Logo

9. Hukuk Dairesi2022/15035 E. 2022/15282 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalışma arkadaşlarına karşı uygunsuz üslup kullanması ve çalışma huzurunu bozması nedeniyle işverenin fesih kararının geçerli nedene dayandığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.09.2018 tarihli ve 2018/7991 Esas, 2018/15185 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından ... başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2018/33173 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 04.09.2018 tarihli ve 2018/7991 Esas, 2018/15185 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın 07.08.2015- 07.09.2016 tarihleri arasında güvenlik şefi olarak çalıştığını, ... sözleşmesine geçerli bir sebep olmaksızın son verildiğini, fesih bildiriminin açık ve kesin olmadığını ve gerçek anlamda bir savunmasının alınmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesinin, davacının diğer çalışanlara şirket ve genel nezaket kurallarına aykırı bir üslup kullanması, bazı çalışanların istifa etmesine sebebiyet vermesi ve çalışma huzurunu bozucu davranışları sebebiyle geçerli nedenle sonlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde güvenlik şefi olarak çalıştığı, kendisine bağlı çalışan güvenlik görevlilerine karşı konuşmalarının aşağılayıcı ve baskıcı bir üslupla olduğu, kadın güvenlik görevlilerine "tatlım, canım, cicim" şeklinde hitap ettiği, kendisini bu üslubu nedeniyle tersleyen çalışanlara daha fazla baskı yaptığı, davalı tarafça sunulan işyeri sicil dosyası içindeki dilekçelerden de anlaşılacağı üzere birçok çalışanın davacı ile ilgili olarak Şirket yönetimine şikâyette bulunduğu veya işten ayrıldığı, davacının bu tutum ve davranışlarının işyerindeki çalışma barışını olumsuz etkilediği, dinlenen davacı tanıklarının amir pozisyonunda farklı vardiya ve birimde çalışan kişiler olduğu, bu sebeple beyanlarına itibar edilmediği, davalı işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının kendisine bağlı çalışanlara karşı görevlerini hatırlatmak dışında hiçbir emrinin veya isteğinin söz konusu olmadığını, hakaret veya aşağılayıcı beyanının olmadığını, dinlenen davalı tanıklarına ısrarla sorulmasına rağmen tanıkların aşağılayıcı beyana örnek dahi veremediklerini, davacının davalı işyerinde güvenlik amiri olduğunu, otelin güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu, davacının görevi gereği kendisine bağlı çalışanlara yalnızca güvenliğin temini amacıyla emir ve talimat verme yetkisine sahip olduğunu ve hiçbir şahsi emri veya isteğinin söz konusu olmadığını, dinlenen tanıkların da bu hususu doğruladığını, daha önce davacı hakkında hiçbir disiplin işlemi yapılmadığını, şikâyetlerin kurgusal ve davacının ... sözleşmesinin sonlandırılmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuş olduğunu, bir an için iddialar gerçek olsa dahi ... sözleşmesinin sona erdirilmesinin ölçülülük ilkesine ve feshin son çare olması ilkesine aykırı olduğunu, fesih bildiriminin ve alınan savunmanın usulüne uygun olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fesih bildiriminin ve alınan savunmanın usulüne uygun olduğu, dosya kapsamında dinlenen tanık anlatımları, özellikle davacı tanıklarından B.Y.nin beyanları, dosyaya sunulan işyerinde özel güvenlik görevlilerine ait dilekçe içerikleri birlikte değerlendirildiğinde feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin yanı sıra davalı tanıklarının beyanlarının iftiradan ibaret olduğunu, davacının görevini yapması sebebiyle duyulan rahatsızlıktan kaynaklı olarak bu beyanlara itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesinin de feshe konu eylemlerin aslında yaşanmadığını gösterdiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Yargıtay Kararı

Dairemizin 04.09.2018 tarihli ve 2018/7991 Esas, 2018/15185 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 26.04.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davacı vekiline 09.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği; ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 19.07.2018 tarihinde karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

D. ... Başvuru

Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunmuştur.

E. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 2018/33173 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararında, mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği; başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Dairemiz kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; feshin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Dairemizin 04.09.2018 tarihli ve 2018/7991 Esas, 2018/15185 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

28.11.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.