"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1996 E., 2022/1776 K.
DAVA TARİHİ : 14.11.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/365 E., 2022/135 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.01.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekilleri Avukat Elif Uzun ve ... Şen ile davacı vekili Avukat Suat Çakan geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1998 yılından ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiği 22.07.2016 tarihine kadar davalı Şirkette önce sekreter daha sonra Şube müdürü olarak çalışma prensiplerine uygun bir şekilde çalıştığını, emir ve talimatlarla verilen performans hedeflerini gerçekleştirdiğini, davacının acente sorumluluğu taşıyacak derecede bağımsız bir tacirin çalışma şartlarını haiz olmadığını, yüklenici olarak işi üstlenme ve tamamlama konusunda mali güce de sahip olmadığını, tüm çalışma süresi boyunca davalının emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettiğini, davacıdan boş bir teminat senedi de alındığını, haftanın 6 günü 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürerek teminat senedinin iptali ile kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, yıllık izin, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin acentelik sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının işçi olmadığını bu sebeple görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin ... mahkemeleri olduğunu, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin muvazaalı olmadığını, teminat senedinin 28.03.2017 tarihinde davacının eşine tutanakla iade edildiğini, muvazaa kabul edilse dahi sözleşmenin tarafının kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceğini, davacıya yapılan hak ediş ödemelerinin davacının hesaplanacak alacaklarından takas mahsubunun gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 29.....2016 tarihli dilekçe içeriğinde davacının istifa ettiğine dair herhangi bir ibare yer almadığı, dilekçenin en başından beri muvazalı olarak kurulduğu belirli olan acentecilik sözleşmesi nedeni ile davacı üzerinde görülen ticari faaliyetlerin sona erdirilmesi isteğine ilişkin olduğu, davalı tarafından davacının ... sözleşmesinin tazminata hak kazanamayacak şekilde feshedildiğine dair somut bir delil olmadığı, davacı asılın 31.03.2022 tarihli duruşmadaki beyanları ile kıdemine göre toplam 288 gün yıllık izin hakkı bulunduğu, davalı tarafça toplam 288 gün iznin kullandırıldığına ya da ücretinin ödendiğine dair somut bir delil ibraz edilmediği, tanık beyanlarına göre davacının haftalık 21 saat fazla çalışma yaptığı ve davacının talebiyle bağlı kalınarak belirttiği ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ispatlandığı, davacıya yapılan hak ediş ödemelerinin mahsubu yönünden davalı tarafından sunulan çeklerin neye ilişkin olduklarına dair somut bir bilgi sunulmadığı, taraf tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacıya yapılan ödemelerin davacının ücretinin yanı sıra diğer personelin ücretleri ve işyeri ile ilgili diğer gider kalemlerini de içerdiği, dosyada 2013 yılından sonraki kayıtların bulunmadığı, ödeme detaylarına ilişkin döküm sunulmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; taraflar arasında acentelik sözleşmesi olduğunu, acentelik ilişkisinde muvazaa ya da irade fesadı bulunmadığını, davacının bağımsız olarak kendi işçilerini çalıştırdığını, davacının işçi olmadığını bu sebeple lehine işçilik alacakları hesaplanması ve hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili Şirket tarafından davacıya yapılan ödemelerin sabit olduğunu, takas ve mahsup taleplerinin incelenmemesinin hatalı olduğunu, müvekkili Şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmışsa da ilgili bankadan ödeme belgelerinin de istenilmesini talep ettiklerini, davacı ücretli işçi olduğunu iddia etse de acente olarak faaliyet gösterdiği dönemde sabit ücreti aşacak nitelikte ödemeler aldığını, sabit ücret dışında davacıya yapılan ödemelerin tespiti ile davacıya kalan meblağın net olarak görüleceğini, akabinde de takas def'i doğrultusunda bulunan miktarın mahsup edilmesi gerektiğini, davacının işçi olduğu varsayılsa dahi istifa ettiğini, kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini, Şube müdürü olduğunu ileri süren davacının fazla çalışma ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti talep edemeyeceğini, görev hususunda hatalı inceleme yapıldığını, gerçek dışı yıllık izin taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının davacı üzerinde denetim yetkisinin olduğu, işyerinde çalışanların işe alımları, çalışma koşulları ile özlük hakları konusunda yetkisinin bulunduğu, ofis malzemelerinin tamamının davalıya ait olduğu, sözleşme öncesi davacının işyerinde işçi sıfatıyla çalıştığı hususları dikkate alındığında; taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu, davalı tarafından ibraz edilen masraf formlarında müdür maaşı açıklamasıyla 2010 yılında 1.566,18 TL, 2011 yılında 1.882,88 TL tutarların belirtildiği, 2012 yılında müdür maaşı açıklamasının hak ediş desteği olarak değiştirildiği, 2012 yılında tutarın 2.090,00 TL, 2013 yılında 2.319,90 TL olduğu, bu kapsamda davacının ücretinin 2013 yılında net 2.319,90 TL olduğunun kabulü ile asgari ücretteki artış oranına göre davacının fesih tarihindeki ücretinin brüt 5.461,43 TL kabulünde isabetsizlik olmadığı, davacının ... sözleşmesinin tazminata hak kazanılamayacak şekilde feshedildiğinin davalı tarafından ispat edilemediğini, davalı işverenin işe giriş çıkış kayıtlarını sunmadığı bu nedenle tanık anlatımlarına göre davacının haftada 21 saat fazla çalışma ile 29 Ekim, 1 Ocak ve dinî bayramlar haricindeki diğer tüm ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını hususunu ispatladığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık ;davacı ile davalı Şirket arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı, bu bağlamda taraflar arasında geçerli bir acentelik sözleşmesi mi yoksa ... sözleşmesi mi olduğunun tespiti ile ... mahkemelerinin görevi, davalının dava dilekçesinde talep edilen alacaklardan sorumlu olup olmadığı, fesih, ücret, taleplerin ispatı ve hesabı, takas ve mahsup def'inin değerlendirilmesi noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2, 17,32, 41, 44, 47, 53 ve 63 üncü maddeleri.
3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 ve 139 uncu maddeleri.
4. 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'nun "Acentelik" başlıklı yedinci kısmının "A) Genel olarak, I - Tanımı" kenar başlıklı 102 nci maddesi şöyledir:
" (1) Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
(2) Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere ... Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır.
(3) Taşıma, deniz ticareti, sigorta, turizm gibi alanlara ilişkin özel düzenlemeler saklıdır."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4. Dosya içeriğine göre, davacının fazla çalışma alacağının tanık beyanlarına itibarla haftanın 6 günü 08.00-20.30 saatleri arası 1,5 saat ara dinlenme ile haftalık 21 saat fazla çalıştığı kabulü ile hesaplandığı anlaşılmaktadır.
5. Fazla çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından davacının fazla çalışmalarının tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik yok ise de davalı tanığı ile özellikle davacı tanığı M.K.'nın işyerindeki çalışmanın saat 08.30-19.00 saatleri arasında olduğuna dair beyanlarından; kabul edilenin aksine davacının tüm çalıştığı süre boyunca haftanın 6 günü 08.00-20.30 saatleri arası çalıştığı hususunun tam olarak ispatlanamadığı anlaşılmış olup davacının haftanın 6 günü 08.30-19.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık 12 saat fazla çalıştığı kabulü ile fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.