"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1786 E., 2022/1297 K.
İHBAR OLUNAN : Genel - ... Sendikası vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 07.09.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. ... Mahkemesi
SAYISI : 2020/77 E., 2022/204 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... (... Büyükşehir İmar AŞ) vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bir belediye şirketi olduğunu, işçilerin çoğunluğunun Genel-... Sendikası üyesi olduğunu, davalı Bakanlık tarafından tamamı 20 sıra numaralı genel işler işkolunda yer alan şirket bünyesinde yer alan iki farklı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) numaralı işyerinin ayrılarak savunma ve güvenlik işkolunda yer alan Güvenlik-Sen Sendikası lehine dava konusu yetki tespitinin yapıldığını, ayrı SGK numarası olmasının bunların hukuken ve fiilen ayrı işyerleri oldukları anlamına da gelmediğini, Şirketin ... Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, İşkolları Yönetmeliği'nde "Genel İşler” tanımının 1. sırasında “Belediye Hizmetleri” ibaresinin kodsuz olarak yer aldığını, hiçbir istisna konulmaksızın ve ... koduna bakılmaksızın genel olarak tüm belediye hizmetlerinin genel işler işkolunda sayıldığını, belediyelerin mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması amacıyla kurulan kamu tüzel kişileri olduğunu, müşterek mahalli belediye hizmetlerini yerine getiren bir belediye şirketinin güvenlik gereksiniminin belediye şirketi bünyesinde yerine getirilmesinin doğal olduğunu, Şirkette toplam 1.179 işçi çalıştığını, 505 işçinin güvenlik hizmetini yerine getirdiğini, toplam işçi sayısına göre daha az sayıdaki işçinin güvenlik hizmetini yerine getirdiğini, işçilerin tamamının şirketin işçisi olduğunu, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümleri gereğince belediyelerin personel ihtiyacını kendi bünyelerinde ya da kendilerine bağlı belediye şirketleri ile karşılamak zorunda olduğunu, belediye şirketlerinin belediye hizmetleri dışında bir ... yapmasının mümkün olmadığını, belediye şirketlerinin genel işler işkolu dışındaki işkolları ile irtibatlandırılmasının kanuna aykırı olduğunu, 696 sayılı KHK ile belediye şirketleri de dâhil bazı kurumlara geçişleri sağlanan işçilerin geçiş süreci tamamlandıktan sonra 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 4 üncü maddesine uygun şekilde SGK'ya bildirileceğinin hükme bağlandığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinin uygulanma süresinin 30.....2020 tarihinde sona ermesiyle birlikte 696 sayılı KHK'nın yukarıda anılan hükümlerine göre yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçilerin 6356 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine uygun şekilde SGK'ya bildirilmesi gerektiği hususunun olası hak kayıpları ile kamu zararının oluşmasını önlemek amacıyla ilgili makamlara ivedilikle bildirilmesinin talep edildiğini, şirket nezdindeki özel güvenlik personelinin davalı Bakanlığın görüşleri ve 6356 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca 81.10 sayılı ... kodu kapsamında geçişlerinin yapıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı ... Bakanlığının 19.08.2020 tarihli ve 1800295 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit yazısını tebliğ alan davacı tarafın yetki tespit yazısına karşı itiraz dilekçesini süresinde sunup sunmadığının tetkiki ile süresinde sunulmadığının tespiti hâlinde davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından SGK'ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Genel Müdürlükte kurulu Sendika Yetki Sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, yetki tespit işleminde belirtilen çalışan ve sendikalı işçi sayısı belirlenirken sendikanın yetki tespit başvurusu esas alınarak SGK üzerinden Bakanlık kayıtlarına alındığı gün gelen veriler doğrultusunda oluşturulduğunu, davacı işverene ait yetki tespitine konu işyerlerinin SGK üzerinden gelen veriler doğrultusunda savunma ve güvenlik işkolunda faaliyette bulunduğunun görüldüğünü, Bakanlığa işkolu tespiti konusunda başvuru yapılması hâlinde işyerinin girdiği işkolu konusunda tespit yapılarak Resmî Gazete'de yayımlandığını, işkolu tespiti konusunda herhangi bir başvuru yapılmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Özel Güvenlik İşçileri Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını, davacı Şirketin, davalı Sendikanın yetkisine yönelik itirazda bulunmaktan çok, başka bir sendikanın (Genel-... Sendikası) yetkili olduğuna vurgu yaptığını, davacı işyerinde Güvenlik-Sen Sendikasının örgütlü