"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Belediyenin toplu taşıma araçlarında şoför olarak çalıştığını, davacının çalıştığı işin organizasyonunun tamamen davalının kontrol ve idaresinde yürütüldüğünü, davacının davalı işyerinde örgütlü ve yetkili olan ... Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden Sendika ile davalı Kurum arasında imzalanan toplu ... sözleşmesi ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'dan (6772 sayılı Kanun) faydalanamadığını, müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilirken asgari ücretin % 25 fazlası ücret ve bunun yanında yol ve yemek yardımı verilmek suretiyle çalıştırıldığını, bu uygulama ile kendisi ile aynı konumda olan belediye kadrolu elemanı olarak çalışan işçinin ücretinden az ücret alması, toplu ... sözleşmesinin bu işçilere sağladığı bilet, prim, yol parası, ikramiye, yıllık izin gün sayısı gibi kazanımları ve 6772 sayılı Kanun'un sağladığı hakları alamaması nedeniyle mağdur olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin eksik ödendiğini belirterek eksik ödenen fark ücret alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla mesai alacağı, fark yol parası, fark ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen ... 5. ... Mahkemesinin 2019/308 Esas, 2019/9 Karar sayılı dava dosyasında; fark yıllık izin ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun (5393 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde ulaşım hizmetinin belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığını, İdare olarak birçok hizmette taşeron firmalar ile alt işveren ilişkisi kurulduğunu, yapılan alt işveren ilişkisinin kanunen geçerli olduğunu, davacının muvazaa iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alt işveren ile 5393 sayılı Kanun çerçevesinde kanuna uygun bir alt işveren asıl işveren ilişkisi kurulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2020 tarihli ve 2019/21 Esas, 2020/26 Karar sayılı kararıyla;
"...
davalı ... ile dava dışı ihale şirketleri arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik olduğu, davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı, ilişkinin muvazaaya dayandığı, davacının baştan itibaren davalı belediyenin işçisi sayılması gerektiği.." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.07.2021 tarihli ve 2020/1167 Esas, 2021/1423 Karar sayılı kararıyla tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/8755 Esas, 2021/13076 Karar sayılı ilâmı ile "...
Somut olayda, davacı işyerinde örgütlü ve yetkili olan ... Sendikası'na üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden sendika ile davalı ... arasında imzalanan Toplu ... Sözleşmesinden yararlandırılmadığını iddia etmiş, İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacı işçinin davalının taraf olduğu Toplu ... Sözleşmelerinin tamamından yararlanabileceği kabul edilmiş ise de davacının söz konusu Toplu ... Sözleşmelerinden yararlanması için sendikaya üye olması, üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gerektiği, davacının muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılmasının başkaca bir işleme gerek kalmaksızın davalı ...'nin tarafı olduğu Toplu ... Sözleşmelerinden yararlandırılmasına imkan vermeyeceği gözetilmeksizin dava konusu alacaklara hükmedilmesi isabetli olmadığından tüm dosya kapsamı ile 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesi değerlendirilmek suretiyle davacının üyeliğinin hangi tarihte davalı ...'ye bildirildiği ve Toplu ... Sözleşmelerinden hangi tarih itibarı ile faydalanabileceği belirlenmeli sonucuna göre Toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret talepleri ile ilgili bir karar vermek gerekirken açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,
"...
Müzekkerelere verilen cevaplarda, ... Sendikası tarafından davacının sendika üyelik kayıt fişinin dosyaya gönderildiği ve davacının 12.11.2013 tarihinde sendikaya üye olduğu anlaşılmıştır. Bu doğrultuda dosya kapsamı incelendiğinde, davacının ilk sözleşme yenileme tarihi olan 28.02.2014 yürürlük başlangıç tarihli ...'den faydalanması gerektiği, dosyaya sunulan kök raporda hesaplamaların Ekim 2014 tarihinden itibaren yapıldığı, dolayısıyla bu doğrultuda hesaplamalarda herhangi bir değişiklik gerekmediği anlaşılmıştır.
Ayrıca Tekden Grup Taah. A.Ş. tarafından yazılan müzekkereye verilen cevapta, davacının sendika üyelik bildiriminin 12.11.2013 tarihinde yapıldığının bildirildiği görülmekle, bu doğrultuda da davacının sendikaya üyelik tarihinden itibaren ...'den faydalanması gerektiği tespit edilmiş, bu sebeple hesaplamalarda herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonucu; gelen yazı cevapları, 15.04.2022 havale tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, talep edilen tüm alacak kalemleri yönünden mahkememiz kararı olan 12.02.2020 tarih, 2019/21 Esas, 2020/26 Karar sayılı kararımızdaki gerekçenin aynen tekrarı ile aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, verilen kararın usule aykırı olduğunu, davacının üyeliğinin hangi tarihte davalı Belediyeye bildirildiği hususunun araştırılmadığını, davacının en başından itibaren sendikalı olduğu kabulü ile karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve bu bağlamda işçilik alacaklarının davalıdan tahsilinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun ve 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmelerinden hangi tarihten itibaren yararlanması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gereklidir.
3. Dairemizin yukarıda belirtilen 28.09.2021 tarihli bozma ilâmında, davalı Belediyenin asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu ... sözleşmesinin tamamından faydalanması için ... başına yeterli bir kriter olmadığı açıklandıktan sonra davacının üyeliğinin hangi tarihte davalıya bildirildiğinin tespitiyle ilgili bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi için Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozma ilâmına uyan Mahkemece 12.11.2013 tarihinde sendika üyesi olan davacının üyeliğinin bildirilip bildirilmediği davalı Belediyeye sorulmuş; davalı Belediyenin 02.12.2021 tarihli cevabi yazısında özetle davacının sendika üyeliğinin Belediyeye bildirilmediği ifade edilmiştir. Buna rağmen davacının sendika üyeliğinin dava dışı alt işveren Şirkete bildirildiği dönem itibarıyla Ekim 2014 tarihinden Şubat 2016 tarihine kadar davalı Belediyeye ait işyerinde geçerli toplu ... sözleşmelerine göre hesaplanma yapılması ve bu hesaplama doğrultusunda alacakların kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
5. Davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden faydalanması, ancak davacının üyeliğinin bu işverene bildirimi ile mümkün olup emsal işçinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenen dosyasında da (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.03.2022 tarihli ve 2021/(22)9-310 Esas, 2022/331 Karar sayılı kararı) davacının üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmemesinin Belediyenin muvazaalı işleminden kaynaklandığı, davalının bildirim yapılmasını engellediği, bu durumda kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği, davacının sendika üyeliğinin bildirilmesi şartı aranmaksızın toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanabileceği şeklindeki görüş Yargıtay Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca benimsenmeyerek direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden bozulmasına hükmedilmiştir.
6. Yukarıda açıklanan ve Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmının (2) numaralı bendinde davacının davalı işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmesi için üyeliğin davalı Belediyeye bildirilmesi gerektiği açıklanmış olup yapılan araştırmada davacının sendika üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bu hâlde uyulan bozma ilâmının gereği olarak davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağı değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken davacının sendika üyeliğinden sonra imzalanan toplu ... sözleşmesinden yararlanacağının kabulü hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.