davacı ile birlikte çalışmadıklarından bilemeyecekleri günler var ise tespit edilerek hesaplamada dışlanmalıdır.
Fazla mesai ücreti ve ... bayram genel tatilücreti bakımından; eldeki kararı temyiz edenin sadece davalı olduğunun anlaşılmasına göre temyiz edilen kararda esas alınanı bilirkişi raporunda mevcut gerek fazla mesai süresi, gerek dönemler itibari ile hesaplanan ... bayram genel tatil gün sayısı, gerek hesaba esas ücret ve sair hususlarda davalı lehine oluşan usuli müktesep haklar da hesaplama esnasında gözetilmelidir.
5-Kıdem tazminatına yürütülen faizin başlangıç tarihi bakımından;
Davacının fesih tarihi itibari ile emeklilik için tahsis talebinde blunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, davalıya emekliliğe ilişkin SGK belgesini verdiğine/ ne zaman verdiğine dair belge dosyada mevcut değildir. Böyle bir belge var ise taraflardan sorularak celbedilmeli, SGK’nın emekliliğe dair belgesinin davalıya verildiği tarihin ispatlanması halinde bu tarih dava tarihinden önce ise bu tarihten, böyle bir belgenin davalıya verildiği/ tebliğ edildiği ispatlanamıyor ise ya da bu belgenin davalıya verildiği tarih dava tarihinden sonra ise dava tarihinden itibaren kıdem tazminatına faiz yürütülmelidir. ..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 30.10.2012 tarihinden sonraki döneme ilişkin alacakların bozma ilâmı doğrultusunda yeniden hesaplandığı ve emeklilik yazısının işverene tebliğ edildiğine dair belge olmadığı için kıdem tazminatına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosya içeriğine göre ... sözleşmesi, 13.01.2014 tarihinde emeklilik sebebi ile sona ermiş olup dava dilekçesinde tüm alacaklara emeklilik tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiştir. 16.04.2014 olan dava tarihinden önce ise davacı, 03.03.2014 tarihinde davalıya gönderdiği ihtarname ile alacaklarının tebliğden itibaren üç gün içinde ödenmesini istemiştir. Belirtilen ihtarname, davalıya 13.03.2014 tarihinde tebliğ edildiğine göre davalının 17.03.2014 tarihinde temerrüde düşürüldüğünün kabulü gerekir.
Bu kabul doğrultusunda değerlendirme yapıldığında; Mahkemenin ilk kararı, davacı tarafça temyiz edilmediğinden davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gereği, kıdem tazminatı dışındaki alacaklara bozma öncesi olduğu gibi dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki Mahkemenin ilk kararında kıdem tazminatına 13.01.2014 olan fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesi üzerine Dairemizin 13.02.2020 tarihli ve 2020/213 Esas, 2020/2196 Karar sayılı kararı ile emekliliğe dair belgenin davalıya verildiğinin ispatlanamaması hâlinde kıdem tazminatı alacağına dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü ve davacının talep ettiği faiz başlangıcının temerrüt tarihini de kapsadığı dikkate alındığında, Daire bozmasındaki bu açıklama maddi hataya dayalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 197/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilâmının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.01.2007 tarihli ve 2007/9-13 Esas 2007/17 Karar sayılı kararı ile 25.....2008 tarihli ve 2008/11-448 Esas, 2008/454 Karar sayılı kararı)
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Şu hâlde kıdem tazminatı alacağına temerrüt tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken dava tarihinden faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç
Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasında yer alan; “2.169,14 TL brüt Kıdem tazminatının dava tarihi olan 16.04.2014 tarihinden itibaren bankalarca uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte,” cümlesinin hüküm yerinden tamamen çıkartılmasına, yerine; “2.169,14 TL brüt kıdem tazminatının temerrüt tarihi olan 17.03.2014 tarihinden itibaren bankalarca uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.