olmasının davacı Şirketin hangi hukuki yararını zedelediği ya da Genel-... Sendikasının örgütlü olmasının davacıya hangi hukuki yararı sağladığının açıklanmaya muhtaç olduğunu, davacı Şirketin iki sendikadan birini neden tercih ettiğini hukuki yararı bağlamında gerekçelendirmek durumunda olduğunu, sendikanın yetkilendirilmesinde herhangi bir kanuni düzenlemeye aykırılık bulunmadığını, davacı Şirketin unvanı gözetildiğinde özel güvenlik işi yaptığını, işyeri sicil numarasının 1159187.033 olarak sisteme kaydedildiğini, işyerinin ayrı bir işyeri olup özel güvenlik işi yürütüldüğünü, davacı işverenlikçe özel güvenlik unvanı altında ... Büyükşehir Belediyesine ait birim ve işyerlerinde özel güvenlik görevlilerince güvenlik hizmetinin sağlandığını, dolayısıyla söz konusu işyerinde yürütülen faaliyetlerin 6356 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre çıkarılan İşkolları Yönetmeliği'ne ekli listede 80.10 sınıf kodu ile ifade edilen “Özel güvenlik faaliyetleri” tanımına uygun olduğunu, söz konusu işyerinde güvenlik faaliyetinin yine aynı Yönetmelik'in eki listede 19 sıra numaralı savunma ve güvenlik işkoluna girdiğini, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 16 ncı, 17 nci ve 18 inci maddeleri gereğince özel güvenlik görevlilerinin diğer işçilerden ayrı bir hukuka tâbi olduğunun vurgulandığını, davacı Şirketin özel güvenlik hizmeti veren nitelikte olduğunu, davacının iddia ettiği hâliyle özel güvenlik işinin genel işler işkoluna girmeyeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Şirket ile dava dışı ... Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin özel güvenlik hizmet alımı işine ait olduğu, işin yapılacağı yerin ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı hizmet alanları olmasına göre yapılan işin belediye hizmeti olmayıp güvenlik hizmeti olduğu, davalı Bakanlık tarafından yetki tespiti yapılan diğer davalı ...-Sen Sendikası savunma ve güvenlik işkolunda faaliyet gösterdiğinden, Sendikanın, işçilerin faaliyet gösterdiği işkolunda örgütlü olduğu, aynı dönem için farklı iki yetki tespiti yapılmadığı, İşkolları Yönetmeliği'ne ekli cetvele göre 19 sıra numaralı işkolunun savunma ve güvenlik işkolu olduğu, işyerlerinin işverenler tarafından SGK'ya tescil ettirildiği ve işçi bildiriminde bulunulduğu, davalı Bakanlığın da başvuru tarihinde işverenler tarafından SGK'ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerini esas aldığı, davalı Bakanlık tarafından yapılan tespitin iptalini gerektiren bir yön bulunmadığı, yetki tespiti kararının 6356 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, gerekçeli kararda genel işler işkolunda özel güvenlik hizmeti bulunmadığının belirtildiğini ancak İşkolları Yönetmeliği'nde "Genel İşler" tanımının birinci sırasında "Belediye Hizmetleri" ibaresinin kodsuz olarak yer aldığını, davacının bir belediye şirketi olduğunu, işçilerin çoğunluğunun üyeliğine sahip sendikanın Genel-... Sendikası olduğunu, davacı Şirketin mevzuat gereğince belediye hizmetlerini yerine getiren bir belediye şirketi olduğunu, ... Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, belediye şirketlerinin belediye hizmetleri dışında bir ... yapmasının ilgili mevzuat gereğince mümkün olmadığını, açık kanun hükmüne dayalı olarak belediye şirketlerinin genel işler işkolu dışındaki işkolları ile irtibatlandırılmasının kanuna aykırı olduğunu, davacı Şirketin özel güvenlik konusundaki faaliyetinin tamamen davacı Şirketin de ait olduğu ... Büyükşehir Belediyesi ile arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında ve kamu hizmeti bağlamındaki görev alanlarında fiilen çalışma şeklinde olduğunu, davacı Şirkette toplam 1.179 işçi çalıştığını, 505 işçinin güvenlik hizmetini yerine getirdiğini, toplam işçi sayısına göre daha az sayıdaki işçinin güvenlik hizmetini yerine getirdiğini, bu işçilerin tamamının davacı Şirket işçisi olduğunu, dava konusu tespitte ise yalnızca güvenlik hizmeti veren işçilerin sendika üyelerine oranlamasının dikkate alındığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işverenin temel itirazının, tespit konusu işyerlerinin lehine olumlu tespit kararı verilen işçi sendikasının faaliyet gösterdiği işkolundan farklı işkolunda yer aldığına ilişkin olduğu, 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında “Yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.” düzenlemesi, hükmün madde gerekçesinde de “... İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususlarının yer aldığı, açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre eldeki davada işkolu itirazının mevcut uyuşmazlık bakımından dikkate alınamayacağı ve bu itibarla Bakanlık yetki tespitinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 696 sayılı KHK ile ihdas edilen alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişine dair düzenlemeler ile bu konuya ilişkin esaslar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.03.2022 tarihli ve 2022/3175 Esas, 2022/3900 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
