Logo

9. Hukuk Dairesi2022/16479 E. 2023/177 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı asıl işverenin işçisi olduğunun tespitini talep ettiği davada, Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilk derece mahkemesi kararını kaldırmadan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermesinin usulüne uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, 6100 sayılı HMK'nın 353. maddesine aykırı olarak, ilk derece mahkemesi kararını kaldırmadan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermesi usul hatası oluşturduğu gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2180 E., 2022/2225 K.

DAVA TARİHİ : 03.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi ile davanın usulden reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2021/303 E., 2022/224 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 28.11.2019 tarihli ve 2019/89 Esas, 2019/596 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2021 tarihli ve 2020/820 Esas, 2021/1258 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine ve davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalıya bağlı işyerinde alt işveren şirketler bünyesinde çalıştığını, davacının yapmış olduğu işlerin davalı Şirketin asıl işleri arasında yer aldığını, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, kesinleşen emsal yargı kararları da bulunduğunu ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı asıl işverenliğin işçisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, davacının ... Termik Santralinin özelleştirme tarihinden itibaren ... ... ... Elektrik Üretim AŞ’de aralıksız çalışmalarına devam ettiğini, kanundan doğan tüm işçilik haklarından devralan şirketin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

lk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı ... yerinde alt işveren bant yolları işçisi olarak çalıştığı, asıl işi elektrik üretimi olan davalı işyerinde, davacının yaptığı işin yardımcı ... niteliğinde olduğu, yapılan işin asıl ... niteliğinde olduğu kabul edilse dahi özel kanun hükmü gereği davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, yapılan sözleşme ile alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu ve davacı işçinin de bu ihale ile verilen ... kapsamında bant yolu işçisi olarak çalıştırıldığı, davalının alt işveren üzerindeki kanundan kaynaklanan denetim yükümlüğünün muvazaanın delili olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği, somut olayda davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddi yerine esastan reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında çalışma başvurusunda bulunacağını belirtmesinin de sonuca etkisi olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ve davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un "Kanun Yolları" başlıklı sekizinci kısmının istinafa ilişkin birinci bölümünde yer alan “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” kenar başlıklı 353 üncü maddesi şöyledir:

“(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;

a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:

1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.

2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.

3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması

4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.

5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması.

6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.

b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;

1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,

2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,

3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.”

2. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde; davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan reddine ilişkin Mahkeme kararının doğru olmadığı belirtilerek gerekçe değiştirilmiş olup İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esasına ilişkin olarak yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmadan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklandığı şekilde karar verilmiş ise de bu karar, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentlerine uygun değildir. Kanun'un ilgili hükmünde bölge adliye mahkemesinin verebileceği karar türleri açıklanmış olup bu hâller arasında ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırmadan, hükümde değişiklik veya düzeltme yapmak şeklinde bir seçenek yer almamaktadır. Bölge adliye mahkemesi, incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna vardığı takdirde başvurunun esastan reddine; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında ya da yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında karar verebilir.

3. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yasal düzenlemeye açıkça aykırı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının USULDEN BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.