Logo

9. Hukuk Dairesi2022/15785 E. 2023/60 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediye ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, buna göre hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların doğru olup olmadığı ve alacakların eksik belirlenip belirlenmediği ve vekâlet ücretinin miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda davacının fazla mesai ve resmi tatil ücretleri hem puantaj kayıtlarına hem de tanık beyanlarına göre hesaplanmış olmasına rağmen, rapora sadece kayda dayalı hesaplama sonucu yazıldığı, tanık beyanına göre hesaplanan tutarların yazılmadığı, bu nedenle fazla mesai ve resmi tatil ücretlerinde her iki hesabın toplamının davacının ıslah dilekçesindeki talebiyle uyumlu olarak hüküm altına alınması gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3407 E., 2022/1800 K.

DAVA TARİHİ : ....11.2018

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/155 E., 2022/334 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair 17.12.2020 tarihli ve 2018/718 Esas, 2020/843 Karar sayılı kararı, davalı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2022 tarihli ve 2021/590 Esas, 2022/638 Karar sayılı kararı ile kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 68.585,22 TL olup dava tarihi itibarıyla ... sözleşmesinin sona ermiş olduğu da dikkate alınarak bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili özetle müvekkilinin 2005 yılı Haziran ayında Hisarcık Belediyesinde inşaat ustası olarak işe başladığını, bu Belediyenin 2007 yılında kapanarak davalı Belediyeye devredildiğini, ... sözleşmesinin 01.08.2018 tarihinde müvekkili tarafından emeklilik nedeniyle feshedildiğini, davalı işveren tarafından hak ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı farkı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, çocuk yardımı, yemek yardımı, eğitim yardımı, ek gıda yardımı, ilave tediye, sendikal ikramiye, giysi yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yol yardımı, ücret farkı, (kart38) bilet yardımı, pazar mesaisi, temizlik yardımı, bayram yardımı ve sorumluluk zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davacının müvekkili Belediye işçisi olmadığını, Belediyeden ihale alan şirketler bünyesinde çalıştığını, talep edilen alacaklardan çalışmış olduğu şirketlerin sorumlu olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Belediye ile dava dışı şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, bu ilişkinin muvazaaya dayanmadığı ve davacının alt işveren işçisi olduğu, dolayısıyla alt işverenler ile sendika arasında bağıtlanan toplu ... sözleşmesine tâbi olması gerektiği, davacının asgari ücretle çalıştığı, fark ücret, yol yardımı, sorumluluk zammı ve pazar çalışması alacaklarının reddi diğer taleplerin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili özetle davacının kadrolu işçilerin yararlandığı toplu ... sözleşmesine tâbi olması gerektiğini zira dava dışı alt işveren şirket ile davalı Belediye arasındaki ilişkide muvazaa bulunduğunu, davalı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili özetle davacı ihale alan alt işveren şirketler nezdinde çalıştığı için davalı Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, muvazaanın söz konusu olmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil alacaklarının ücret bordroları ile ödendiğini, davacının yıllık izin alacağının bulunmadığını, kıdem tazminatının eksiksiz ödeniğini, alacakların özellikle kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davadaki alacak taleplerinin tam ıslahının hukuka aykırı olduğunu, davacının dava öncesinde davalı Belediyeye alacak talebi ile başvurması gerektiğini, bakiye ücret alacağının bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının alt işveren işçisi olduğu, davalı Belediyenin asıl işveren olduğu, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkide muvazaa bulunmadığı bu nedenle davacının alacaklarının alt işveren toplu ... sözleşmelerine göre belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davanın alacak davası olması nedeniyle davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinde hata bulunmadığı, davacının muvazaa iddiasının Mahkeme tarafından kabul edilmediği, talep edilen alacakların dava dışı alt işveren şirketler ile imzalanan toplu ... sözleşmelerine göre belirlendiği, davanın kısmi dava olarak açıldığı ve işçilik alacaklarında ıslah imkânının bulunduğu, İlk Derece Mahkemesinin hüküm altına aldığı alacaklar için belirlediği faiz türünün yerinde olduğu, davacının Mahkemece isticvap edildiği, davacının dava öncesinde alacakları için Belediyeye müracaat etmesinin bir dava şartı olmadığı, Mahkemenin hükme esas aldığı ek bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, tanık beyanına dayalı alacaklar için indirimin uygulandığı, davacının kadroya geçen işçilerden olmayıp işbu davada 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (696 sayılı KHK) uygulamasının bulunmadığı, ıslaha karşı davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'inin ek bilirkişi raporu ile değerlendirildiği, bilirkişi raporunun ve İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin dosya kapsamı ve delillere uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili özetle hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, davalı Belediye ile dava dışı alt işveren şirketler arasında muvazaalı asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunu, ret vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını, ilave tediye alacağının kabulü gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Belediye ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, buna göre hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların doğru olup olmadığı ve alacakların eksik belirlenip belirlenmediği, vekâlet ücretinin miktarı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2, 41 ve 47 nci maddeleri, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; dosyada mübrez ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti talepleri puantaj kayıtlarına ve kayıt bulunmayan dönem yönünden ise tanık beyanlarına göre hesaplanmıştır. Bilirkişi tarafından bu şekilde hesap yapılmasına rağmen raporun sonuç kısmına sadece kayda dayalı hesaplama sonucu bulunan tutar yazılmış, tanık beyanına göre hesaplanan tutarlar yazılmamıştır. Fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarında hem puantaj kayıtlarına göre hem de tanık beyanlarına göre hesaplanan tutarların, davacının ıslah dilekçesi dikkate alınarak talebi doğrultusunda hüküm altına alınması için kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.