Logo

9. Hukuk Dairesi2022/14302 E. 2022/15463 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı kurumda ne kadar süreyle çalıştığı ve bu çalışmaya bağlı olarak kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalıştığı dönemlere ilişkin hizmet alım sözleşmelerinin ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının birlikte değerlendirilerek hizmet süresinin tespiti ve buna göre alacakların hesaplanması gerektiği, ayrıca bozma kararında davalı yararına kazanılmış hak doğduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 04.10.1999 tarihinden ... sözleşmesinin feshedildiği tarih olan ....07.2011 tarihine kadar nakit şartlı transfer biriminde çalıştığını, ücretini Sosyal Yardımlaşma Vakfından yardım adı altında aldığını, 2004 yılında davalı Kurum ile altı aylık bir sözleşme imzaladığını, bu altı aylık sözleşmenin bitiminden sonra da davacının davalıya ait işyerinde çalışmaya devam ettiğini ve ücretini aynı şekilde yardım adı altında aldığını, davacının yardım adı altında 2008 yılına kadar çalışmaya devam ettiğini, 2008-2009 yılları arasında davalı Kurumun davacıyı müteahhit elemanı olarak gösterdiğini, 2009 yılından sonra da yardım adı altında ücret alarak davalı Kurumda çalışmaya devam ettiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret farkı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurumun 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun çerçevesinde fakru zaruret içinde olan ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlara yardım etmek amacı ile kurulduğunu, davacı ile 15.07.2010 tarihinden 15.04.2011 tarihine kadar belirli süreli sözleşme yapılarak her ... 599,12 TL ... ücret ödendiğini, 21.04.2011-....07.2011 tarihleri arasında 78 günlük belirli süreli ... sözleşmesi ile asgari ücret ödenmek sureti ile çalıştığını ve 2004 yılında altı ... süreli sözleşme ile ücret karşılığı çalıştığını, davacının doğum öncesi ve sonrası almış olduğu raporlarının işlendiğini, sözleşmenin 15.04.2011 tarihinde hiçbir bildirimde bulunmaksızın sona erdiğini, belirli süreli ... sözleşmelerinde kıdem ve ihbar tazminatının ödenemeyeceğini, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil çalışmasının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti

Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci

Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.01.2019 tarihli ilâmı ile davacının hizmet süresine yönelik araştırmanın yetersiz olduğu ve fazla çalışma alacağının da haftada dört saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanması gerektiği yönündeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz

Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan ... ifade etmektedir.

Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).

Somut olayda; davalı temyizi üzerine Dairemizin, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kapsamına göre davacının 20.05.2004-....07.2011 tarihleri arasında çalıştığı işyerlerinin, davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin araştırılması ile bu işyerlerinin davalı işyeri ile asıl işveren alt işveren ilişkisi hususlarının, çalışmış olduğu tüm işyerlerine ait işe giriş ile çıkış bildirgeleri de nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi; öte yandan davacının ayrıca hafta tatili alacağı talebi bulunduğundan haftanın altı günü üzerinden fazla çalışmanın hesaplanması gerektiği, buna göre tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davacı tanığının belirttiği çalışma saatleri dikkate alındığında davacının haftalık ortalama dört saat fazla çalışma yaptığının kabulü gerektiği belirtilmiştir.

Bozma öncesi öncesi Mahkemece yıllık izin alacağının ... 878,40 TL, hafta tatili alacağının ... 1.271,27 TL olarak hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Davalı temyizi üzerine verilen bozma kararı üzerine Mahkemece yıllık izin alacağı ... 3.670,... TL, hafta tatili alacağının 1.592,13 TL olarak hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca uyulmasına karar verilen bozma ilâmı ile davalı taraf yararına ... usuli kazanılmış hak dikkate alınmaksızın yıllık izin ve hafta tatili alacaklarının bozmadan önceki miktarlardan fazla miktarlarda hüküm altına alınması hatalı olup yeniden bozmayı gerektirmiştir.

3. Taraflar arasında davacının davalı işyerindeki hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

... hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında ... görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.

İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.

Somut olayda, Dairemizin hizmet süresi bakımından araştırmaya yönelik bozma kararı sonrasında Mahkemece davacının sigortalı hizmet cetvelinde çalıştığı şirketlerin davalı Vakıf ile hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı noktasında araştırma yapılmıştır. Davacının 16.02.2008-31.12.2009 tarihleri arasında çalıştığı şirket ile davalı Vakıf arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu, diğer şirketler bakımından böyle bir tespitin yapılamadığı anlaşılmaktadır. Davacının sigortalı hizmet cetvelinden davalı işyerinde 20.05.2004-20.11.2004, 16.02.2008-30.12.2009 tarihleri arasında hizmet alımı kapsamında alt işveren şirkette ve 15.07.2010-....07.2011 tarihleri arasında da davalı Vakıfta çalıştığı görülmekle davacının belirtilen bu dönemler dışında çalıştığı şirketlerin davalı Vakıfla aralarında hizmet alım sözleşmesi kapsamında bir ilişki bulunmaması, ayrıca davacı tanıkları ile bordro tanıklarının beyanları ile de bu dönemlerde davalı Vakıfta çalıştığının ispat edilememesine göre Kurum kayıtlarına göre hizmet süresinin belirlenmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca davacının davalı Vakıfta 20.05.2004-20.11.2004. 16.02.2008-30.12.2009 ve 15.07.2010-....07.2011 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek dava konusu alacak taleplerinin değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup bu nedenlede kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.