“...24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 24 üncü madde gereğince “İl özel idareleri ve belediyeler ile bağlı kuruluşlarında ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinde, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketlerde 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olan” alt işveren işçilerinden aynı maddede sayılan şartları sağlayanların, 696 sayılı KHK’nın 126 ncı maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen ek 20 nci maddesi kapsamındaki şirketler nezdinde sürekli işçi kadrolarında istihdamına dair düzenlemeler sevk edilmiştir.
696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 24 üncü maddenin dördüncü fıkrasına göre ise “Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu ... sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden; geçişten önce toplu ... sözleşmesi bulunmadığından işçi statüsüne geçirildiği tarihte yürürlükte olan ... ... sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu ... sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki şirketlerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitiminden önce toplu ... sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki şirketlerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.”
Yine 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddeye göre de;
“(1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idareler ile birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden; geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanları o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.
(2) Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.
(3) Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.
(4) Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun bu maddeye aykırı diğer hükümleri uygulanmaz.”
İfade etmek gerekir ki, 696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen 127 nci maddesi ile 113 üncü maddesi, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 7079 sayılı Kanun’un 118 inci ve 106 ncı maddeleri ile aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.
696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen hükümlerine göre, alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi hususunda, asıl işveren ile aynı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri ile farklı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri arasında bir takım farklı uygulamalar öngörülmüştür.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, alt işveren ile asıl işverenin farklı işkolunda yer alması durumunda, bu işçiler yönünden asıl işverence, alt işverenin yer aldığı işkolunda yer alan yeni bir işyeri tescil ettirilecek ve farklı işkolunda yer alan alt işveren işçileri, bu yeni tescil edilecek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Nitekim bu husus 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddenin birinci fıkrasında “geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile ... farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.” şeklinde ifade edilmiştir. Hükümden açık olarak anlaşılacağı üzere bu ilk ihtimalde farklı işkolunda tescil edilen yeni bir işyeri söz konusudur.
Bununla birlikte asıl işveren ile alt işveren aynı işkolunda yer almakta ise, sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçileri mevcut asıl işveren işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Bu ikinci ihtimalde, yeni tescil edilen herhangi bir işyeri söz konusu değildir.
Bu düzenlemelere göre, ilk olarak asıl işverenin mevcut işyeri, ikinci olarak asıl işverence alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek yeni işyerleri söz konusu olacaktır. 6356 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.” Maddeye göre mevcut işyeri ile alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek yeni işyerlerinin bağımsız birer işyeri sayılacağı ifade edilmiştir.
Kanun koyucu bu düzenlemeler yoluyla bir geçiş dönemi öngörmüştür. Bu dönemin son bulacağı tarih ise 6356 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilmiştir. Hükme göre “Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.”
