"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.09.1991-11.10.2000 döneminde alt işveren işçisi olarak, 11.10.2000-09.....2021 tarihleri arasında ise kadrolu işçi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığını, davalının kadrolu işçisi statüsünde çalıştığı döneme ilişkin alacaklarının ödendiğini, ancak müvekiline yapılan ödemelerin eksik olduğunu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının hesaplanmasında müvekkilinin alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemin de dikkate alınması gerektiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili bünyesinde çalışmaya başlamadan önce alt işveren firmadan istifa ederek ayrıldığını, istifa nedeniyle davacının alt işveren firmada dahi doğmamış bir hakkının müvekili Şirketten bunca yıl sonra talep edilemeyeceğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2021/124 Esas, 2021/331 Karar sayılı kararı ile davacının son alt işveren ... adlı işyerinden ayrıldıktan bir gün sonra 11.10.2000 tarihinde davalı asıl işverenin işçisi olarak çalışmaya devam ettiği, davacının asıl işveren işçisi olarak çalışmaya başlamasıyla davacının istifa dilekçesi ile işinden değil işvereninden ayrıldığının kabulü gerektiği, davacının taraf beyanlarında geçen istifasını verirken maddi anlamda olmasa bile manevi olarak zorlandığı için istifa dilekçesinin gerçek istifa iradesini yansıtmadığı, davacının istifa ile işinden ayrılmayıp aynı işi bu kez asıl işveren işçisi olarak yapmaya devam ettiği, bu durumun son alt işverenle asıl işveren ve işçi arasında ... sözleşmesinin devrine dair anlaşma sayılarak davacı tarafından verildiği beyan edilen istifa dilekçesinin geçerli sayılmadığı, yıllık izin alacağının fesihle muaccel hâle geleceği, işyeri devri hâlinde ortada fesih olmayacağından yıllık izin alacağı da talep edilemeyeceği, davacının yıllık izin ücreti alacağının ... sözleşmesinin feshinde 4857 sayılı ... Kanunu'ndan (4857 sayılı Kanun) lehe hükümler içeren toplu ... sözleşmesi ve aylık ücretli personel yönetmeliği çerçevesinde oluşan işveren uygulamasına göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 08.04.2022 tarihli, 2021/2628 Esas, 2022/753 Karar sayılı kararı ile davacının istifa dilekçesi vermesine rağmen işinden ayrılmayıp ertesi gün asıl işveren işçisi olarak aynı işini aynı yerde yapmaya devam ettiği, bu durumun ... sözleşmesinin devrine ilişkin irade uyuşması olarak kabul edilmesi gerektiği, mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında işçinin aynı işverene bağlı olarak çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğinin hükme bağlandığını, bu durumda davacının kıdeminin, alt işverenlere bağlı olarak gerçekleşen çalışma süresi de dâhil edilerek belirlenmesi ve bakiye alacakların kabulüne karar verilmesinin kanuna uygun olduğu, davacının tüm çalışmasının kesintisiz olarak davalı işveren nezdinde geçtiğinin kabul edilmesi nedeniyle kıdem ve yıllık izin alacağı hesabına esas ücretin, davacının davalı işverenden fesih tarihi itibarıyla almış olduğu son ücret olması gerektiği, yıllık izin ücretlerinin, işçinin aylık ücretinin 26 güne bölünmesi ile bulunan bir günlük ücret miktarı üzerinden ödenmesi yönünde işyeri uygulaması bulunduğu, emsal nitelikteki dosya içerikleri ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin emsal 2017/32559 Esas, 2019/13050 Karar sayılı ilâmlarından anlaşıldığı, dava dilekçesindeki anlatım ve talep dikkate alındığında yıllık izin ücreti alacağı yönünden davacı tarafın kendisini sadece alt işverenlerde geçen çalışma süresi ile sınırlandırmadığı, tüm çalışma süresi üzerinden yıllık izin ücreti alacağının ödenmesini talep ettiğinin anlaşıldığı, yıllık izin alacağı talebi bakımından ... miktar üzerinden talepte bulunmadığı, yıllık izin ücreti alacağının brüt olarak hüküm altına alınmasını talep ettiği, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğramadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.....2022 tarihli ve 2022/5888 Esas, 2022/8006 Karar sayılı ilâmı ile davalının diğer temyiz nedenlerinin reddine karar verilerek davacının ....10.1992-10.10.2000 tarihleri arasındaki 7 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığının kabulünün hayatın olağan akışına ters olduğu, Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereği davacının somutlaştırma yükü, aynı Kanun'un 31 inci maddesi gereği hâkimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak 7 yıllık dönemde izin kullanıp kullanmadığı hususunda davacı asılın beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre yıllık izin ücreti alacağı istemi hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının alt işveren firmalarda geçen tüm çalışma süresi kıdemine eklenerek ve kıdemi birleştirilerek önceki döneme ilişkin kıdem tazminatı talebinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davacının müvekkiline ait işyerinde işe başlamak için alt işveren firmadan istifa suretiyle ayrılmayı seçtiğini, istifa dilekçesindeki gerçek iradesinin müvekkili Şirketin personeli olmak yönünde olduğunun açık olduğunu, müvekkili ile diğer şirketler arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi anlamında kanuna uygun tipik birer asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, kararda bahsedilen toplu ... sözleşmesinin 40 ıncı maddesinin başlığının "işe giriş ücreti" olduğunu ve bu maddenin sendika üyesi işçiler için geçerli olup o tarihte sendika üyesi olmayan işçinin bu hükümden dolayı bir hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili Şirketin alt işveren işçilerini kendi kadrosuna almayı taahhüt etmesi şeklinde bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili Şirketin alt işverene verdiği işi tasfiye edip bu işi kendi personeli ile yapmasını engelleyecek kanuni bir düzenleme bulunmadığını, sorumlu olduğu varsayıldığında dahi Şirketin, davacının kendi işyerinde çalıştığı dönemdeki ücreti üzerinden değil alt işverende çalıştığı dönemdeki ücretinden yani alt işveren tarafından davacıya ödenen ücret üzerinden sorumlu olacağını, alacak kalemlerinin ... olarak hesaplanması gerektiğini, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda yıllık ücretli izin ödemelerinde kullanılacak günlük ücret hesaplamasının hatalı olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 53 ila 59 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.