Belirtmek gerekir ki “Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin” son bulacağı tarih 30/.../2020 tarihidir. Bu tarih itibariyle farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler de, asıl işverenin mevcut işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir.
Bu noktada 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 24 üncü maddenin dördüncü fıkrasının son cümlesinde kanun koyucu tarafından yetki başvurusuna dair yapılan özel düzenlemeye dikkat çekmek zaruridir. Hükme göre “Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.”
Kanun koyucu söz konusu düzenleme ile açık bir şekilde mevcut işyeri bakımından 6356 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabileceğini ortaya koymuştur.
Kanun koyucunun istisnai düzenleme sevk ettiği husus, farklı işkolundan yeni tescil edilen işyerleri bakımından yetki başvurusunun yapılması durumudur. Maddeye göre yeni tescil edilen işyerlerinde 30/.../2020 tarihinden önce yetki başvurusu yapılamayacaktır. Zaten bu tarih itibariyle bu işçiler de mevcut işyerinden bildirilecektir...”
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta, ... tarafından 13.07.2020 başvuru tarihi itibarıyla işveren ... Büyükşehir İmar AŞ’ye ait tespit konusu işyerinde toplam 508 işçi çalıştığı ve davalı Sendikanın 390 üyesi bulunduğu gerekçesiyle toplu ... sözleşmesi yapabilmek için davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığına dair 19.08.2020 tarihli ve 1800295 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
2. Dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere göre tespit konusu işyerinin 696 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önce alt işveren işyeri olduğu, alt işveren işyerinin asıl işveren işyerine göre farklı işkolunda kayıtlı olduğu, söz konusu KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçişi yapılan uyuşmazlık konusu alt işveren işyerinde çalışan işçilerin farklı işkolu olarak savunma ve güvenlik işkolunda yeni tescil edilen işyerinde çalışmaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
3. Buna göre 696 sayılı KHK ile öngörülen ve 30.....2020 tarihine kadar devam eden geçiş sürecinde tespit konusu işyeri yetki başvuru yasağı kapsamında yer almakla birlikte, 30.....2020 tarihi itibarıyla farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerinde çalışan işçiler de mevcut işyerlerinin kapsamına gireceklerdir. Bu anlamda olmak üzere esasen başlangıçtan itibaren asıl işverenin kayıtlı olduğu işkoluna dâhil mevcut işyerlerinden bildirilmesi gereken ancak istisnai düzenleme sebebiyle geçişten önceki farklı işkolunda yeni tescil edilen işyeri, kendiliğinden asıl işverenin kayıtlı olduğu işkoluna dâhil kabul edilecektir.
4. Nitekim 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi gereğince ilke olarak bir işyerinin tamamı aynı işkolunda yer alır ve yine aynı Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de asıl işin girdiği işkolundan sayılır.
5. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre asıl işveren ... Büyükşehir İmar AŞ, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 26 ncı maddesi kapsamında bir belediye şirketi olduğundan ve genel işler işkolunda yer aldığından, tespit konusu işyerinin de yetki başvuru tarihi itibarıyla genel işler işkolunda yer aldığının kabulü gerekmektedir. Bu itibarla tespit konusu işyeri ile aynı işkolunda yer almayan davalı Sendikaya toplu ... sözleşmesi yapabilme yetkisi verilemeyeceğinden, dava konusu olumlu yetki tespit kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
6. Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VII. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
1. Davanın KABULÜ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 19.08.2020 tarihli ve 1800295 sayılı yetki tespiti kararının İPTALİNE,
2. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 125,50 TL harcın davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ...-Sen Sendikasından alınarak Hazineye gelir kaydına,
3. Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL peşin harcın davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ...-Sen Sendikasından alınarak davacıya verilmesine,
4. Davacının yatırdığı istinaf karar harcı 80,70 TL ve istinaf yoluna başvurma harcı 220,70 TL olmak üzere toplam 301,40 TL harcın davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ...-Sen Sendikasından alınarak davacıya verilmesine,
5. Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6. Davacı tarafından yapılan 2.254,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.